29 Mayıs 2013 Çarşamba

UTANCINDAN ÖLEN KİŞİ

Peygamberin huzuruna gelen Habeş’li 109                                                                                     

Bir Habeş’li peygamberin huzuruna gelip dedi ki:
Vakit geldi, tövbe edeceğim.

*Tanrı diler beni yargılasın, diler tövbem kabul edilsin, ne olursa olsun; senin gibi peygambere dayanmışım ben.

Peygamber dedi ki:
Sen tövbe ettikten sonra iyice bil ki bağışlandın demektir.

Bunun üzerine Habeş’li,
“ Ben suçlarımla yolumu yitirmiştim.
Suçlarımı Tanrı beğenmez.
Doğru, doğru ama bir de suçları mı gördü mü ki?’’ dedi.

Peygamber, bilmez misin ki dedi; Tanrıdan bir zerre bile gizli değildir.

*Suçlarını zerresine varıncaya kadar görmüştür ama yüzüne vurmamış, örtmüştür.

Habeş’li bu sözü duyunca kanlı yüreğinden bir Ah! Çekti.
Gönlünden o Ah! Öyle bir çıkış çıktı ki can kuşu, kendinden geçti.

Mustafa’nın önünde topraklara döşendi.
Tertemiz bir halde yerlere serildi, tertemiz Tanrıya ulaştı.

Peygamber, dostları çağırdı, ey ashap dedi, hep birden koşun.
Utanca gark olmuş Tanrı şehidine ağlayın, tekbir getirin, namazını kılın!

*Utancından ölen kişinin bedeni tutyalaşır. (çürümez, kaybolmaz)

Onu toprağının bir zerresini koklasan o bir zerre adeta coşup köpüren yüz deniz kesilir.

                                         ***
İLAHİNAME. FERİDÜDDİN-İ ATTAR M.E.B. YAY. 392

                                            *
Yaren,

Bunca zamandır bildiğimiz söz, Allah’tan korkmak, kuldan utanmak.
Onursuz sayılacak ya da gülünç olacak bir duruma düşmekten üzüntü duyarız, utanır, sıkılırız.

Ait olduğumuz toplumun oluşturduğu; inanç, kanun, adet, gelenek, töre gibi davranışlara uygun hareket etmeyenlerin yüzüne veya arkasından, kınayıcı veya aşağılayıcı sözler söylenir.
Ceza verilir.

Aşağılan kişiye toplum içinde değer verilmez, adeta kalabalık içinde yalnız kalırlar veya kendi seviyesindekilerle dost olurlar. 

Böyle kişiler toplum içinde yaşamaya mecbur olduklarından yüzsüzlük ve arsızlıkla toplum içinde dolaşırlar.

İnsan onursuz yaptığı yanlışın görülmesini istemediğinden gizli yapar. Bu davranışı açıkça yapanların ar damarı yırtılmıştır.
Yani utanmaz olmuşlardır.

Temelinde günah dediğimiz yasaklanan davranışlar kişi ve toplumu korumak amaçlıdır.

Tanrının her davranışımızı gördüğünü bilince artık saklayacak bir şeyimiz kalmaz.

Gizli suçlara gizli, açıkça işlenen suçlara açık olarak Tanrının cezalandırdığını biliyoruz.

Allah’ın hakkı üçtür dediğimiz, yaptığın yanlışlığın farkına varıp tövbe etmek için verilen hata payıdır.

Gizli yaptığını iki defa örter, üçüncü aynı yanlışlığı yaptığın zaman bir şekilde açığa çıkartır.

Şunu da bilmemiz gerekir ki, hiç kimse yanlış diye bir şey yapmaz. Doğruluğuna ve haklılığına inanarak yapar.

Ahlak, vicdan, namus, haram gibi kavramlarla anlatılan, Allah inancıyla oluşan kimya seni pişman olmaya, temizlenmeye ve doğru yolda devam etmeye zorlar.

Allah’ın yüzüne nasıl bakacağım diyen bir insan, utancından öldüğü zaman, bu kişinin şehit seviyesinde olduğunu peygamberimiz müjdeliyor.

                                               *
RAVLİ

Popüler Yayınlar