Komşusunun eşeğini alıp değirmene gitti…
Güzelce uyudu.
O uykuya dalınca eşek, boş
kaldı oradan gitti.
Bir kurt da o eşeğe rastlayıp
paraladı, yedi.
Ertesi günü, eşeğin sahibi
adamdan eşeğin değerini istedi.
Beraberce yola düştüler,
suyolunun yanına kadar gittiler,
Hali bir birbirine anlattılar…
Bu eşeği kim ödeyecek,
değerini kim verecek dediler.
Suyolcu dedi ki:
O kurt’u karnı aç olduğu
halde ovalara başıboş salan.
Şüphe yok ki bu suçu onun
çekmesi doğrudur…
Her ikiniz de eşeğin değerini
ondan istemeliyiz.
Bunda hiç kimsenin suçu,
taksiri (kusuru) yok…
Ne yapıyorsa o yapıyor!
Mısır kadınları bile, bir
mahlûk olan Yusuf’u görünce değiştiler, başka bir hale girdiler, kendilerinden
geçtiler.
Öyle olduğu halde
Bir meczubun, devlet yurdunda
bir devlete nail olarak,
Hâllenmesi, kendinden
geçmesi, önüne ardına bakmaması, aldırış bile etmemesi şaşılacak bir şey midir
artık?
Meczup, ne söylerse ondan
söyler (Tanrı’dan), ona söyler…
Her şeyi ondan arar, onunla
ister!
***
Suyolcusu: Değirmenin suyolunu devamlı temizleyerek suyun akmasını sağlayan görevlisidir.
KAZA: Allah’ın ezeli ilmiyle takdir ettiği şeyin vakti
gelince meydana gelmesine denir.
KADER: Allah’ın her şeyi vakti gelince, ezeli ilmine uygun
olarak, irade ettiği şekilde yaratmasıdır.
Yani yaren Allah takdir
ettiği zaman o meydana gelir.
Kişilerde, kendinde, olayda
sebep, suç arama, takdir Allah’ındır.
Ne kadar düşünsen, ne kadar
önlem alsan kaza ve kaderde anında basiretin bağlanır (bir
şey yapamamak durumu) Tanrı hükmü yerine gelir.
Anlaşılması için örnek:
Sen kurs görerek ehliyet
alırsın, defalarca araba kullanarak melekeni geliştirirsin, arabana bakım
yaptırırsın ama kaza anından önce tüm duyuların durur ve kaza meydana gelir.Böyle birinin kaza yapması imkânsız dersin ama gelir başka biri sana çarpar.
Ezelde yazılı olan başına
gelecektir muhakkak, kurtuluş yoktur.
Şayet sende iyilik etmeye
çalışan ve yapan, kötülük yapmaktan çekinen biriysen başına gelecek o kaza en hafifi
olarak söylüyorum rüyanda bu kazayı yaşarsın ve Tanrı hükmü yerine gelir.
Allah için iyilik yapın,
sadaka verin, fitrenizi verin, zekâtınızı verin hükmünü yerine getirirsen en az
zararla atlatırsın.
Bunları yapmana rağmen yine
de ağır bir şey başına gelirse; bu Rabbimden gelmiştir diye hoşça karşılayarak
şükretmelisin.
Sakın şikâyetçi olma, beterin
de beteri vardır unutma.
Hoşça karşılayıp
sabredenlerin mükâfatını Tanrı verir.
Görelim Mevla neyler,
neylerse güzel eyler.
Allah yolunda olanların
başına gelenlerin acı duyması, diğer olmayanların başına gelmesinde oluşan acı
kadar olmaz.
Mevla’sını bilenin belası
kalmaz.
Çünkü onun için bela bal
olur.
Üzülmez.
Arif Allah’ın ne yapacağını
izler, sanatındaki güzellikleri görerek hayretlere dalar.
Onun için yaren başına bir iş
gelince kişileri suçlayarak saldırma.
Takdirin ne olduğunu anlamaya
çalış.
***
RAVLİ