24 Aralık 2011 Cumartesi

HÜSAMEDDİN ÇELEBİ VE MESNEVİ ANLAMAK

Bir gün Hüsameddin Hazretleri Mevlana Hazretlerinin hizmetinde:
“ Ben bu gece rüyada Bilal-i Habeşi’yi (Tanrı ondan razı olsun) gördüm.
Tanrı sözünü başında tutmuştu (Kuran’ı), ilk ve son gelen peygamberlerin efendisi, Muhammed Emin (Tanrının selat ve selamı onun kerim olan ailesi üzerine olsun) de Mesnevi’yi önüne koymuş mütalaa ediyor ve bunun için kerim olan Eshaba karşı övüyor ve cevherler saçıyordu.

Mevlana Hazretleri:
“ Vallahi, bu sizin mübarek gözünüzün gördüğü gibidir.
Hâşâ (olmaz), siz görmediğinizi söylemezsiniz.

Yüzü (didarı) gören bir göz, nazar sahibi olur ve bütün gayıplar (Görünmeyen, gizli olan) ona görünür “ buyurdu.

(Tanrı yüzünün hakikatini gören görüş sahibi olmuş birinin başkalarına görünmeyenlerin o bakışa sahip olana, o kişiye görünebileceğini buyurdu)

ŞİİR:
“ Ey Hüsameddin Çelebi!
Senin gayb gözün,
Gayba ait işleri ve sırları görmede ve açıklamada gayb gibi ustadır.

“Bu dünya ve bu dünya halkından bu görme (müşahede) ve vergi eksik olsun.”

“Görmeyen insan, yüzü kara;
Basiret sahibi olgun insansa yolun aynası olur.”

(Basiret: Kalp gözü ile görme demektir.
Tasavvufla nurlanmış (aydınlanmış) olan kalbin bir özelliği yahut kalpte eşyanın hakikatini görmeye yarayan bir kuvvettir.

Kutsal nurla nurlanmış ve ilahi âleme dostlukla, alışkanlıkla parlatılmış bir akıldır ki gözde delil ve belgeye muhtaç olmaz.

Göze göre görme ne ise, kalbe göre basirette odur. )

“ Senin gözbebeğini, ancak dünyada görmeyi artıran göz olabilir”
(Mesnevi 2.cilt s.200/3523-24)

Şunu da bilmek lazımdır ki Kuran güzel yüzlü, latif ağızlı, türlü elbiseler ve ziynetlerle süslenmiş, hatadan, kusurdan hali (boşalmış), arı (Temiz, katışıksız), duru (Temiz, pürüzsüz, arınmış) bir gelin gibidir.

Fakat gayret (Çalışıp çabalama) ve ibret (Ders alma) peçesi altında gizli kalmıştır.

Nitekim buyurmuşlardır:
ŞİİR:

“ Kuran gelini, yüzündeki peçeyi iman başkentini kavgadan, gürültüden temizlenmiş sessiz gördüğü vakit açar.”

Bizim Mesnevimiz de böyle manevi bir dilberdir.
Kendi güzellik ve olgunluğunda bir eşi yoktur.

Aydın gönüllü nazar (Bakış) sahipleri ve ciğeri yanmış âşıklar için o, süslenmiş bir bağ, lezzetli bir rızıktır.

Bu gayb âleminin dilberini görmekle haz duyan, Tanrı erlerinin inayet nazarına mazhar olan ve bu suretle:

 “…O ne güzel kuldur.
O tövbe (Temizlenen) ve rücu edendi “
(Sad suresi 30)

(Rücu: Ezeldeki ruhlar vakti gelince bu madde âlemine (Dünya) iner, önce cemandadır (Cansız), sonra nebata (Bitki), hayvana, insana nihayet insan-ı kâmile (Güzel huy ve tabiat ve yüksek erdeme (fazilet) geçer, oradan ilk indiği büyük ruha, yani Allah’a ittisal (Kavuşma) peyda eder.
İşte o inişle bu çıkışa nüzul ve uruc (Rücu) denir.)

Ayetindeki Tanrı erlerinin sırasına giren cana ne mutlu “ buyurdular ve bundan sonra:
“ Mesnevi’nin nurlarla dolu olan sırlarını ve inceliklerini anlamak, ayetlerin, hadislerin, hikâyelerin tertibinden (düzenlenme)

Aralarındaki münasebeti kavramak için büyük itikat (Gönülden tasdik ederek inanmak, bağlanmak),
Devamlı bir aşk,
Tam bir doğruluk,
Selim (Sağlam, kusursuz, doğru, sağduyulu, zevk sahibi) bir kalp,
Son derece bir zekâ,
Anlayış,
Diğer ilimleri bilmek lazımdır ki onun dışında insan seyredebilsin ve onun sırrının sırrına ulaşabilsin.

Eğer doğru bir aşıka bu vasıtalar olmadan da Mesneviyi anlamak hususunda, aşkı ona kılavuz olabilir ve bir konak yerine (Makama) ulaşabilir.

Tanrı başarı sağlayıcı, doğru yolu gösterici, yardımcı ve insanların idarecisidir.

ŞİİR:
“ Aşk, parladığı vakit Tanrı’dan başka her şeyi yakan bir şuledir (Alev).

Sen de ruhunda aşktan bir ateş parlat,
Bütün ibadet ve düşünceleri yak “

                                         ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                         ***
Neler öğrendik:
1.    Kuran’ın kendi yüzünü hakikatini imanlı kişilere kavgadan, gürültüden ve iddiadan kendini temizledikten sonra açacağını öğrendik.
2.    Aşk ulaşılması imkânsız olanları kolaylaştırarak sunduğunu öğrendik.

Mesnevi’yi çok kişi hevesle alır okumaya başlar.
Öz eleştiriye gücü olmayanlar bahane bulur okumayı bırakır.

Bazıları da hikâyelerin sonuçlarını merak ederek kısa sürede 6 cilt i kısa sürede okuyup bitirirler.
Kimi de önce anlamak, sonra yaşamak ister fakat anlatımlar kavramlar üzerinden olduğundan anlamaz, kendini zorlar ve okumayı bırakır.

Yaren,
 http://hacialidede.azbuz.com/index.jsp girerek sağ üst köşedeki bloğu tıkla.
Ekim 2009 dan itibaren okuyarak bu siteye gel.
Anlamak ve akılda tutmak için uğraşma.
Sadece sırasıyla okuyarak bize yetiş.

Ben size açıkladığım gibi yaşayan birine ulaşamadığımdan çok zorlandım.
Size hiçbir karşılık istemeden ve beklemeden hatta sizi hiç tanımadan büyüklerimden aşırdıklarımı size dağıtıyorum.

Tanrı ömür verdikçe de bu hizmeti vermeye çalışacağım.

Bu yolda ısrarla olursak aşkımızın kılavuz, Tanrı’nın da yardımcı olacağını, büyüklerimizin her birinin beni tanı, diye bir şekilde seninle dost olup sana yardım ettiğine bizzat kendin şahit olacaksın.

Yaren,
Bizde boş laf, hayel, yanlışa yönlendirme, kendi haline bırakma yoktur.
Sana sahiplenme öyle olur ki gizlidir.

Kıskançların düşmanlıklarından korumak için kuvvetlenene kadar gizli, kuvvetlendikten sonra açık ve gizli olarak yardım ederler.

Ey yaren,
Yalnız ve tek başına değilsin.
Uyuduğun vakit (Uyku ölümün kardeşidir) kimlerin sohbetine katıldığını sonraları öğrenirsin.
                                       *
RAVLİ

Popüler Yayınlar