29 Mayıs 2013 Çarşamba

SIKINTILAR İÇİNDE GÜZEL YAŞAMANIN SIRRI

Şeyh Beyazid’la kendisine had vurulan kalleş 107

Âlemi aydınlatan Beyazid, günlerden bir gün sarraflar arasından geçmekteydi.

Yolda bir kalleş gördü.
Tepesinden tırnağına kadar suçlara batmıştı.

 Birisi ona öyle bir had vuruyordu ki vücudundan seller gibi kan akıyordu.
O halde bile kalleş ah etmemekte, gülmekte, keşke demekteydi.

Beni hep böyle dövselerdi, vücuduma ateşten kılıçlarla vursalardı!
O rindin bu halini gören din şeyhi şaşıp kaldı.

Orada gece basıncaya kadar bekledi.
Had bitince Bistam piri, adama gizlice sordu:

Bu kadar yaralandın, kanlar aktı.
Sense gül gibi güldün, açıldın.

Ne bir ah ettin, ne bir damla gözyaşı döktün.
Senin bu haline şaştım doğrusu.

Bunun sırrı nedir? Anlat bana.
Nasıl oluyor da bu sıkıntı içinde güzel, güzel yaşamadasın?

Sevgilisinden ayrı düşen kalleş, bu sözü duyunca dedi ki:
Şeyhim sevgilim uzakta, durmuş, bir yana çekilmiş.

Hiçbir şeyle meşgul değil, yalnız beni seyrediyordu.
Onu yol üstünde durmuş görünce derdimden haberim bile olmadı.

O anda yüz yaram olsaydı hiç gözüme mi görünürdü?
Sevgili benim için ayaküstünde durmada, artık ben nasıl olur da ayağımı diremem ki?

O tek er, bu sözü duyunca gözünden sel gibi kanlar revan oldu da içinden dedi ki:

Ey kara günlere düşmüş pir!
Din yolunu bu kalleşten (Ters insan) öğren.

Dine ait her işin tersine.
Bir bak ta gör, sen nasılsın, o nasıl?

Bu rintten (Sarhoş, ayyaş) din öğrenmek gerek.
Öğreneceksen böyle öğrenmelisin işte.

*Dinde nice teslim ve rıza ehli vardır ki aşağılık bir kuldan yol öğrenirler.

                                 ***
İLAHİNAME. FERİDÜDDİN-İ ATTAR M.E. B. YAY. 392

                                            *                      
Had vurmak:
İşlenen bir suçun nasıl, nerde, ne kadar uygulanacağına ölçü konulmasına had, uygulanmasına hat vurmak denir.

                                             *
 Beyazid-ı Bistami’ye soruyorlar, bunları kimden öğrendin diye.
O da köpekten diyor.

 Halk arasında Beyazıt şeyhine köpek diyor diye laf yayılıyor.
Beyazıt bir vaazında diyor ki:

Nehir kenarında abdest alırken susamış bir köpek geldi.
Suya bakınca irkilip geri kaçarak havlıyor.

Suda gördüğü kendi yüzünü canavar olarak görüyordu.

Birkaç defa böyle davrandıktan sonra, sudaki görüntüsüne saldırmak için suya atlayınca görüntü gidiyor, sanal canavar yok oluyor ve suyu kana, kana içiyor. Diyor.

Yaren olgunlaşma yolunda olanlar her şeyden ders alırlar. Öğretmenleri gerçek yaşamdır.

Gerçek yaşamı olduğu gibi göremeyen, değerlendiremeyen yücelerde ki yaşamı anlayamaz, o yaşam içinde yer sahibi olamaz.

Anlatımlar gerçeğe bağlı olmalıdır.
Yani; söz gerçeklenmeli, gerçek söz haline gelmeli ki anlayış, kabul ediş, yaşantıya katış olsun.

Söz misafirdir, bir müddet kalır sonra uçar gider.
Gerçeklik kafesine korsan kalıcı olur.

Gerçeklik kafesine yani yazarak kalıcı hale getirebilirsin.

                                              *
Her şeyi gören ve duyan Tanrının seni gördüğünün farkında isen acılar sana etkili olmaz.

İmanla sevenin vücudunda öyle bir mutluluk hormonu salgılanır ki, herkese acı veren şeyler onun için acı hükmünde etki yapamaz.

                                                *
RAVLİ

Popüler Yayınlar