Sultan Veled hazretlerinden nakledilmiştir ki:
Bir gün Şeyh Selahaddin ona:
“ Bahaeddin, benden başka şeyhe bakma, iltifat gösterme,
Çünkü hakiki şeyh benim, diğer şeyhlerin sohbeti zararlı ve öldürücüdür.
Zira bizim nazarımız (Bakışımız) güneş, müridin vücudu taş gibidir.
Kabiliyetli taş, kâmil (Olgunlaşıp yetişmiş, üstünlük ve güzellikleri kendinde toplamış kişi) bir güneşin nazarında her halde yakut olur.
Diğer şeyhlerin nazarları gölge gibidir.
Eğer kabiliyetli bir taş, manevi bir güneş gibi olan olgun şeyhin nazarından kaçıp gölgeye çekilirse yakut olamaz ve ilerleyemez.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
1. Güneşin nuruna tahammül edersek taş, çakıl gibi olsak bile kıymetli hale gelinebileceğini öğrendik.
2. Güneş Tanrı nurunu vermese her şeyin yok olacağını öğrendik.
3. Değerli taşın başta, gerdanda, parmakta taşındığını öğrendik.
4. Başka birisini kemale erdirmek mükemmel olmaya bağlıdır.
5. Kemale erdirecek kişinin seyrini tamamlayıp, varıp tekrar aramıza katılan kişinin ancak başkasını kâmil hale getirebileceğini öğrendik.
İşte böyle yaren,
Seyri ilallahı tamamlamak elli bin yıllık yoldur.
Kamil bir şeyh bir bakışıyla sana beş latifenin ((Kalp, ruh, sır, hafi (gizli) ve ahfa (En gizli ve çok)) aslına, arş ötesindeki asıl makamlara çıkmayı sağlar.
Hangi makamdaysan daha yüksek makamlara çıkmanı zahmetsizce sağlar.
Bu edineceğin bilgiler başkasından söz ile aktarılan bilgilerden değildir ve söz bunları anlatamaz.
Söz ancak tarif içindir ve dinleyici durumuna göre anlar.
Sırların açıklanması yasak olduğundan ancak Cem makamına (Birlik) ulaşmışların isteklileri bakışlarıyla gözden kalbe indirirler ve böylece kemale ulaştırırlar.
Yaren kendimizi hazırlamalıyız ve bu yoldan ayrılmadan yaşamalıyız.
Vakti saati dolunca Tanrı’nın izniyle bir büyüğümüze rastlar inşallah sende böyle bir olgunluğa kolayca sahip olursun.
Âmin.
*
RAVLİ
