Yoksulun biri, günlerden bir
gün, gönül doğruluğu ile Cafer-i Sadık’tan sordu:
Gece gündüz işin nedir senin?
O gönül aydınlatan ışık cevap
verdi:
Baktım, gördüm ki, benim işimi bir başkası benim gibi yapamıyor, rızkımı
(yiyecek, içecek) bir diğeri benim gibi
yiyemiyordu.
İşimi, kendimin
başarması gerek dedim.
O yüzden tembelliği boynumdan
attım.
Yaratıldığımdan beri rızkım (yiyeceğim içeceğim), bana gelip yetişmede.
Bu yüzden ne hırsım kaldı ne
de tamahım (doymazlığım).
Ölümüm de çaresiz, gelip
çatacak.
Kimse benim için
ölmeyecek. Ölümüme hazırlanmaya, onu karşılamaya koyuldum.
İnsanlarda bir vefa (Sevgiyi sürdürme, sevgi, dostluk bağlılığı) görmedim.
O yüzden de canla, gönülle
Allah vefasını seçtim.
Bundan başka ne zanna
düştüysem hepsini terk ettim.
Zandan ibaret olduğumdan
hepsinden vazgeçtim.
Bilmem sen ne vakit kendine
geleceksin?
Bu kadar dalgınlıktan ne
zaman vaz geçeceksin?
Benim dileklerim üç taraflı, senin
dileklerin de.
Bir de sen tutup dört taraflı
olmasını istiyorsun.
Bizdensen Kâbe gibi bir
taraflı ol.
Neden kabeteyne (İki Kâbe, Mekke’deki ile Kudüs’teki Mescid-i Aksa)
benzersin sen?
Seni oyun için yaratmadılar;
yücelik için, yüceliklere ulaşman için yarattılar.
Ömrünü zayi etme sakın.
Ömrünü, bundan böyle olsun
ziyana verme artık.
Bilmez misin ki her gece,
sabah gelir çatar, seni uykuda bulur.
Ömrünün yenini, yakasını
yırtar.
Korkarım, uyanınca elinde bir
şeycikler bulamayacaksın.
Bütün işin, gücün oyundan
ibaret görünmekte,
Namazın, bi namaz (Namazsızlık) sanki.
Gafletle (Çevrendeki gerçekleri göremeyen, gözü bağlı, gerçeklik
algısını yitirmiş olarak) kıldığın namaza karşılık bir yufka ekmeği bile
elde edemezsin sen.
***
İLAHİNAME FERİDÜDDİN-İ ATTAR M.EB.
YAY.392
***
Cafer-i Sadık Hazreti Ali’nin
kardeşi olup, Muta savaşında bayrak tutarken iki elini de kaybederek şehit
düşmüştür.
Şiilerin on iki imamından
altıncısıdır.
Dine alışık olanlara yol
gösterirdi.
Gittiği yolu izle, sözlerini
aklından çıkarma.
Onun yolu gözünü her an doğru
yolu bulman ve görmen için aydınlatan ışıktır.
*
İşte böyle yaren, Çok dileklerin olur da hiçbirine ulaşamazsın.
Dileğimi bire düşür o da Tanrıya ulaşmak olsun.
Yüceliklere ulaşmak için verilen
yaşam zamanını iyi kullanmamız gerekiyor.
Çok zamanı boşuna
kaybettiğimin farkına vardın ise uyandın demektir.
Kalan ömrümü bundan böyle
olsun ziyan vermemeye çalış.
Karanlıktan sonra aydınlık
gelir.
Aydınlık kendiliğinden geldiği zaman uykuda olmamak gerekiyor
faydalanamayacağımı anladığım için aydınlığı uyanık bekliyorum.
Uykudan uyanınca elimin boş
olduğunu gördüm.
Ömrüm uyumakla geçerse elimde
bir şey olamayacağını anladım.
Çevremdeki gerçekleri
görmeden kıldığım namazın karşılığının olmadığını, oyun oynar gibi namaz
kıldığım zaman bunun da namazsızlık anlamına geldiğini anladım.
Büyüklerimiz bizden bir şey
istemeden, beklemeden bizlerin yanlış veya doğru yolda olup olmadığımızı bize
göstererek, doğru yolda gidersek elimizde kalıcı olacak kazançlarımızı açıkça
belirtiyorlar.
Yanlış yolun vereceği
zararları ve kaybımızı açıkça örnekleri ile anlatıyorlar.
Hiçbir yol izlemezsen
kaybettiğin zamanın değerini açıkça anlatıyorlar.
Netice olarak bize UYAN
diyorlar.
Karanlıkta kalma, yolda gecikme,
bizim yanımıza doğru gel diyorlar.
*
RAVLİ ÖLÜM yazarak Googleden
okumalısın.
*
RAVLİ