10 Kasım 2011 Perşembe

NEFS


Allah’ı bilmek istiyorsan önce nefsini bilmen gerek.
İnsan ruhu, bir aynadır.
Gönül görünüş yeridir.

Bedenin sana acı ve zevk veren kısmını geçersen, kalp zevkini bulur, aşk nuru ile dolar, birlik âlemine gidersin ve hakkı bulup onunla kalırsın.

Doğadaki güçsüzler bulunduğu ortamın rengine ve şekline benzeyerek korunurlar ve avlarının yakınına gelmesini bekler avlayarak hayatlarını devam ettirirler.

Doğal olan bu yaşama insan aklını ve bilgi birikimini kullanarak bu yaşamdaki oyunu oynar.

Bu oyun o kadar gelişti ki adeta içimizde ikinci bir kişi oluşturdu.
Kendi içimizde savaş yapmaktan ve gerçek doğru ile sanılarla, zanlarla, hayallerle içimizde savaş veriyoruz.

Nefs dediğimiz ikinci kişilik birinci kişiliğimiz üzerinde zamanla öyle baskı kurar ki kişi doğru ile yanlışı da sanal ölçülere göre kabul ettiğinden doğru yaptım doğru yapıyorum sanır.

Sadece bu âlemde oyununu oynar, ancak diğer âlemden gelen bilgileri etkisiz hale getirmek için bulandırır, sulandırır, şüphelere sokar, aklını karıştırır.

Bıraktığın şekilde kalmaz.
Çok sıkı kontrol etmek gerekir.

Herkese göre değişik şekilde görüntü oluşturduğundan tarifi zordur.

İlahi öğütlere itibar edenler kontrol edebilirler.

Seni kontrol etmeye başladı mı aklınla oyun oynamaya başlar, vücudunu istediği gibi kullanır.

Sanki içimizde başka bir kişi oluşur.
Sonuçlardan zarar görür farkına varırız da ancak yine de vazgeçmeyiz.

Her bu konuyla ilgilenen kendine göre tarif ettiğinden ve çok tarif edildiğinden kafalar karıştırılmıştır.

Nefs görüntülerinin oluşturduğu şekillere Allah sanarak tarihte inanç şeklini oluşturanlar çoktur.

Nefs beş duyu akıl ve hayalle iyi uyum sağlamıştır.
Hayal en kuvvetli silahıdır.

Zannetmeyi kullanarak oyun yazar sana seyrettirir gerçek olduğuna inandırır.
İnandırdığı bu oyunu başkalarına da anlatmanı isteyerek başka insanlarda da egemenlik kurmak ister.

 Seninle ve en güvendiğin aklınla alay eder.

KISACASI ZANNETTIKLERİMİZ İÇİMİZDE BAŞKA BİR SANAL KİŞİ OLUŞTURUR.

GERÇEK OLMAYAN FAKAT GERÇEK KABUL ETTİGİNLE GERÇEKLER SAVAŞIR DURUR(VİCDAN).

AKLIN BU KARGAŞAYA ÇÖZÜM BULMAK İÇİN UGRAŞIR DURUR.

AKLIN BU KARGAŞAYA ÇÖZÜM BULAMAZSA ESEN RÜZGÂRA GÖRE KENDİNİ YAPRAK GİBİ SALIVERİR(HEVA, HEVES).

AKLIN ARİFLERLE İŞBİRLİGİ YAPARSA NEFSİN (ZANNETMEKLE DOĞRU KABUL ETTİKLERİN) ZORLAYICI ETKİLERİ ETKİSİZLEŞİR.

HUZUR BULUR DOĞRU KARARLAR VERİRSİN.
DOGRU SONUÇLARI ELDE EDERSİN.

Aklını iyi bilgi ile kullanan Önce baskı ve aldatmalara farkına varır, bu etkileri azaltarak yerine değişmeyen doğruları koyarak özgürlüğe ilk adımını atarsın.

Mücadele ettikçe inci dediğimiz başka kalıba değiştirilemeyen bilgileri çoğalttıkça nefsin etkisi yok edilir.

İhtiyacın kurallara göre karşılanması nefs değildir.

Sınır aşıldığı zaman nefse girer.

1.Ayırt etme kabiliyetini geliştirmen gerekir.
   (Doğru-yanlış, iyi-kötü, güzel-çirkin, vb.)

2.Ölçü ve sınır koyman lazımdır. (ne kadar ).

3. Kabul edilebilirlik olması aranması gerekir.
(verimli olacak şekle gelebilirlik imkânı araştırılır)

 4.Bilgi ile işbirliği gerekir.
(faydalı kısmı geliştirilir, zararlı tarafı etkisiz hale getirilir.)

5.Doğru olanı çabuk kabullenmek gerekir.
 (Zıtların bir arada olduğunu bilerek)
 6. Seçeneğin varsa seçersin yoksa bu şartlara uyum sağlarsın.)


İyi nefs, iyilik, ibadet, fazilet emreder.
 (İyi bir aileden olan kişi, çabuk boyun eyer.)

Kişi öğrenmekte tembellik ederse diğer nefs devreye girer.

İstekler azgınlaştığı zaman azcık sal tekrar kontrol et.

Nefsine inatla yaklaşma.

Yumuşaklıkla başka bir insanı yanlıştan uzaklaştırmak için döktüğün dili kendi kendine dök.

Aklın birdir ancak nefsin çoktur.

Aklınla önce iyi nefsinle beraberlik kurarsan kötülük emreden nefsin mecburen uyar.

Tek bir insansın ancak nefsinle beraber olunca onlarca insan huyunca olursun. 

İnsan nefsi kendisine yakın olanı küçümser, hor görür ve uzağa tabi olur.

Kolaya tenezzül etmez de güç olana talip olur.

Tecrübeliden usanır tecrübesize koşar da sevdiğine erişip istediğine kavuşamaz.
(Gurur kenedinden aşağı kişilerle bir araya getirir ben bilgiliyim diye öğünür)

Nefsin kibir kanadı vardır,
Gurur kanadı vardır,
Kendini beğenmişlik kanadı vardır.
Bu kanatlar kötülüklere götüreceğinden, kırmak ve etkisiz hale getirmek lazımdır

Nefs Allah’tan verilen lütuflardan birisidir.
Yaşamını sağlaman için gereklidir.

Kontrol altında tutmak zorundasın.

Cin tayfası bu kanaldan telkinler eder.

Cinleri kendine bulaştırmak istemiyorsan dinin emrettiği temizlik kurallarına uymalısın.

Kendi kendine uğraştığın nefs HZ. MEVLANA mesnevisinde geniş olarak anlatır.

Bizi en çok uğraştıran bize tesiri olan nefsine uymuş kişilerin vereceği zararlara katlanmak zorunda oluşumuzdur.

Ruhun arzu ve isteği vardır buna CAN denir.

Bedenin arzu istekleri NEFS tir.

Balık nasıl suda yaşarsa ruhun arzu istek kısmı rahmetle yaşadığından ruhun nefsi olan can daima rahmet isteğinde ve arayışındadır.    
                            *
  NEFS
Nefs-i mütefekkir: Ego, ruh ve bedenden oluşan benlik.

Nefs-i emmare: (çok zorlayan nefis): İnsanı kötülüğe sürükleyen nefis,(öfke, hırs, şehvet ve benzeri haller).
Dünyaya ve ahrete insanı isteklerle bağlayan hoşlanma duygusunu veren, ihtiyaç bildirendir.

Nefs-i Levvame(azap verici, kınayıcı nefis): Kötülükten sonra içe huzursuzluk, rahatsızlık veren nefistir.(lekeleyici nefistir.
 Birinin aleyhinde bulunmak, aşağı görmek, öfke, hırs, şehvet ve benzerlerini yapmamak, fakat yapanları ayıplamak, onlardan nefret etmek)

Nefs-i marziye: Başkaları tarafından beğenilme hali.
(kendinden razı olandan herkes de razı olur.
Kimseyi incitmez, herkes ondan razı olur)

Nefs-i mutmaine: İyilikle kötülüğü ayırt eden, temizlenerek kişiyi Allah’a yaklaştıran kuvvet.

Nefs-i mülhime: İlham verici nefis.
( fakir, masum, perişan birine yardımda bulunmak)

Nefs-i natıka: İnsan ruhu, insanın canlılar arasındaki yerini belli eden cevher. İnsanın maneviyatıdır.
İnsan ( maneviyat+ idrak + marifetle) Allah’ı bulur.
                                             *                                                                      

İşte böyle yaren,

Genel bir bilgi arz ettim.
Nefsi yaşamımızın her alanında göreceğiz ve onunla savaşacağız.

Bu savaşı nasıl yapacağımızı büyüklerimizden öğreneceğiz.
                                   *
RAVLİ                                                   

Popüler Yayınlar