10 Aralık 2011 Cumartesi

ŞEYH SELAHADDİN’İN SUSKUNLUĞU

Bir gün Sultan Veled Hazretleri, babası hazretlerinden:
“ Bundan önce Şeyh Selahaddin Hazretleri, daima müşahade ettiği gayba ait türlü nurlardan haber verir ve:

“ İşte beyaz nur deryası gördüm, mavi bir nur görüyorum, işte siyah nur deryası dalgalanmıştır “ derdi.

Şimdi hiçbir şey söylemiyor ve bir renkten dem vurmuyor.
Acaba (Basiret gözü) perdelendi mi? “ diye sordu.

Mevlana:
“ Hâşâ! (Olmaz öğle şey)
Belki o zaman birbiri arkasından gelen sayılı nurlar görüyor ve her birinden ayrı-ayrı haber veriyordu. 

Şimdi ilahi nurlar deryasına öyle gömülmüştür ki onlardan hiç bahsetmiyor ve haber veremiyor ve onları tasavvur (Zihninde şekillendirme, göz önüne getirme) edemiyor “ buyurdu.

ŞİİR:
“ Seni nasıl tasavvur edeyim ki, senin suretin yoktur.
Nitekim suret mana denizinin köpüğüdür.”

                                       ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                      ***
Neler öğrendik:
1.    Gördüğünü anlatanın; anlattığı o işin başında olduğunu, daha konum ve durumda derinleşme olmadığını öğrendik.
2.    İşin derinliğine giren anlatımı kestiğini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Siyah bir nur karşına çerçevesiz ama dikdörtgen şeklinde çıkıyor.
Helezoni ve renkli nur çizgilerin dönüşleri içinde gitmeğe başlıyorsun.

Karşına güzel renkli bir tablo çıkıyor hayran kalıyorsun, bunu aklıma iyice yerleştireyim derken birinci tablo kayboluyor ikinci bir tablo kendini gösteriyor.

İkinci tablonun birincisinden daha güzel olduğunu görüyorsun bunu aklımda tutayım derken ikinci tablo kayboluyor üçüncü tablo geliyor.

Bu uzun bir süre dediğimiz aslında çok kısa zamanda oluyor.
Bu hal bittiği zaman geriye doğru düşünüyorsun.

Bu gördüğüm tablo ne manaya geliyor?
Bu güzellikler nerde?
Bir daha nasıl gidebilirim?
Bir daha nasıl görebilirim?

Diye düşüncelere daldığın için çevrenle ilgin dolayısıyla kesiliyor.

Gördüğünü tam ve doğru tanımlayamadığın için çevrene anlatamıyorsun.
Akıl bu durumda yetersiz kalıyor.
Ancak bir şey yaşarken o zaman anlayabildiğini anlıyor ve anlatıyorsun.

Ki bu anlattığım mana denizinin köpüğü olarak anlatılıyor.
Köpük bu ise gerisini sen düşün.
                                   *
RAVLİ

Popüler Yayınlar