25 Mayıs 2013 Cumartesi

KENDİ İŞİNİ KENDİN YAP

Yoksul birisinin Cafer-i Sadık’tan sorusu 32

Yoksulun biri, günlerden bir gün, gönül doğruluğu ile Cafer-i Sadık’tan sordu:             
Gece gündüz işin nedir senin?

O gönül aydınlatan ışık cevap verdi:
Baktım, gördüm ki, benim işimi bir başkası benim gibi yapamıyor, rızkımı (yiyecek, içecek) bir diğeri benim gibi yiyemiyordu.

İşimi, kendimin başarması gerek dedim.
O yüzden tembelliği boynumdan attım.

Yaratıldığımdan beri rızkım (yiyeceğim içeceğim), bana gelip yetişmede.
Bu yüzden ne hırsım kaldı ne de tamahım (doymazlığım).

Ölümüm de çaresiz, gelip çatacak.
Kimse benim için ölmeyecek.
Ölümüme hazırlanmaya, onu karşılamaya koyuldum.

İnsanlarda bir vefa (Sevgiyi sürdürme, sevgi, dostluk bağlılığı) görmedim.
O yüzden de canla, gönülle Allah vefasını seçtim.

Bundan başka ne zanna düştüysem hepsini terk ettim.
Zandan ibaret olduğumdan hepsinden vazgeçtim.

Bilmem sen ne vakit kendine geleceksin?
Bu kadar dalgınlıktan ne zaman vaz geçeceksin?

Benim dileklerim üç taraflı, senin dileklerin de.
Bir de sen tutup dört taraflı olmasını istiyorsun.

Bizdensen Kâbe gibi bir taraflı ol.
Neden kabeteyne (İki Kâbe, Mekke’deki ile Kudüs’teki Mescid-i Aksa) benzersin sen?

Seni oyun için yaratmadılar; yücelik için, yüceliklere ulaşman için yarattılar.

Ömrünü zayi etme sakın.
Ömrünü, bundan böyle olsun ziyana verme artık.

Bilmez misin ki her gece, sabah gelir çatar, seni uykuda bulur.
Ömrünün yenini, yakasını yırtar.

Korkarım, uyanınca elinde bir şeycikler bulamayacaksın.
Bütün işin, gücün oyundan ibaret görünmekte,

Namazın, bi namaz (Namazsızlık) sanki.
Gafletle (Çevrendeki gerçekleri göremeyen, gözü bağlı, gerçeklik algısını yitirmiş olarak) kıldığın namaza karşılık bir yufka ekmeği bile elde edemezsin sen.

                                     ***
 İLAHİNAME FERİDÜDDİN-İ ATTAR M.EB. YAY.392                                                                                            

                                     ***
Cafer-i Sadık Hazreti Ali’nin kardeşi olup, Muta savaşında bayrak tutarken iki elini de kaybederek şehit düşmüştür.

Şiilerin on iki imamından altıncısıdır.
Dine alışık olanlara yol gösterirdi.

Gittiği yolu izle, sözlerini aklından çıkarma.
Onun yolu gözünü her an doğru yolu bulman ve görmen için aydınlatan ışıktır.

                                          *
İşte böyle yaren,

Çok dileklerin olur da hiçbirine ulaşamazsın.
Dileğimi bire düşür o da Tanrıya ulaşmak olsun.

Yüceliklere ulaşmak için verilen yaşam zamanını iyi kullanmamız gerekiyor.

Çok zamanı boşuna kaybettiğimin farkına vardın ise uyandın demektir.
Kalan ömrümü bundan böyle olsun ziyan vermemeye çalış.

Karanlıktan sonra aydınlık gelir.
Aydınlık kendiliğinden geldiği zaman uykuda olmamak gerekiyor faydalanamayacağımı anladığım için aydınlığı uyanık bekliyorum.

Uykudan uyanınca elimin boş olduğunu gördüm.
Ömrüm uyumakla geçerse elimde bir şey olamayacağını anladım.

Çevremdeki gerçekleri görmeden kıldığım namazın karşılığının olmadığını, oyun oynar gibi namaz kıldığım zaman bunun da namazsızlık anlamına geldiğini anladım.

Büyüklerimiz bizden bir şey istemeden, beklemeden bizlerin yanlış veya doğru yolda olup olmadığımızı bize göstererek, doğru yolda gidersek elimizde kalıcı olacak kazançlarımızı açıkça belirtiyorlar.

Yanlış yolun vereceği zararları ve kaybımızı açıkça örnekleri ile anlatıyorlar.

Hiçbir yol izlemezsen kaybettiğin zamanın değerini açıkça anlatıyorlar.

Netice olarak bize UYAN diyorlar.
Karanlıkta kalma, yolda gecikme, bizim yanımıza doğru gel diyorlar. 

                                          *
RAVLİ ÖLÜM yazarak Googleden okumalısın.

                                           *
  RAVLİ

Popüler Yayınlar