18 Aralık 2011 Pazar

ÇELEBİ HÜSAMEDDİN VE SÖZLERİNİN KOKUSU

Sultan Veled (Tanrı onun nuru ile bizi kutlasın) şöyle anlatmıştır:

Ben bir gün, bütün arkadaşlarla birlikte Hüsameddin Çelebi’nin bağına gitmiştim.

Çelebi Hazretleri, din dışı sözler söylüyor, halka bağdan bahçeden bahsediyordu.

Ben onun mübarek ağzından çıkan manalar ve sırların hepsini işitiyor ve onun ruhundaki bu kuvveti takdir ediyordum.

Onun bu sözlerinden halden hale geçip, başkalaşıyor, o hal içinde hayrette kalıyor ve babamın Mesnevi’de buyurduğu şu şiirlerin manaları bana tecelli ediyordu.

“ Âşık ne söylerse, aşk diyarında, aşk kokuları yayılır.


Fıkıhtan (Bir şeyi gereği gibi doğru olarak anlayıp bilme) bahsetse, ahenkli dilinden fakr (Tanrı’ya ne kadar muhtaç olduğumuz) kokuları duyulur.

Eğer küfür (Allah’a ve dine inanmamak) söylese din (Allah’a inanmak ve bağlanmak) kokusu,

Şüphesinden ( Tanrı gerçeğinin ne olduğunu kestirememekten doğan kararsızlık) de yakin (Sağlam bilgi, iyi ve kati olarak bilme, kendi gözüyle görmüş gibi gerçekliğine hiç şüphe olmadan inanmak) kokusu duyulur ”

                                         ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ Şark İslam Klasikleri 29
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                      ***

Neler öğrendik:
1.    Bir maksatla gizli kapaklı şeyleri ve işaretle anlatılmasının “Remz” olduğunu öğrendik.
2.    Remz ile anlatılanları anlayan, bilenin de “Remz-şinas” olduğunu öğrendik.
3.    Hüsameddin Çelebi Hazretlerinin bir toplulukta yazlın bunu bilenin anlaması, diğerlerinin anlamaması için bu usule başvurduğunu öğrendik.
4.    Bu işaret diline kuşdili (Mantık-el-tayr) de denir.
5.    Anlatan büyük o güne ait olmayan, konuya uygun olmayan bir şeyler anlatırken bu ilimden haberi olmayanlar saçmalıyor sanır ama hedeflenen kişi bunu anlar.
6.    Mevlevi büyükleri topluluğun olduğu yerde öyle bir söz söylerler ki, kişi belirtilmeden herkes kendince bu sözden kendine düşen payı alır.
7.    Herkesin kendinde olanı ancak ortaya saçabileceğini öğrendik.
8.    Bazılarına tersten anlatırsan aklı düzelterek mesajı alır, bazıları hikâye içine serpiştirilmiş mesajları alır, bazıları nesne isimlerinin üzerinden mesajı alır, bazıları fıkra üzerinden mesajları alır ve anlayarak uyarıldığını öğrendik.
9.    Her insan kendi aklına ve kapasitesine göre anlayacağından söz aynı da olsa her insan farklı anlayacağını öğrendik.


İşte böyle yaren,

Bazı bilgiler ve mesajlar geneledir, bazı mesajlar da kişiye özeldir ve bu toplum içinde ama başkaları anlarsa o kişiler zarar göreceğinden ehli olan o kişiye verilir.

Bunu bir bilgi saklama, bilgi kaçırma olarak değerlendirme.
Bir çocuğun eline silah verirsen nasıl ki kendine ve yakınlarına zarar verir, böyle düşün.

O kişi bu bilgiyi doğru ve yerinde ve zaman olarak uygun kullanacak, fayda sağlayacak duruma geldiği zaman yine başkalarına hissettirmeden o kişiye verilir.

Kıskançlık veya taraf olma asla düşünülmez.

Gül kokusunu alan, gül bahçesine doğru arayışa geçer.
Burada bahsedilen burnunun koku alması değil, aklının koku alması olmalıdır.
                                 *
RAVLİ

Popüler Yayınlar