Uyanık bir adam, bir gece
Beyazid’i ölümünden sonra, rüyada gördü. Beyazid, ona görününce,
Ey bu zamanın Şeyhi!
Tanrıya ne dedin?
Beyazid şöyle cevap verdi:
Tanrı tapısından emir geldi,
ey yolcu, bize geldiğin yerden ne armağan getirdin, dedi.
Tanrıya dedim ki:
Yarabbi, yol armağanı olarak
sana suçlarımı getirdim. Yalnız şirk koşmadım sana onu getirmedim.
Bunu dedim ama dünyadayken
bir kere süt içmiştim de geceleyin karın ağrısı, boğazımı sıkmaya başlamıştı.
O gece karnım öyle ağrıdı ki
canımdan bezdim.
Kendi kendime, süt içtim de
dedim, bu ağrı ondan oldu.
Tanrı, bana bunu hatırlatıp
dedi ki:
Sana şirk getirmedim diyorsun
ama
Ey pir, bu kadar az bir
zamanda ne çabuk unuttun.
O süt, yüzünden bana şirk
koştun sen.
Şirk koştun da sütten karnım
ağrıdı dedin, benden bilmedin.
Birlik defterine bir çizgidir
çizip defteri karaladın.
Öyle kendine güvenerek birlik
davasına kalkışma.
Sen, şirk koşarak süt içtin.
Canım nerden tevhit (birlik) kokusunu duyacak?
Ağzından şirk kokusu gelmede.
Sen böyle süt içmeden
vazgeçersen ancak o zaman hakikatte ergin olur, buluğa erersin.
***
İLAHİNAME. FERİDÜDDİN-İ ATTAR
M.E.B. YAY. 392*
Şirk:
Yüce Allah’ın ilahlığında,
sıfat ve fiillerinde ve Rab oluşunda ortağı, benzeri ve eşinin olduğunu kabul
etmeyi ifade eder.
(Rab:
Efendi, sahip, terbiye eden,
yetiştiren, düzene koyan, düzelten, tedbir alan, sorumluluk üslenen, yöneten,
nimet veren, ihtiyaçları gideren, kefil olan, seçkin, sözü dinlenen, otorite
sahibi reis, melik (hükümdar), efendiliği ve
üstünlüğü kabul edilen kişi demektir)
Yapılan ibadetlerde Allah’tan
gayrisini gözetme ve riya (özü- sözü bir olmamak)
gibi kötü hasletler ( insanın yaradılışındaki huyu,
tabiatı, mizacı) için de şirk kelimesi kullanılmıştır.
Allah’a şirk koşmak
günahların en büyüğüdür.
( Buharı, Edep, 6; Müslim, iman,
38)
Şirk ve küfrün Allah
tarafından bağışlanmayacağı bildirilmektedir. ‘’Şüphesiz
ki Allah, kendisine eş koşulmasına asla bağışlamaz, bundan başkasını
(günahları) dilediği kimse için bağışlar. Kim Allah’a ortak koşarsa, gerçekten
pek büyük bir günah işlenmiş olur’’
(Nisa, 4/48, 116)
Müşrik:
Bir şeyde ortak olmak
anlamındaki şirk kökünden türeyen müşrik, sözlükte ortak koşan, ortak yapan
demektir.
Müşrik kâfirdir, ancak her
kâfir müşrik değildir.
Örneğin, Mecusilikte (ateşe tapan) olduğu gibi iki ilahın varlığını kabul
etmek hem şirktir, hem de küfürdür.
Hâlbuki ahret gününe
inanmamak sadece küfürdür, şirk değildir. Nitekim Kuran’da da müşriklerle ahl-i
kitap, kâfirlerin iki ayrı zümresi olarak açıklanmıştır;
‘’ Apaçık delil kendilerine
gelinceye kadar, ehl-i kitaptan ve müşriklerden inkârcılar (küfürden) ayrılacak
değiller-di’’
(Beyine, 98/1)
Allah’a şirk koşmak en büyük
günahlardandır.
Hatta şirkin Allah tarafından
bağışlanmayacağı ve onun en büyük bir zulüm ve haksızlık olduğu bildirilmiştir.
(Nisa, 4/48; Lokman, 31/13)
Şirk beş kısma
ayrılır.
Şirk-i istiklal: Birden fazla ilahın varlığını kabul etmek.
Mecusilerin ve müşriklerin şirkleri ile senevîye (dualistler) buna örnek
gösterilebilir.
Şirk-i Teb’iz: Hıristiyanların teslis inancında olduğu gibi,
Allah’ın bir olduğunu söylemekle birlikte, O’nun ilahlardan meydana geldiğine
inanmak.
Şirk-i Takrip: Allah’ı yaratıcı olarak kabul etmekle birlikte, O’na
yaklaştırır veya şefaatçi olur ümidiyle başka varlıklara tapmak.
Mekke müşriklerinin putlara
tapmaları gibi.
Şirk-i Taklit: Başka birini taklit ederek, Allah’tan başkasına,
putlara ibadet etmek ve onları ilah olarak tanımak.
Şirk-i Esbap: Eşyanın ve tabiatın hakiki müessir olduğuna inanmak,
tabiatı yaratıcı olarak kabul etmek. Ancak meydana gelen şeylerin sebep sonuç
ilişkisine bağlı olduğunu söylemekle birlikte, bunları yaratanın Allah olduğunu
kabul etmek şirk değildir.
Doç. DR. Fikret KARAMAN
Diyanet İşleri Başkanlığı yayınları dini kavramlar sözlüğü. Alıntı.
*
Yaren.
La ilahe illallah.(Yoktur, Allah’tan başka ilah)
La faile illallah. ( İşi yapan Allah’tır)
Sebeplere takılı kalma.
Sebeplerdeki kişi ve olaylar
kafanı karıştırır, yanlış yola sürükler. Farkında olmadan gizli şirke sokar.
Dikkat etmelisin.
*
RAVLİ