26 Aralık 2011 Pazartesi

HÜSAMEDDİN ÇELEBİ VE MEVLEVİ GİYSİLERİ

Bir gün Hüdeavendigar hazretleri (Mevlana) Peygamberin fakirliği ve manevi fakirler hakkında açıklama ile meşguldü.

Buyurdu ki:
Bu günden sonra hafif bir çuha giymek ve Ömer gibi de onu kendim yamalayıp rahat yaşamak arzusundayım.

Hüsameddin Çelebi Hazretleri baş koyup candan bir feryat kopardı, ağlayıp sızladı ve:
“ Bizi sadaretin ( Başta bulunma), emirliğin süslerinden ve ulu kişilerin mutantan (Gösterişli) elbiselerinden çıkarıp:
“ En nefis kumaş, izzetin umumileşmesidir (En beğenilen örtü, çoğunluğun değerli kabul edilenidir)“ sözündeki hale getirdin de bir hindibari (Hind kumaşı) elbise ve keçe külah ile yetindik;

Hatayi (Çiçek desenli Hatay kumaşı) ve multani (Yakasız uzun kollu erkek gömleği) terk edip bordoyu (Vişneçürüğü renk) giydik.

Peygamberin bord-i Yemeni (Minik tığla yapılmış vişneçürüğü renkli kenar süslemeleri) uymakla başarı gösterdik.
Artık daha ne yapalım? “ dedi.

Mevlana gülümseyerek:
“ O halde, hindibari, duman renkli sarık ve keçeden yapılmış külah, ayakkabı ve narinci çizme çok değildir “ buyurdu.

                                        ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ Şark İslam Klasikleri 29
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                      ***

MEVLEVİ ELBİSESİ

Mevleviler, elifi denen ağı, pantolon ağzından biraz geniş şalvar, yakası bir parmak enliliğinde ve sol taraftan iliklenen bele kadar veya biraz aşağıya kadar inen dar kollu ince gömlek.

Bu gömlek üstüne kolsuz yakasız fakat omuzlara gelen yerlerinde, omuz başlarını örtecek şekilde ve gittikçe ensizleşerek yuvarlanarak döndürülmüş uzayan ve bele kadar inen önü açık yelek (Haydari, Haydariye).

Hepsinin üstüne de yakasız ve enseden göğse kadar yanlarda, ekseriyetle On iki imama işaret olarak on iki yahut Mevlevilerce kutlu sayı olan on sekiz makine dikişi bulunan ve hırka denen topuklara kadar uzun, belsiz düz bir pardösü giyerlerdi.

Mevlevilerde iç ve dış elbisenin hiç birinde ilik ve düğme olmaz, kapanacak yerlerde aynı kumaştan yapılan karşılıklı ipe benzer kısımlar birbirine bağlanırdı.

Külah-ı Mevlevi denen sikke, iç içe geçmiş iki kat ve koyu kahverenginde yahut bal rengi veya beyaz, aşağı yukarı 45-50 santimetre uzunluğunda, düğme yünden yapılma bir külahtı.
Üst tarafı alt tarafına göre biraz dardı.

Daha geniş bilgiyi Mevlana’dan sonra Mevlevilik. Abdulbaki Gölpınarlı’nın kitabından öğrenebilirsiniz.

İşte böyle yaren,

Mevlevi giysilerinin seçilmesi ve tercihinde Hüsameddin Çelebi Hazretlerinin önerisinin kabul gördüğünü öğrendik, anladık.
                                         *
RAVLİ

Popüler Yayınlar