1 Aralık 2011 Perşembe

ŞEMS VE KISKANÇLIK

Şems Şam’da bulunduğu sırada haftada bir hücresinden çıkar, başçı (Kelle-paça) dükkânına gider, birkaç para verir, baş suyundan alıp içerdi.

Bir yılı hep böyle geçirdi.
(Nihayet) Başçı onun riyazet ehlinden (Nefsini açlıkla disipline eden) olduğunu ve onun, bu zahmete kendi arzusu ile katlandığını anladı.

Bir gün Şems’e acıdı, bir kâseye tirit doldurup güzel bir ekmekle önüne koydu.

Mevlana Şemseddin, durumunun, başçıya malum olduğunu anladı, hemen kâseyi bırakıp dışarı çıktı ve Şam’dan hareket etti.

                                        ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                      ***
Neler öğrendik:
1.    Tanrı erleri kendilerini halkın bilmesinden çekindiklerini öğrendik.
2.    Şems Hazretlerinin Konya’da kıskançların kıskançlıklarından ve alçakların düşmanlıklarından Şam’a geldiğini, incinmemek için Şam’ı da terk ettiğini öğrendik.
3.    Halk tarafından bilinildiği zaman saygı görme yerine manasız kıskançlıkların, dinsizlerin kıskançlığından, veli olamayan alçakların düşmanlıklarından çekindiğini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Tanrı erleri tanındığı zaman kıskançlık ateşiyle uğraşmamak, yolundan geri kalmamak için mekân değiştirirler.

                            KISKANÇLIK

Başkasının üstünlüğüne ya da etkinliğine dayanamaz.
Toplum içinde iken ortaya çıkar.

Deliliğe ve adam öldürmeye kadar giden dereceleri vardır.
Kıskançlık insanın yapısında vardır.

Zarar veren duygu ve düşünce bozukluğudur.
Sayısız sebebi vardır.

Ruhsal hastalıkların çoğuyla ilgisi vardır.
Benlik duygusunun etkisindendir.

Kıskançlar daima şikâyetçidir.
Şükretmesini bilmezler.

Bilgi olmadan, araştırma yapmadan yorum yaparlar, eleştirecek bir şey bulduğu zaman saldırıya başlarlar.
Tedavisi olmayan bir hastalıktır.

Kıskanç biri sülaleyi perişan eder.
Gizli ve açık düşmanlık yapmaktan çekinmezler.

Kıskanç sıkıntıdadır ve daima Tanrı ile dolaylı mücadele halindedir.
Ona verdin bana niye vermedin. Onun var benim niye yok diye

Allah’a hesabı kişi ve olay üzerinden sorar.
Kendini başkası ile hep kıyaslar.

Beklemesini ve istemesini bilmez.
Başkalarına verilmiş olanı beğenmez.

Kendisine verilenlere yeter görmez.
Hep kendi isteklerini dile getirir.

Ne kadar mutsuz görse de yine kıskanılır.
Nazar kıskançlığın içindedir.

Kıskanç olan kısa sürede kovulur. Kovulamıyorsa kaçılır.
Mutluluk yolunu keser.

Kıskanç kişi fayda yolunu bilmez, düzeltilemez.
Doymaz, kanmaz, sahip olduklarına değer vermez.

*Korumak adına yapılan davranışları kıskançlıkla karıştırma.*
Ne adına yaptı sorusuna hemen kıskançlıktan diyerek suçlayıcı davranışa girersen sen de kıskançsın.

KONTROL EDİLMESİ VE ZARARSIZ HALE GETİRİLMESİ

Mesafeli yaklaşım kıskançlıktan korur.
Kıskançlıktan kurtulamazsın ancak baskısını azaltabilirsin.

Kıskanç birini görürsen tedaviye yanaşma.
Doktorlar bile çare bulamamıştır.

Kaç veya kov.
Kıskançlığı imrenmek yoluna çeviren düşünce bozukluğundan kurtulur.

Allah yolunda olanları kıskançlık kirlendirir ama Hakkın bağışı onu tertemiz eder.

Allah adamı kıskançtır ama güzel gördüğünü kirletmez, sahip olanı aşağılamaz, yok etmeye uğraşmaz, Allah’tan kendisine de verilmesini ister.

Verilirse şükreder, verilmezse bunda da bir hayır var diye gönül hoşluğu ile kabullenir.

Kıskanç biriyle asla yol arkadaşı olma.
Allah’ın sana takdir ile verdiklerine razı olursan bu sabuklamaya (düşünce bozukluğu) girmezsin.

Sahip olduğun güzelliklerin farkına var.
İsteklerini ihtiyaç boyutuna çek.

Verilene razı ol.

Kabul etmek sakinleşmenin ilk kuralıdır.
Sakinleştikten sonra farkları fark et.

RAVLİ                                                                                                                 RAVLİ


Popüler Yayınlar