1 Mayıs 2013 Çarşamba

AŞK VADİSİ

İstek vadisinden sonra aşk vadisini tamamlamış olduk.
Aşk vadisi ateşler içinde kalacağın vadidir.

Yanar, yakılır üstünden tüm yapışanları yakarak üstünden atar.
Bunu yapmayanların yaşamı zehir olur.

Âşık; ateş kesilen, hararetle koşup giden, yanan yakılan ve alev gibi yücelip baş çeken kişiye derler.

Âşık, bir an bile işin sonunu düşünmez.
Hiçbir şeye aldırış etmez.

Yüzlerce cihanı yakar yandırır!
Bir an bile ne kâfirlikten anlar, ne din nedir bilir.

Ne bir zerre şüphe tanır, ne Tanrı yakınlığından anlar.
Onun yolunda iyi de birdir, kötü de.

Zaten aşk gelince ne bu kalır ne o!

 

Ey haramı, helalı bilmeyen ve her şeyi hoş gören, bu söz sana değildir.
Sen dinden dönmüşün birisin.

Senin canında bu özlem yoktur.
Aşık'ın nesi varsa oynar, elden çıkarır…

Sevgilinin güzelliğini burada görür, nazlanır!

Başkalarına, sevgili yarın görünecek diye vaat etmişler, başkalarına yarına salmışlar amma aşığın bu günü yarındır.

(Cennete gidince Tanrı’nı yüzünü göreceksin diye vaat ediliş.)

O, sevgiliyi burada seyreder!
Fakat insan, kendisini tamamıyla yakıp yandırmadıkça çaresizlikten nasıl kurtulabilir?

Âşık, tamamen daima yanar yakılır, erir.
Yine ansızın kendi makamına varmayı diler.

Balık, sudan çıkarıldı da ovaya atıldı mı belki yine denize kavuşurum diye çırpınır durur.

Burada aşk ateştir, akılsa dumana benzer.
Aşk geldi mi akıl, derhal kaçıp gider.

Akıl, onun sevdasında yetenek sahibi bilirkişi değildir.
Aşk, anadan doğma aklın işi, harcı olamaz.

Eğer sana gözükmeyen (gayb) âleminden bir göz bağışlarlarsa o vakit aşkın aslı neredendir, görür bilirsin!

Her ne varsa hepsi de birer-bire varlığından meydana gelmiştir.
Aşka düş, sarhoş ol da başını bile feda et!

Akıl gözüyle bakarsan aşkın ne başını görürsün, ne ayağını!
Aşka iş eri gerek.

Her şeyden hür adam gerek!
Sen iş eri değilsen, hür değilsen ölüsün ölü.

Nerden aşka layık olacaksın ki sen?
Bu yolda yüz binlerce defa diri bir gönül gerek ki bir solukta yüzlerce can feda etsin!

                                   ***

MANTIK AL- TAYR 2 Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI ( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)

                                      ***
Bu konuyu daha iyi anlamak için:

RAVLİ ŞERBETÇİYE ÂŞIK OLAN ZENGİN yaz Googleden oku.

RAVLİ KOYUN POSTU yaz Googleden oku.

RAVLİ AŞK OYUNUNU GÖR SANATINI SEYRET yaz Googleden oku.

RAVLİ GEL İÇİMİZE KATIL yaz Googleden oku.

RAVLİ KALBİNİ VERMEK yaz Googleden oku.

RAVLİ CAN VE AŞK yaz Googleden oku.

RAVLİ CAN KİME VERİLİR yaz Googleden oku.

Ateşler içinde kalmak, yanmak, yok olmak bir tabirdir, sakın korkma.
Sendeki kötü alışkanlıkların yok edilmesi için operasyondur.

Temizlenmen ve üstündeki kirlerden kurtulma çalışmasıdır.

Toplumun iyi diye seni yönlendirdiklerini yok sayarak düşüncelerinde değişiklik yapmak için zemin hazırla.

Din baskısından çıkarak imana yönlenirsin.
Din zamanında yapmak zorunda olduğun davranışlardır.

İman devamlı yapmak gereken davranışlardır, buna ahlak diyoruz.

Yani burada imanı dinden daha öne çıkararak yeniden değerlendirme yapmak olanağına kavuşma hazırlığıdır.

Çünkü namazı dosdoğru kılınız hükmünce önce imanı sağlamlaştırmak gerekiyor.

İmansız kılınan bir namazın Tanrı katında beğenilmediğini biliyoruz.
Seni olgunluk, bilgelik yoluna istek sokar, sevginin aşka dönüşmesi ile yol almaya başlarsın.

Burada tek değer vardır bunun adı da aşktır.
Aşkta da sevgilin tanrıdır.

Tanrı aşkı öğrenmen için bir kulunu görevlendirir ve o kulu üzerinden edebini sana öğretir.

Her şey bir şey üzerinden anlatılır, öğretilir.
Bilinenden bilinmeyen, görünenden görünmeyen anlatılır.

Burada anlatılanda saplanıp kalmamalısın.

İşaret edileni anlamaya ve o işaret edilen yere gitmeye, yapmaya çalışmalısın.

Haramı ve helâlı bilmiyorsan bu öğrendiklerinden sana bir fayda olmaz.
Haram lokma yiyorsan sende bu isteyiş, bu aşk özlemi olmaz.

Ne yaparsan yap, ne edersen et, ne söylersen söyle içi boş kalır.

Ölmeden önce ölünüz hadisi şerifi ile Tanrı yüzünü bu dünyada iken görmenizin imkânı olduğu açıkça âşıklara müjdelenmiştir.

Miraçta peygamberimize nasip olan Tanrı’yı görme ve görüşmede Tanrı Peygamberimize ne istiyorsan vereyim dediğinde Peygamberimiz bana vereceklerini ümmetime de ver diye naz edişinden ve olur almasındandır.

Bildiğimiz en büyük âşık, peygamberimizdir.
Âşıklık Peygamber yolundan başka bir yol değildir.

Ancak onun işaretlerinden gidenler aşk yolundan kolayca ulaşmışlardır.
Âşık olan hep sevgilisini görmeyi diler, işi de odur, gücünü harcayacağı yer de budur.

Aşk başa geldi mi tüm diğer dertler önemini yitirir, unutulur gider.
Kalp gözü, gönül gözü Tanrı sana bağışlarsa yani perdeyi kaldırırsa o zaman görür olursun.

Mühür kalbine konmuşsa istediğin kadar bülbül gibi söyle göremezsin ancak başkalarının gördüklerini kendin görmüş gibi anlatırsın hem kendini hem de sana inananları aldatırsın.

Unutma ki kendinin inanmadığına başkasını inandıramazsın.
Hatta onun duymak istediklerini söylesen bile.

Yaren diğer işlerine fayda olur, daha iyi mevkilere çıkarım düşüncenle bunları öğreniyor yapıyorsan muhakkak çıkarsın hatta daha iyisine bile.

Amma velâkin bu bir yolunu kesmek için tuzaktır sakın o tuzağa takılıp kalmayasın.

Yol bitmiyor, daha da iyisi yolun ilerisinde sakın yolda durma, geri dönme, işine de devam et yoluna da devam et.

Her seni bağlayandan bir şekilde kurtularak yoluna devam etmelisin.
Özgür olmayanın ibadeti kabul edilmez.

Önce özgür ol sonra ibadet edersin.
Yaren bu yol tren yolu döşemek gibi düşün.

Birbirinin aynı traversleri yere döşersin, sonrada üstüne rayları koyarak devam edersin.

Baktığın zaman aynı işi yapıyorum dersin.
Ama yer değişmiştir, zaman değişmiştir, mevsim değişmiştir.

Değişmeleri fark etmedikçe aynı şeyi yapıyorum sanırsın.

Hani bir köprüden akan suya bakarsın da diğer bir zamanda tekrar baktığında aynı su akıyor sanırsın.

Oysa ilk baktığın zamanki su ulaşacağı yere ulaşmıştır, yeteri fayda sağlamıştır, tekrar buhar olup bulut olup gezdikten, kar veya yağmur olarak yağdıktan sonra tekrar o dereden akmaktadır.

Farkında olmak buradadır.
Sen yolcusun.

İlk geldiğin yere doğru gitmektesin.
Kuş uçar yem arar, her yere uçar konar ta ki besinini bulana kadar.

Değerli olmak için çalış ki değerini versinler.
Değersiz bir kişi isen değer verilmek beklemek boşuna bir bekleyiştir.

Allah bize bu yolda yar ve yardımcı olmadıkça bu işi başaramayız amma, gayretli çalışma yapana da Allah yardım eder.

Diri bir gönülle amacımızdan gözümüzü ayırmadan çalışmalıyız.
Sevgi Tanrı dışında başka bir şeye yönelirse buna yoğunlaşmış sevgi diyoruz.

Bu aşk değildir.
Bu istek sadece cinsellik içeriyorsa hayvani ruhun yönelişidir.

Aşk bir müddet cinsellikle birlikte gözükse ve istekle birlikte hazlar içerse de sevgiliye yaklaştıkça ayrılmalar başlar.

Yani aşk cinsel istekten başka bir isteyiştir.
Kendini yok sayıp sevgilide var ve birlikte olmaktır.

Sevgini kime yoğunlaştırırsan sevgi saldırısı yaparsın ki o kişi seninle ya savaşır ya da kaçar.

Diri olmak için kontrollü olmak ve dengeleri devamlı sağlamaya çalışmak gerekir.
Ne istediğini bilmelisin, hangi yolda gittiğinin farkında olmalısın.

Gelişi güzel ne sevgi ne de aşk sonuçlanır.
Tüm olanaklarını bu konuya odaklamak, imkânları kullanmak, gerekenleri yapmak, hemen sonrasında rahatlayıp sevinci elde tutarak sonucu sabırla beklemek gerekir.

Yarabbi bize yardım et.
Anlayış perdelerimizi aç.

Yanlış söylesek bile doğru anlayış ver.
Biliyoruz ki her şeye gücün yeter.

Yardım etmeyi sevdiğin için isteyişimiz vardır.
Âmin.

                                    ***
RAVLİ

 

Popüler Yayınlar