13 Kasım 2011 Pazar

ŞEMS VE TANRININ İSTEDİĞİ 3 ŞEY

Bir gün Şemseddin, Mevlana’nın medresesinde bilgiler saçıyordu.
Dedi ki:

“ Her şeyden ari (Hür) duru (Temiz, pürüzsüz, arınmış) ve yüce olan Tanrı bütün mahluklardan üç şey istedi:

Biricisi, buyruk tutmak,
İkincisi iş beğendirmek,
Üçüncüsü yâdında (hatırlama, unutmamak) tutmak.

Buyruk tutmak:
İbadet etmektir.

İş beğendirmek:
Kulluktur.

Yâdında (Hatırlamak) tutmak:
Marifettir.

İnsanlara yük olma,
Onların yükünü al,
Temahı kes.
Kendi temahını (Eğilimini, yönelişini) onların önüne koy.

Onlar, zenginliği isterlerse sen fakirliği iste.
Onlar izzeti (Kuvvet, kudret, değer, kıymet, yücelik, ululuk) isterlerse, sen zilleti (İstemeyi istememek) iste.

                          ***
Yine biri:
“ Marifet nedir?” diye sordu.

O: “ Marifet gönlün Tanrı ile diriliğidir.
Diri olanı öldür.

Bu diri, senin vücudundur.
Ölü olanı dirilt, bu da senin kalbindir.

Hazırı kayıp et, o da dünyadır.
Kayıbı hazır et, o da ahrettir.

Var olanı yok et.
O da arzundur (İstek, heves).

Yok olanı var et,
Bu da senin niyetindir (Bir şeyi önceden isteyip düşünmek, maksat).

Marifet kalpte,
Şahadet (Bir şeyin doğruluğuna tanıklık) dildedir.

Eğer Cehennem’den kurtulmak istersen HİZMET ET.

Cennet istersen NİYET ET.

Eğer Tanrı istersen YÜZÜNÜ TANRI’YA ÇEVİR ki o anda, onu bulasın.

Beni tanıyan bana yönelir,
Beni isteyen beni arar,
Beni arayan beni bulur ve başkasının yüzüne bakmaz.” Buyurdu.
                               ***
Biri Şems’ten:
“ Sana nasıl ulaşırım?” diye sordu.

O da:
“ Tenini bırak da gel;
Çünkü kul ile Tanrı arasındaki perde tendir ve ten dört şeydir.

1.    Tenasül aleti (Cinsel organ).
2.    Boğaz.
3.    Mal.
4.    Mansıp (Makam, rütbe, derece).

Hasların ( İyi niyetleri ve nitelikleri kendisinde toplamış) perdeleri:
Taati (Allah’ın emirlerini yerine getirme),
Sevabı,
Kerameti.
Görürlerse Tanrı ile aralarında perde olur.” dedi.

                               ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ ŞARK İSLAM KLASİKLERİ 29 AHMET EFLAKİ M.E. B. YAY. 489
                              ***
                                       KULLUK

Kulluk: Doğruluk ve özveri ile bağlanmaya denir.

Kul olmak için:
İnsan etkinliğinin dışında, canlı cansız maddelerden oluşan varlığın tümüne uyum sağlamak gerekir.

İnsan etkinliğinin dışında kendi kendini sürekli olarak yenileyen ve değiştiren, yaradılış ve yapı özelliklerinin tümünün güzelliklerini koruyan, değişmez bir gücün olduğunu bilmek gerekir.

Dengenin ve sürekliliğin, her an yok edilerek tekrar yaratıldığını, güzelliklerin korunduğunu gözlemler ve anlarsan kul olmak yolundasın.

Çalışmalarının sonucunda bu kadar uygunluk ve düzenin birbiri ile uyuşmasının rastlantı olamayacağını, bunları bir gücün yaptığını anlayış ve akıl erdirme yoluyla ulaşırsan kul oldun demektir. 

Neler öğrendik:
1.    Tanrı’nın emirlerini yapmamız gerektiğini fakat ne kadar çok veya iyi yaptım diyerek bu yaptıklarımızı görmememiz gerektiğini öğrendik.
2.    Tanrı’ya kulluk yapmamız gerektiğini öğrendik.
3.    Tanrı’yı hep hatırlamamız gerektiğini öğrendik.
4.    İnsanlara yük olmamamız, hatta oların yükünü üzerimize almamız, başkalarının oluşturduğu heva ve hevesler peşinden gitmememiz gerektiğini öğrendik.
5.    Başkalarının eğilimleri ve yönelişleri (Kişisel değerleri) etkisinde kalmadan kendi öz eğilim ve yönelişimizi ortaya koymamız gerektiğini öğrendik.
6.    İstememeyi isteyerek kendimizi bulmamız gerektiğini öğrendik.
7.    Tanrı ile birlikte yaşamayı öğrenmek gerektiğini öğrendik.
8.    İstekleri terk edince kalbimizin dirildiğini öğrendik.
9.    Tanrı erleri bizim hiçbir şey yanımızda olmaksızın, yalnız tam doğru ve gönülden istekle bizi kabul ettiklerini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Senin değerli dediğin, yıllarca elde etmek için çalıştığın, bekçiliğini ettiğin, uğrunda savaş verdiğin her şey boş ve Tanrı ve Tanrı erleri yanında çer, çöp mesafesinde olduğunu öğrendik, anladık.

Kişi ve davranışlarını ayırmaksızın HİZMET edersek Cehennemden kurtulmak müjdesini aldık.

İyi niyet sahibi olursak yaptıklarımızın sonucu ne olursa olsun CENNETE gireceğimizin müjdesini aldık.

Hep Tanrı’yı arayıp istemekle onun hakikatini öğreneceğimizi ve YÜZÜNÜ GÖRECEĞİMİZ müjdesini aldık.
                                                     *
RAVLİ



Popüler Yayınlar