9 Kasım 2011 Çarşamba

ŞEMS VE ÖLÜM

Yine bir gün bir gencin ipek örtülere sarılmış ve fevkalade süslenmiş olan cenazesini götürüyorlardı.
Matem ehli feryat ve figan edip ağlayıp sızlıyordu.

Birdenbire, Mevlana Şemseddin bu cenaze ile karşılaştı. Onlara:

Bu hasretle dolu muradına ermeden ölen biçareyi nereye götürüyorlar.
Yıllardan beri bu yolun hasretini çeken, ciğer kanı içen ve muradına kavuşmayan bizleri götürsünler “ dedi.

ŞİİR:
Ölüm, erkekse benim yanıma gelsin,
Ben onu sıkı-sıkı güzelce kucaklayayım.”

Ben ondan rengi ve kokusu olmayan bir can alayım.
O da benden renkten renge girmiş bir hırka alsın
                                  *
Yine: “ Eğer götürülen ölünün, kendi halini apaçık bildirmeye dili olsaydı ve ölümün sırlarını açıklayabilseydi, neler söyler ve neler gösterirdi” dedi.
                                   *
Bir gün Mevlana Hazretleri (Tanrı onun sırrını kutlasın) buyurdu ki:
“ Efendim ve can bağım Şemseddin, bir kimseden incindiği vakit, ona “ Tanrı ona uzun ömür ve çok mal versin” diye dua ederdi.
                                    *
Yine nakledilmiştir ki:
Bir gün Veled Hazretleri şöyle anlatmıştır:

Mevlana Şemseddin zaman-zaman kendi müritlerinden ve âşıklarından kavun isterdi.

Tabii, onlar da tatlı kavunlar getirirlerdi.
O da yerdi ve kabuklarını onların başına vurur ve:
Ey ölüler!
Ne getirdiniz?” derdi.
O zaman onlarda keşifler hâsıl olurdu (Ortaya çıkan, görünen), gayıp âleminden (Görünmeyen var ve aktif olan âlem) garip şeyler görürlerdi ve perdeler yırtılırdı.

                                       ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ Şark İslam Klasikleri 29
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                      ***
Neler öğrendik:
1.    Şems Hazretlerinin ölümü arzu ettiğini öğrendik.
2.    Ölümden korkmadığını, ölüme sarılmak istediğini öğrendik.
3.    Ölümün renk ve kokusu olmadığını öğrendik.
4.    Ölümün Şems Hazretlerinden renk ve ayıbını örtecek giysi aldığını öğrendik.
5.    Ölümün sırrını bilmeyenlerin ölümden korktuklarını, ölen için boşu boşuna ağlayıp sızladıklarını öğrendik.
6.    Uzun ömür ve malın bedduaya uğrayanların uğraşısı olduğunu öğrendik.
7.    Vücudun değil, kalbin (Ruhun, gönlün) ölü oluşuna üzülmemiz gerektiğini öğrendik.
8.    Ölümü sevip kabul edenlere görünmeyen âlemin perdeleri açılarak hakikatlerden gösterildiğini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Ölümle her şey bitiyor sanan zaten kalbi ölü insandır ki, ölüm onu hep korkutmuştur.

Ölümü seven, ölümle bir yerden bir yere gidiş olarak bilen ve canı gönülden kabul eden ölümü sever ve ister.

Mevlana Hazretlerinin beyitlerinde ölüm bolca anlayacağımız şekilde çokça anlatılmıştır.

Peygamber efendimizin “ Ölmeden önce ölünüz” hadisi şerifinin hakikati anlatılmıştır ve övülmüştür ve önerilmiştir.
                                         *
RAVLİ
                        


Popüler Yayınlar