30 Mayıs 2013 Perşembe

ÖLEN BİRİYLE KONUŞMAK

Coşkun bir erin, bir kabir başındaki sözleri 117

Coşkun bir er, bir seher çağı yol üstünde büyüklerden birinin mezarını gördü.

Mezara pek güzel bir taş dikmişler, kabri sağlam yapmışlardı.

*Uzun bir müddet orada durdu.
Gönülden onun ruhuyla görüşüp konuştu.

Sonra dedi ki:
Bu uyumuş, kendinden geçmiş adamın hiçbir şeyi yok.
Onun için de işi gizli.

Yüce ruhu, öyle kuvvetli bir er ki bu yolda hiçbir şeyini göremiyorum ben.
Mezarına koydukları şu taş yok mu?

Bütün dünyada ona, bu taştan başka bir şey vermediler işte.

Dediler ki:
Bize bunu daha açık, daha aydın söyle de bu sır açığa çıksın.

Bunun üzerine şöyle dedi:
Bu uyuyup geçen adam, öyle bir er ki dünyayı da terk etmiş, ahreti de.

Dünyası da yok onun, ahreti de.
Çünkü o, başka bir şey isteyen bir er.

Fakat ne faydası var?
İstediği şey, öyle bir şey ki yüceliği yüzünden ne kimsenin eline geçti, ne de bundan böyle geçer.

O ister doğru olsun, ister eğri…
Elinde nesi varsa bu uğurda verdi; şimdi hiçbir şeyi yok.

Bunca zararla, bunca faydayla dolu olan âleme bir de bak gör:
İşi gücü, alçaltıp yüceltmeden ibaret.

Gündüzün bütün varlıkları gözünün önüne kor.
Gece oldu mu bir hışımla hepsini eksiltir, yok eder.

Bırak bu ıstıraplarla dolu dünyayı.
Âlem sofrasındaysan nasibin hiçtir, hiçten ibarettir.

Bu koyup kaldırmayı, bu alçaltıp yüceltmeyi seyret.
Şu hiçlikten meydana gelen şu yokluktan doğan zanlara, hayallere bak.

Yol nedir?
Elindeki canı terk etmek,

Çünkü insan, kendisini yanlış bir yola atamaz.
Gözün yoksa yanıla dur.

Nakşa kapılırsın ama yol kesen nakış da nakkaştan meydana gelmiştir.
Gerçi sayıya sığmaz, ölçüye gelmez dert var ama sevgili oyunbazdır, hepsini birden verir mi hiç?

Âşık, daima yanıp yakılır da sevgili, onun yanmasıyla sadeleşir, onu yaktıkça yakar.

Sevgili herkese uygundur, onu herkes sever.
Sever ama mahlûka tamamıyla mal olur mu hiç?

Onu, olduğu gibi bilemeyiz biz.
Özlemle derdimiz öyle kalır gider.

Sen âşıksan, gönlünün yanıp yakılması daha münasip,
O seni yaktıkça sen de yana dur!

İster bu sevdada ol, ister olma; bundan başka yol yok sana.
Ey var olan, onda yok ol.

Seninle o, bir araya sığmazsınız vesselam.

                                ***                                             
İLAHİNAME. FERİDÜDDİN-İ ATTAR M.E. B. YAY. 392

                                              *
Yaren;

Ölmüş birinin ruhuyla konuşmak istersen?
Önce vakit namazını kıl.
İki rekât Allah rızası için namaz kıl.

 Bir Fatiha on bir ihlâs okuyarak sevabını ziyaret edeceğin kişinin ruhuna hediye et.

Secdeye kapanarak Allah’tan görüşmek istediğin kişi için izin iste.
Ziyaret edeceğin kişinin mezarına saygılı bir biçimde oturarak gözlerini kapayarak bekle.

İn-şa-Allah izin verilir.
Ruhla görüşme sesli ve sözlü olmaz.
Bakışla olur.

Ancak konuşmuş, duymuş gibi anlayış olur.
İsteğinde çok istekli ve samimi olmalısın.

                                *
Şunu iyi anlamalısın Allah seninle kendi arasında hiçbir şey istemez. Bunun için başına gelmeyen kalmaz.

Akıllı ol da kendin Allah’la arana duvar olacak her şeyi kendin kaldır.

                                           *
RAVLİ

Popüler Yayınlar