14 Mayıs 2013 Salı

ELBİSE

Bir, gönlü perişan meczup vardı…
Herkes giyimli kuşamlı idi, o çırılçıplak!

Dedi ki:
“ Yarabbi, bana sağlam bir cübbe ver..
Başkaları gibi beni de sevindir!”

Hatif (Allah’tan söz getiren melek) seslendi:
 İşte bak…
Sıcacık güneşim buracıkta; geç otur!”

Meczup dedi ki:
“ A Tanrım, bana ne vakte dek azap edeceksin?
Senin güneşten daha iyi cübben yok mu?”

Hatif:
“ On gün sabret de istemeden sana bir cübbe vereyim “ dedi.

Adam on gün güneşin altında yandı…
Nihayet birisi bir cübbe verdi.

Veren adam da pey yoksuldu.
Bu yüzden verdiği cübbede yüz binlerce yama vardı.

Meczup dedi ki:
 “ Ey sırları bilen Tanrı, bu hırkayı, bana vaat ettiğin günden beri dikmekle mi meşguldün?

Hazinendeki yeni elbiseler galiba yandı ki bunu dikmek icap etti!

Nihayet yüz bin yamayı bir araya getirip diktin, bu cüppeyi yaptın…
İyi ama bu terziliği kimden öğrendin sen?”

                                       ***
Tanrı tapısında iş kolay değildir…
Yolunda toprak olmak gerek.

Nice kişiler bu tapıya geldiler ama daha uzaktan ateşten, nurdan ya yandılar, ya gerisin geri döndüler!

Ömür gelip geçtikten sonra maksuda mı erişilir?
Niceler hasret kaldılar, gelip geçtiler de maksatlarına eremediler.

                                          ***
MANTIK AL- TAYR 1 Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M.E.B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI ( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)

                                            ***

Yaren,
Sen onca bu yolda yürümüşken bile yine de imtihan yapılırsın.
Belirli bir dereceye erişsen bile nazlar, cilveler hep olur.

Çünkü seven sensin.
Sevilen naz eder.

Sevildiğini bildiğine yapar.
Naz edenin neden nazlandığını bilemezsin?

O naz makamındadır, sense niyaz makamındasın.
Erenler Allah’la böyle konuşmalar yaparlar.

Yaren düşün ki sen bir şey söylüyorsun ve Allah karşılık cevap veriyor.
Bu insana yeter de artar bile.

Bir giysinin değeri mi olur?

                                        ***
RAVLİ

Popüler Yayınlar