Bir Gün Mevlana Hazretleri, Arif Çelebi Hazretlerinin annesi Fatma Hatun için oğlu Sultan Veled’e mektup yazıp ona saygı göstermesini ve son derece riayette (Gözetme, sayma, ağırlama) bulunmasını tavsiye etti.
O mektubun sureti şudur:
“ Bu gün sen oğlumuzun nikâhında bulunan ve hakkında “ Zekeriya ona kefil oldu” (Al-i İmran 37)
( 37. Rabbi Meryem’e hüsnü kabul gösterdi; onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriya’yı da onun bakımı ile görevlendirdi)
Ayeti sana, seni denemek için teslim edilen, şehzademiz, gönül ve gözümüzün ve bütün dünyanın gönül ve gözünün aydınlığı (Fatma Hatun’un) gözetilmesi için (şunu) vasiyet ediyorum:
Umulur ki oğlumuz ona haksızlık etmez.
Bir an bile kadının gönlüne “ Babamın ölümünden sonra vefasızlık ediyorlar “ diye bir düşüncenin girmemesi için oğlumuz ona hiçbir zaman bilerek veya bilmeyerek kötü bir harekette bulunmaz ve ona karşı olan gözetme vazifesini de bırakmaz.
O kadın, cevherinin temizliğinden, şehzadelik unsurundan ve tevarüs (Babası Şeyh Selahaddin’den kızına geçen) sabırdan dolayı şikâyette bulunmaz.
Çünkü:
ŞİİR:
“ Ördek yavrusu dün doğmuş olsa da,
Deniz suyu ancak onun göğsüne kadar çıkar “
Fakat Şeyh Selahaddin’in temiz olan çocuklarının koruyucusu İlahi ruhların gözetilmesinden sakınmak lazım.
Zira “ Cennette zürriyetlerini biz onlara katarız “ (Tur suresi 21)
(Tur suresi 21: İman eden ve soylarından gelenlerde, imanda kendilerine tabi olanlar (Var ya)!
İşte biz, onların nesillerini de kendilerine kattık.
Onların amellerinden de (Düşünceleri ve eylemleri) bir şey eskitmedik.
Herkes kazandıklarına karşı bir rehindir) buyrulmuştur.
Allah, Allah, Allah, Allah, Allah, Allah, Allah.
Bu babanın kendinin ve bütün kabilenin yüzünü ak etmek için Fatma Hatun’un hatırını aziz tutasın.
Her gün ve geceyi, düğün günü ve gecesi gibi bilesin.
Sen onu gönül ve can tuzağı ile avlamaya çalış.
Onun avlandığını ve artık avlanmağa ihtiyacı kalmadığını zannetme;
Çünkü bu, işi sathi (Yüzeysel, üstün körü) görenlerin mezhebidir.
Bunlar hakkında Kuran’da “ Onlar, dünya hayatının dış yüzünü bilirler” ( Rum suresi 7) buyrulmuştur.
Fatma Hatun eskiyecek unsurlardan değildir.
Tanrı’nın ezeli inayeti (Yardım ve iyiliği), onların kapı ve duvarlarına daima nurlu ve ıtırlı (Hoş kokulu) bulundurmayacak kadar az değildir.
“ İncir, zeytin ve Tur-i Sina ile yemin ederim ki” (Tin suresi 1-2) ayetinde buyrulan bu yemin cansız şeyler üzerine yapılmıştır.
Çocukların kıymeti o dereceye ulaşmıştır ki bir gün Peygamber:
“ Ey Ali!
Eğer sen, benim ciğerimin toprak üzerinde süründüğünü görseydin ona ne yapardın?” buyurdu.
Ali:
“ Buna cevap veremem.
Ey Tanrı’nın elçisi!
Göz çukurumu onun barınağı, kalbimin içini onun sığınağı yaparım ve yine de nefsimi onda kusur ve cürüm (Suç) işlemişlerden sayarım “ dedi.
PeygamberLTanrının salât ve selamı üzerine olsun) :
Fatma benden bir parçadır.
Çocuklarımız yeryüzünde yürüyen ciğerlerimizdir “ dedi.
O ruhları incitme, bir incitme, yüz ve hatta bin incitme değil, daha da fazladır.
ŞİİR:
“ Dünyadan ve candan geçmek zor değildir.
Zor olan, mahalleyi terk etmektir “
ŞİİR:
“ Bu ayrılık, yüzü sararıp solan aşığın ayrılığı değil,
Ruh ve cesedin ayrılığıdır “
ŞİİR:
“ Senden hata çıkmayacağını bende biliyorum.
Fakat âşıkların kalbi kötü düşünceli olur “
Oğlum sen bu vasiyeti gizli ve saklı tutasın ve hiçbir kimseye söylemeyesin.
Tanrı daha iyi bilicidir.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
1. Mevlana Hazretlerinin oğlu Sultan Veled’den; ölen Şeyh Selahaddin’in eşine, (Kayın validesine) Şeyhin hatırı için saygılı davranmasını, gözetmesini, ağırlamasını istediğini öğrendik.
2. Mevlana Hazretlerinin gelini ve Sultan Veled’in eşi olan Fatma Hatunu (Şeyh Selahaddin’in kızı) Sultan Veled’in, Tanrı emaneti ve şeyhin emaneti gibi gözetmesini istediğini öğrendik.
3. Fatma hatunun haksızlığa uğradığı zaman asaletinden dolayı şikâyetçi olmadığını, sabırla yapılanlara karşılık verdiğini öğrendik.
4. Şeyh Selahaddin’in temiz olan çocuklarını babalarının yolunda olduklarından dolayı ilahi ruhların sahip çıktığını ve yanlış yapmaktan sakınmak gerektiğini öğrendik.
5. Eşlerimizle her yeni günü ve geceyi sanki o gün evlenmiş gibi hoşluk içinde yaşamamız gerektiğini öğrendik.
6. Babalar ve anneler ölseler bile çocuklarını gözetmekten ayrılmayacağını öğrendik.
7. Âşıkların en kötüyü düşündüklerini bilerek doğru olanı yapmak ve olanları gizlemek gerektiğini, öğrendik.
İşte böyle yaren,
Güzel ve temiz soydan gelen nikâhla tertemiz olan eşlerimizi ve onu yetiştirenlerin hatırını saymak kalbini incitmemek gerektiğini öğrendik.
*
RAVLİ
