12 Aralık 2011 Pazartesi

ŞEYH SELAHADDİN’İN KIZI FATMA HATUNUN SULTAN VELEDLE EVLENMESİ

Sultan Veled Hazretleri (Tanrı onun zikrini yükseltsin) büyüyüp buluğa erince Mevlana Hazretleri, Şeyh Selahaddin’in kızı Fatma Hatun’a, hakkındaki inayetinden ötürü daima yazmak ve okumak öğretirdi.

Yine bir gün:
“ Fatma Hatun benim sağ gözüm, kız kardeşi Hediye Hatun da sol gözümdür.

Fatma Hatun ve kız kardeşinden başka, beni ziyaretle şereflenen bütün yüzleri, kapalı kadınlar, yanıma yüzleri yarı açık olarak, onlar ise yüzleri tamamıyla açık olarak gelirler” buyurdu.

Onların annesi olan Latife Hatun için de:
“ Bizim Latife Hatunun zatı, Tanrı’nın suret bağlamış bir latifesidir.
Çünkü o, şeyhin annesinin adaşıdır” diye ilave etti (Tanrı ikisinin de ruhunu kutlasın).

Yine bir gün Mevlana, arkadaşlar arasında buyurdu ki:
Fatma Hatunu bizim Bahaeddin’e nikâhlayınca bütün Tanrı’ya yakın melekler ve Cennet-i Ala hurileri şenlikler yapıp nekkareler çaldılar.

Hepsi sema ederek birbirlerini bu evlenmeden ötürü kutladılar.
Mevlana, evlenmenin ilk gecesinde şu gazele başladı.

ŞİİR:
“ Mübarek olsun dünyada gelin güvey olmanız,
Kıydı nikâhınızı göklerdeki Tanrımız.

Bizim Mevla’mızın devleti sayesinde gönüllerimiz açıldı,
Nefisler birbirleriyle çiftleştiler, gam keder gitti.”

Zifaf gecesi şu gazeli buyurdu:

“ Ey Tanrım
Bütün düğün Kadir gecesinin, Ramazan gecesinin, bayramların, Âdem ile Havva’nın Yusuf ile Yakup’un birleşmesinin,  Cennet temaşasının ve daha bunun gibi hatırlanması mümkün olmayan bütün kutlulukları yalnız bizim şeyhimiz ve büyüğümüzün sevinç ve saadetine feda olsun.

Bunlar, sütle bal, şekerle helva gibi tatlı ve uygun bir hayata nail olsunlar.

Tebarekenin (Mülk suresi) mutluluğu bu duaya âmin diyenlerin nedimi ve sakisi olsun.

Fatma Hatun’un görünür ve görünmez sayısız kerametleri de vardı.
Çoğu günler oruç tutar ve geceleri de ibadetle meşgul olurdu.
İki üç günde bir iftar ederdi.

Yemeğini fakirlere, yetimlere ve dul kadınlara verirdi.
Muhtaçlara gömlek ve hediyeler bağışlardı ve daima az yer, az uyur, az konuşurdu.

Göklerin ruhaniyeti olan gayba ait suretleri bizzat gözleriyle görür ve onları bu hale layık olan muhiplerine (Sevgi besleyen dostlar) de gösterirdi.

Nitekim Tokat’ta da Gürci Hatun, Gunaç Hatun hazretlerine ve Pervane’nin kızına da bunları gösterdi.

İnsanların içindeki sırlara da büyük bir vukufu (Anlama, bilme) vardı.

Çocukluğunda “ Daha memeden kesilmeden” (Onların arasında, seni dinleyenler vardır) Muhammed Suresi 16) Mevlana Hazretlerinin huzurundan bir an ayrılmazdı ve daima onun mübarek ağzından garip bilgiler ve acayip manalar öğrenirdi.

Fatma Hatun, velilik elde etmede, terbiyede, eteğinin temizliğinde ve iffet hususunda o terbiye edici sultanın yetiştirmesi idi ve onun yanında hünerli bir sanatkâr olmuştu.

                                                ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                      ***
Neler öğrendik:
1.    Mevlana Hazretlerinin gelinini kendi yetiştirdiğini öğrendik.
2.    Mevlana Hazretlerinin soya, köke, eğitime, kaliteye, kalp gözünün açık olmasına önem verdiğini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Evlenirken kendi cinsinden olanı seçmelisin.
Kendi cinsinden olanı seçersen huzurlu bir evlilik olur.
                             *
RAVLİ

Popüler Yayınlar