4 Mayıs 2013 Cumartesi

ÖMRÜN DEĞERİ

Padişah, bir garibe vezirlik rütbesi verdi.
O da uzun bir zaman vezirlikte bulundu, mala devlete nail (Ele geçirmek) oldu.

Nihayet ihtiyarladı, kocalık geldi çattı.
Padişahtan izin istedi.

Dedi ki:
“ Bir bucağa çekilip kendi başıma oturacağım, çünkü padişahım, ölümden korkuyorum.
Gece gündüz ibadet edeceğim, her an sana da duada bulunacağım.”

Padişah dedi ki:
“ Sen önce buraya eli boş, işsiz güçsüz bir halde geldin.

Neyin varsa hepsini bana teslim et, ilk günü nasıl geldiysen buradan yine o halde git!

Buraya eli boş geldin, bunca hazineyle gidiyorsun, budala (Geri zekâlı) mısın sen”

Vezir dedi ki:
“ Peki, vezirlikte bulundum ama ömrümü de senin yolunda harcattım.
Ömrümü bana ver, al malını.

Yahut da seslenme, bırak şu yoksulu!
Kim bilir?

Ben, o derece değerli bir sermayeyi senin yolunda oynadım, kaybettim!”

                                               *
Mademki bütün sermayen, ömründen ibarettir, peki, neden bu ömrü, hemencecik yele verdin?

Böyle bir sermaye elden gittikten sonra neyin varsa hepsi de gitti demektir.

A adam olmayan, sen ömrün kadrini (Değerini) ancak ve ancak ölenler bilir.
Git de mezardakilere sor, bakalım bu aziz ömre dair ne diyecekler?

                                  ***
MANTIK AL- TAYR 2 Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri.
M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI
( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)

                                      *
RAVLİ

Popüler Yayınlar