Mihne şeyhi, sevgilisine üç
şey, bir hilal, bir külah, bir miktar da şeker gönderdi.
Sevgili, bunu görünce
şeyhinden gelen armağanı kabul etmedi.
Getiren hizmetçiye:
Şeyhine söyle dedi, biz bunlardan
tamamen geçtik.
Hilal, kan yutmaktan başka
bir şey yiyen, eline yiyecek geçen adamın işine yarar.
Ben, daima kan yuttuktan
sonra sen de bilirsin ki hilalden kurtuldum demektir.
Şeker, bir içim zehirden
başka bir içeceği olana yarar.
Damağımdan bu acılık
gitmeyeceğine göre sen de bilirsin ki Şeker, haramdır bana.
Külah, başı olana yahut bir
kıl kadar olsun başından haberi bulunana yarar.
Gömlek gibi başsız olan adama
külahın ne lüzumu var?
Ey hayat!
Senin üç armağanın da senin
olsun. Bana bir şey kâfi, artık ötesini sen bilirsin.
Tanrıya mensup güneşi ele
geçiren, ondan başka şeyleri abes (boş) görür.
Sen de aşk sırrının azığını
elde ettiysen daima azıksızlıkla iftihar eder, başını yüceltirsin.
Bir an böyle bir başa nail
olmayı istersen hiçbir zaman sana, senin başın gerekmez.
*Mümin
başı, bedeninden ayrılınca kalabalık bir topluluk, aydınlanır.
Kalemin başını kesmek, pekiyi ve güzel, yerinde bir şeydir.
Yoksa kimse, onun güzel bir yazı yazdığını göremez.
Doğru ve haklı olmayan, çürük
ve temelsiz işlerden ayrıldın mı sana doğruluk, insaf, adalet verirler.
Geçiciden vazgeçtin mi,
devamlı olan bağışlanır.
Bu işe adamakıllı sahip olman
için önce kendi önünden kalkman, yok olman gerekir.
Çünkü sen kendinde oldukça
sevgili, eline geçmez.
***
İLAHİNAME. FERİDÜDDİN-İ ATTAR
M.E. B. YAY. 392
*
Yaren,
On sekiz bin âlemi gezmekten
seni ala koyan kendinsin.Yanlış seçimlerin.
Fazla isteyişlerin, az
değerliyi sayısı fazla olunca değerli sanışın, değerliye layığınca değer
vermeyişin, zamanı gelince koparman gereken bağlarını koparmayışın, hatta
bağlanmaman gereken yere sıkı bağlanman, yani kendini kendin engelleyişin
mahrumiyeti getirir.
Başın daha yüce işlerle
uğraşması için vücudundan ayrılması gerekir. Yani vücudun aklını devamlı meşgul
etmemesi lazımdır.
*
RAVLİ