Şeyh-i Mihne’ye bir kocakarı
dedi ki:
“ Sen huzur içindesin,
rahatsın; bana da bir dua öğret!
Bundan önce bir hayli
muratsızlıklara uğradım; dilediğim şeyler olmadı.
Fakat bundan böyle artık
tahammül edemiyorum.
Huzura, istirahata, gönül
hoşluğuna kavuşmam için bana bir dua öğretsen o duayı, hiç şüphe etme, kendime
virt (aynı şeyi devamlı okumak) edinirim, her
gün okurum”
Şeyh dedi ki:
“Ben nice zamandır, yerime
oturmuş, dizlerimi dikmiş, böylece kala kalmışım.
İstediğim şey için vaktiyle
ben de bir hayli koştum, bir hayli yoruldum;
Fakat muradına erişen ne bir
zerre gördüm, ne de buldum!
Aradım taradım ama bu derde
bir deva bulamadım ben.
Gönül istirahatı, insana yüz
göstermez vesselam!”
***
MANTIK AL- TAYR 2
Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI
( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)
***
Yaren,
Tanrı istediğini değil ihtiyacını
verir.
Sihirli bir formülle kolaycacık
istediğine ulaşamazsın.
Tanrı sana yardımcıdır ama
Tanrı’ya bir dua ederek işlerini gördüremezsin.
Bir isteğin yerine gelince
yine yüzlerce istek baş gösterir.
Tanrı isteyin vereyim diyor
ve veriyor.
Tanrıdan ıvır zıvır şey
istemek için dua edilir mi?
*
Gönül ne zaman sakinleşir?
İsteklerden kendini kurtardığın
zaman,
Gönlün nefsinle birlik olduğu
zaman bitmek tükenmek bilmeyen doyumsuz isteklerle seni oradan oraya koşturur.
Önce dur da şu soruyu kendine
sor;
İhtiyacım nedir?
İhtiyacım ne kadar?
Bunun dışındaki ihtiyaç
sandığın isteklerindir.
Bunu tespit ettikten sonra
kabul et.
Yaşamını isteksizlik üzerine
düzenlemeye başlamalısın.
İhtiyacın sınırını iyi koyup
kendine BU KADARI YETER komutu vermelisin.
Yaren, İsteklerinle kendini
zorlama.
Aklına gelen tüm istekleri
yaz.
İhtiyaç olanları bırak
diğerlerini kâğıttan sil, aklından sil, gönlünden sil.
Nefsin her gördüğü güzel diye
takdim edileni ister.
Çocukların yaptığı
davranıştır.
Kendini kontrol
edemeyenlerin, imkân ve şartları değerlendiremeyenlerin istekleri insanı
huzursuz eder.
Gönlünden çer-çöp ne varsa at
dedikleri değersiz, kalitesiz, ihtiyacın olmayan isteklerdir.
Bunu yaparsan sakinleşir neyi
ne zaman nasıl elde edebileceğinin farkına varır kendini düzenli ve planlı bir
yaşama sokarsın.
Farkında olmak ve kontrol
konusunu yeniden yeniye bir daha okuyarak hatırlamalıyız.
Önce dengeyi bulmalısın.
Dengeyi bulduktan sonra yine
dengeyi bozmadan neye daha çok önem vereceğini saptayıp dengeye kaybetmeden
kazanım sağlamalısın.
Bize sunulan hikâyelerde uç
örnekler verilmiştir.
Bizim olmaz dediğimizle, olur
arasında düşünerek bize uygun olanı bulmamız isteniyor.
Bu hikâyelerde en yüksek
kişilerin hayatı örneklenilerek hedefler gösteriliyor.
İSTEKLERİN SENİ
KONTROL ETMESİNE, ORADAN ORAYA SAVURMASINA DUR DE.
***
Bir gün İbrahim bin Edhem
Hazretlerine sordular.
Dediler ki:
- Ya İbrahim!
Dua ediyoruz, fakat
dualarımız kabul olmuyor.
Dualarımızın kabul
edilmeyişin sebebi nedir?
Edhem oğlu İbrahim cevap
verdi:
“ On şeyden kalbiniz ölüdür.
Onun için dualarınız kabul
olmaz.
1.
Hakkı bilip,
lakin emirlerini tutmazsanız,
2.
Şeytan düşmanım
dersiniz, fakat ona uymaktan vazgeçmezsiniz.
3.
Kur’an okursunuz,
fakat emrettiği gibi yaşamaz, buyruğunu tutmazsınız
4.
Başkalarının
ayıplarıyla meşgul olur, kendi ayıplarınızı görmezsiniz.
5.
Hazreti
Peygamberin sünnetini yapmazsınız.
6.
Hak Teâlâ’nın
nimetlerini yersiniz, fakat şükür etmezsiniz.
7.
Cenneti
bildiğiniz halde istemezsiniz.
8.
Cehennemden
korkarız dersiniz, günah işlemekten çekinmezsiniz.
9.
Ölüm Allahü
Teâlâ’nın hükmüdür dersiniz, fakat ölüm için hazırlık yapmazsınız.
10.
Ana ve
babalarınızın ölülerini kendi ellerinizle mezara koyduğunuz halde ders
almazsınız.
Durum böyle olunca dualarınız
hiç kabul olur mu? Dedi.
*
RAVLİ