28 Kasım 2011 Pazartesi

ŞEMS VE NİYAZ KAPISI

Mevlana Şemseddin Hazretleri buyurdu ki:
“ Ebu’l- Hasan’i Harkani (Tanrı’nın rahmeti onun üzerine olsun):

“ Bir adımımı Arşın üzerine, öteki adımımı de terin altına koydum;
Fakat aradığım kapı kapalıydı, hiç açılmadı.

Niyaz eşiğine eğilmeden kapı açılmadı.
Niyazın üstüne ibadet yoktur.

ŞİİR:
“ Bu hazretin yanında, niyaz, kulluk ve çaresizlikten başka bir şeyin itibarı yoktur”

                                     ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                      ***

NİYAZ
Yalvarmak, dilemek, gönül alçaklığında bulunmak, dua etmek, selam ve hürmet anlamına gelir.

Tanrıya giden yolcunun halidir.
Namaz niyaz için yapılır.

İbadet, niyaz makamıdır.
Aşığın gizli olarak, ruhen ve sırren Allah’a yalvarmasıdır.

Niyaz devamlı olmalıdır.
Allah’a uzatılan bir eldir ve muhakkak karşılık bulur.

Yalvarışın en iyi vakti, seher, (Tan)  vaktidir.

İhtiyacını Tanrı’dan istemektir, dilemektir.
Aşığın, canını dostun önünde secdeye koyarak yalvarması, yakarmasıdır.

KULLUK
Kulluk: Doğruluk ve özveri ile bağlanmaya denir.

Kul olmak için:
İnsan etkinliğinin dışında, canlı cansız maddelerden oluşan varlığın tümüne uyum sağlamak gerekir.

İnsan etkinliğinin dışında kendi kendini sürekli olarak yenileyen ve değiştiren, yaradılış ve yapı özelliklerinin tümünün güzelliklerini koruyan, değişmez bir gücün olduğunu bilmek gerekir.

Dengenin ve sürekliliğin, her an yok edilerek tekrar yaratıldığını, güzelliklerin korunduğunu gözlemler ve anlarsan kul olmak yolundasın.

Çalışmalarının sonucunda bu kadar uygunluk ve düzenin birbiri ile uyuşmasının rastlantı olamayacağını, bunları bir gücün yaptığını anlayış ve akıl erdirme yoluyla ulaşırsan kul oldun demektir. 
             
Neler öğrendik:
1.    Çalışıp çabalayarak ilahi âlemin kapısını bulsak da o kapının bize açılması için bizde yalvarış ahlakı olması gerekir.

İşte böyle yaren,
İlahi âlem dışında birçok şeyler öğrenebilirsin, fakat ilahi âleme girmen için kişiliğini sıfırlaman, Tanrı’ya yalvararak ihtiyaç duyduğunu kendin inanarak yalvarmalısın.

“Ölmeden önce ölünüz” hasisi şerifinin manasını anlayan, fakirliği anlayan bu kapıdadır.

İsmini duyduğumuz duymadığımız çok büyüğümüz bu kapıya defalarca gelmiş geri dönmüşlerdir.
O büyüklerimiz eksikliklerini tamamlayarak tekrar o kapıya gitmişler, eksiklikleri varsa tekrar döndürülmüşlerdir.

Büyüklerimiz bu kapının kendisine açılacağını ümit ederek bu kapıdan hiç ayrılmamışlar, “ Gir kulum” hitabını duyana kadar beklemeyi sürdürmüşlerdir.
                                     *
RAVLİ

Popüler Yayınlar