29 Mayıs 2013 Çarşamba

BÜTÜNÜ BAK GÖREN VE FARKINDA OLAN OL

Tanrı rahmet etsin, Şibli ile Şibli’ye bir sual soran 105

Şibli, bir gün bir meclisteydi.
Birisi, ey cihanı aydınlatan, söyle!

Arif kimdir?
Diye sordu.

Şibli, şöyle cevap verdi:
Arif, o kimsedir ki âlem de önüne gelse kirpiğinin bir kılığıyla yerinden kaldırır.

Hatta arifin kudreti bundan daha artıktır (Fazla).
Başka biri, bir başka gün ona, ey sırların üstadı, arif kimdir? Diye tekrar sordu.

Şibli şöyle dedi:
Arif, öyle zayıf, öyle kudretsiz bir kişidir ki şu dünyaya bir an bile tahammül edemez.

Derken birisi yerinden fırlayıp ey âlemi aydınlatan dedi, filan gün arifi şöyle tarif ettiydin.

Bugünse böyle söylemedesin.
Adeta din yoluna bir tenakuz (Çelişki) koymadasın.

Şibli dedi ki:
Ey sual soran!

O gün, ben bende değilmişim.
Açıkça meydanda bu!

Fakat bugün kendimdeyim.
Sözün doğrusu bu, sana bundan daha iyi cevap olamaz.

Güzelliği bir cihetten (Yönden) gören kişinin görüşünde kemal (Olgunluk) yoktur.

İyiliği de görmek gerek, kötülüğü de.
İnsan kendindeyken bulunduğu makamları da görmeli, kendinden geçtiği zaman bulunduğu makamları da.

Onları hep birden ve ondan (Tanrı’dan) görürsen iyi, kötü göremezsin ki.
Kötülük görsen bile değil mi ki o, ondandır, ondan gelmededir, iyilik olur, iyilik görünür.

Sevgilinin tek bir uzvunu (Parçasını) görmeye kalkışma da gözlüler gibi onu (Sevgiliyi, Tanrı’yı) bir bütün olarak gör.

Bir uzvu (Parça) yüzünden elden, avuçtan çıkma.
Yedi azasını da birden ve olduğu gibi görmek gerek.

Hem evi, hem de tavanı görürsen bütün bir aşk âlemini, kendine vakfolmuş (Bilen, farkında olan) görürsün.

                                      ***
 İLAHİNAME Ferideddin-i ATTAR.
M.E. B. 392 Şark-İslam Klasikleri.
Çeviren Abdülbaki GÖLPINARLI.

                                       ***
İşte böyle yaren,

Tam ve doğru görüşe sahip olmak bütünü görmekle olur.
Görmek de bakmanın farkında olmanın, dikkatli olmanın, farklılıkların bir araya gelişini anlamaya çalışmakla olur.

O halde bakan iki göz gereklidir ki bakabilesin.

O iki göz de yetmez görebilen iki göz daha gereklidir ki gizlenmiş, perdelenmiş, saklanmış olanı görebilesin (Kalp gözü, gönül gözü).

Dört göze sahip olduktan sonra farklılıkları görmek ve farklılıkların bir arada ve birbirine destek ve kuvvet oluşturduğunu görmemiz ve anlamamız gerekmektedir.

Bunları söylemek kolaydır ama gerçeklemek için uzun bir bilgi birikimi gereklidir veya bilen bir pire (Yaşlı ve olgun) bağlanmak, onun yönlendirmesine itirazsız kabul edip yapmakla olur.

O pir detaylı anlatmaz, sadece sana gideceğin doğru yolu ve dikkat etmen gerekenleri söyler.

O pirin söylediklerini anlamazsan bile güvenerek kabul etmek gerekir ve inşallah sonra bunun hakikatini anlarım diye kendine telkin vermek gereklidir, önemsenmelidir.

Önce tüme gitmek gerekir.
Tüme gitmeyenler, bütünü göremeyenler şaşkınlık ve kararsızlık içinde kalırlar.

Bu blogda ara penceresinden:

RAVLİ GÖZ
RAVLİ ARİF yaz bu konuları okumalısın.

                                      *
RAVLİ

Popüler Yayınlar