15 Mayıs 2013 Çarşamba

CANIN DİN ZEVKİNİ ALMASI

Bir padişah, ansızın bir yol pirini (Bilge ve yaşlı, yol gösterici), bir hırkaya bürünmüş sufiyi gördü.

Dedi ki:
“ Ey sufi, haber ver; ben mi iyiyim, sen mi iyisin?”

Pir dedi ki:  
“ Ey hakikatten haberi olmayan, sus!

Gerçi kendini övmek bizde yoktur;
Çünkü kendini öven hakikatten haberdar değildir.

Fakat söylemek vacip (Zorunlu) oldu bana.
Benim gibi biri, şüphe yok ki senin gibi yüz binlerce padişahtan daha iyi durumdadır.

Çünkü canın din zevkini almamıştır…
Nefsin de seni, kendisine eşek edinmiş!

Üstüne de binmiş…
Sen, onun yükü altına girmiş, ona bir tutsak olmuşsun!

Ağzına bir gem vurmuş; sen de gece gündüz demiyor, onun emrine uyuyor…

O gemi ne yana çevirirse o tarafa gidiyor, onun dileğini arayıp duruyorsun!
A adam olmayan, o sana ne buyurursa ona uyuyor, ancak onun dileğiyle adım atıyorsun!

Fakat ben din sırrını bildiğim için kendime nefsimi eşek etmişimdir.
Nefsim, benim eşeğim oldu mu üstüne binmişim…

Eşek nefis, senin üstünde, bense nefsin üstündeyim!
Ben eşeğim, senin sırtına biniyor…

Şu halde benim gibi bir er, senin gibi yüz bin padişahtan daha iyidir “
Ey köpek nefsini hoş tutan, sana şehvetten (aşırı istekten) bir ateş düşmüştür.

O şehvet ateşi, yüzünün suyunu (utanma duygunu), şerefini, namusunu giderdi…

Gönlünden nuru, teninden kuvveti aldı!
Gözün kararması (körlük), kulağının duymaması (sağırlık), ihtiyarlık, acizlik, aklın, düşüncenin zayıflığı…

Bunlar gibi yüzlercesi, ölüm beyinin  (Azrail) askerleridir.
(Ölümün habercisidir)

Hepsi de ölüme kuldur (Boyun eğen) bunların!
(Ölüm gelince hepsi ortadan kalkar)

Gece gündüz bu askerler gelip çatarlar, adeta, arkadan beyimiz geliyor derler.

Bu askerler, her yandan gelip çattılar mı sen de yolundan kalırsın, nefsin de!
Nefsinle güzel geçindin; onunla işretlerde (içki toplantılarında), meclisler kurdun.

Ayağın, onun işret meclisine bağlandı…
Sen onun kudretine zebun (zayıf düşmek) oldun.

Fakat bu askerlerle padişah, yani ölüm, geldi de çepçevre etrafını kuşattı mı sen, o köpek nefisten ayrı düşersin, o köpek senden ayrı düşer!

Burada birbirinizden ayrılır, ayrılık derdine müptela (alışkanlık) olursunuz ama

Gam yeme; burada ona bir daha ulaşamasan bile cehennemde ulaşırsın…
Orada beraberce hoş bir vakit geçirirsiniz!

                                  ***
MANTIK AL- TAYR 1 Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M.E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI ( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)
                                   ***

Yaren,

İsteklerinin seni kontrol etmesi, gütmesi, orada oraya savurması, değerli gücünü ve zamanını harcatır.
Ruh sağlığını bozar.

Kararlarında yanlışlıklara sebep olur.
Yani yaren, isteklerine ihtiyaç sınırı koy (Bu bana yeter) ve nefsine hâkimiyet kur.

Dini sever önerilerini yapmaya çalışırsan nefsin üzerinde hâkimiyet sağlarsın.

Din yolunun dışında bu hâkimiyeti öğretecek, benimsetecek, uygulama kararlığında olacak, yaptırım gücü olan başka bir öğreti yok.

Doğu felsefesinin öğretilerinde kısa bir zaman ve etkisi olan ve sadece o kişinin yararlanası dışında bir etkisi olmayan, kendini kısa süreli kontrol etme metotları yaygınlaştırılmaya, Müslümanlık etkisizleştirilmeye uğraşılıyor.

Yaşamın sonuna kadar çok etken olan nefisle mücadele etmen isteniyor.
Bir şekilde kontrol etmelisin.

“ BU KADARI BANA YETER “diye dünya isteklerine sınır koyarak işe başla.

İsteklerim diye liste yap.
Bunların içinde gerçekten ihtiyacım değil dediklerinin üstünü çiz.

Bak ne kadar rahatlayacaksın.
İşte aklını istek baskısından kurtararak, gerçek ihtiyaçlarınla sevinçle uğraşacaksın.

İkinci olarak, kendinden ve yakın çevrenden başlayarak pozitif hislerle yaklaşımlarla hizmet etmeye hürmet göstermeye başla.

BEN kelimesini aklından sil, dilinden hiç çıkmasın
İnşallah rahatlar, sevinç içinde yoluna devam edersin.

Daha da öğrenmek istiyorsan bloğumuzda olan farkındayım ve kontrol konularını tekrar oku.
                                        ***

Özel,

Allah insanı nasıl mühürler?
İnsanın gözünü bağlarda gördüğünün farkında olmaz.

Kulağını tıkar da duyduklarını anlayamaz.
Anladım sanır ama anlamadığından haberi olmaz.

Mana anlatılsa bile anlar, kısa süre sonra unutur.
İnsanı şaşılacak derece kendinden alır da şaşkın yaşar.

Kuran’dan hiç nasip alamaz duruma getirir.
Bilgiye akıl ne yapar?

Akıl, bilginin hareketlerini yönetir ve ayar yapar.
Kaç perde vardır?

Karanlıktan olan 700 perde vardır.(Gerçeği olduğu gibi görmene engel olan), kaynağı hayal âlemidir.

Işık perdesinden 700 perde vardır.(Dayanılacak seviyede tutarak yanmaktan korumak için)

Gerçekler âleminden gelmiştir.
Bilip anlayan nasıl olur?

Azdan çoğu,
Bir şeyden birçok şeyleri,
Bir satırdan kitabı anlayarak,

 Güzellikleri herkese göstermeli miyiz?

Güzelliğin değerini bilene göstermeliyiz, saklamamalıyız.
Güzelliğin değerini anlamayana güzellikler gösterilmez.

Allah’ı görmeye çalışmalı mıyız?

Hayır.
Sadece dua ederek istemeliyiz.
Yarattıklarına bakarak Tanrı sanatını anlamaya çalışmalıyız.

                                               *
RAVLİ

Popüler Yayınlar