29 Aralık 2011 Perşembe

SULTAN VELED VE HÜSAMEDDİN ÇELEBİ

Bir gün Mevlana’nın haremi (eşi) Kira Hatun’u (Tanrı ondan razı olsun) Hüsameddin Çelebi evine davet etmişti.
Birdenbire Sultan Veled’de Çelebi’yi ziyarete geldi.

Tesadüf eseri olarak Tanrı’nın güzel adlarının sırlarının nuru olan o güzel topluluğun sohbetinin güzelliği müyesser (Kolayca) oldu.

Birçok sırlar ve bilgiler saçtıktan sonra Kira Hatun:
“ Bu gece rüyamda Mevlana’yı gördüm.

Bir Ankay-ı Muğrip (Zümrüdüanka kuşunun bir adı) gibi doğu ve batıdan doğarak kanatlarını Bahaeddin’in üzerine açtı ve onu kurtarıcı kanatlarının altına aldı.

Bahaeddin nereye gittiyse, Mevlana da onunla beraber gidiyordu.” Buyurdu.

Çelebi Hüsameddin’in içinden de hemen:
“ Kira Hatun, beni niçin rüyada görmedi? “ diye geçti ve mübarek yüzünde bir imrenme eseri peyda oldu.

Nitekim kıskanç erlerin kıskançlığı meşhurdur.
ŞİİR:

“ Kıskançlık duyarsan onun izini yüzünde belli et,
Çünkü bu kıskançlık Peygamberlerde de vardı “

Müminin ferasetinden çekininiz, çünkü o,yüce Tanrı’nın nuru ile bakar.
(Hadisi şerif)

(Feraset: Görüş ve anlayışta dikkatle bakıp doğruyu bulmadır.
Seziş kabiliyetini ifade eder.
Allah bu seziş hissini velilerin kalbine sokarak onunla bazı insanların hallerini kendine gösterir.)

“ Tanrı’nın nuruyla bakan kimse bu derinin içine girebilir.”
(Mesnevi 6.cilt 339/1142)

“ Tanrı’nın nuruyla bakan Şeyh (bir şeyin) başından ve sonundan haberdardır”
(Mesnevi 2.cilt 332/1567)

Derhal bu mana Veled hazretlerine ferasetle malum olup buyurdu ki:
Bu mübarek rüyanın tabiri şöyledir:

Bir kuş, yumurtadan çıkan zayıf civcivi yetiştirmek istediği vakit, daima onu kendi kanatları altında sıcak tutar, tam bir ihtimamla ona bakar ve daima onun etrafında dolaşır, yerden tane toplamasını ona gösterir.

Nihayet tüylenip kanatlandıktan sonra onu yuvasından çıkarıp havaya uçurur.
Fakat piliçlerini kemale erdirip uçurunca, etrafında daha az dolaşır ve nihayet hiç onunla meşgul olmaz.

Şimdi bizim Çelebi Hazretlerimizin de o doğan kuşunun yetişmiş bir yavrusudur ve daima kanatları açık olarak uçmaktadır.

Biz ise, bu ten yumurtası içinde kalmış zayıf yavrularız.

Tabii, Hüdavendigar’ımız, bizim ruhumuzu terbiye etmekle meşguldür.

Bizi olgunluğa ve menzile eriştirmek için etrafımızda dolaşıyor.

Bunun üzerine Çelebi Hazretleri bu manaların nurunun feyiz ve bereketiyle açılıp neşelendi.

Kalkıp Veled Hazretlerini kucakladı alnından ve yanaklarından öptü, aferinler de bulundu.

Derler ki, Çelebi o gün ona, Mısır ve Şaş ipeğinden üç kat mükemmel elbise verdi ve birçok hizmetlerde bulundu.

                                        ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ Şark İslam Klasikleri 29
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                      ***
Neler öğrendik:
1.    Tanrı erlerinin makam ve mevki peşinde olmadıklarını öğrendik.
2.    Birbirlerini yücelttiklerini öğrendik.
3.    Kıskançlığı imrenmeye çevirerek faydaya çevirdiklerini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Hizmet içerikli saygıya dayanan, gönlün derinliklerinin güzelliklerini ortaya çıkan efendiliğin sayısız örneklerinden birini öğrendik, öğrenirken yaşadık, yaşarken de nasiplendik.

Şükürler olsun.
Allah daha da böyle güzel ilişkileri öğrenip örnek almak ve kolayca içimize sindirmek nasip eylesin.
Âmin.
                                     *
RAVLİ

Popüler Yayınlar