29 Aralık 2011 Perşembe

SULTAN VELED VE ŞEYHLİGİ HİZMET YERİ OLARAK GÖRMESİ

Mevlana Hazretleri (Tanrı onun zikrini yüceltsin ve şükrüyle bizi rızıklandırsın) bu dünyadan ahrete göçtüğü vakit, Çelebi Hüsameddin Hazretleri yedi gün sonra bütün müritlerle kalkıp Sultan Veled’e geldi, hayli sevgi gösterdi ve baş koyup:

“ Bundan sonra babanın yerine senin oturmanı müritlere doğru yolu göstermeni, hakiki şeyhimiz olmanı ve sırların feyizlerini insanlara taşırmanı ve benim de senin üzengin yanında gaşiyeni (Eğer altına konan sırmalı örtü) taşıyarak sana kulluk ve lalalık etmeni istiyorum.” Dedi ve şu beyiti okudu:

“ Ey can!
Gönül evinde oturan kimdir?
Padişahın tahtında şah ve şehzadeden başka kim oturur. “

Sultan Veled Hazretleri baş koydu, çok ağladı ve son derecede memnun olarak:
“ Sofi hırkaya, yetim de sanata layıktır.
Sen babamın zamanında, halifemiz ve arkadaşların ulusu olduğun gibi bu asırda da halifemiz ve büyüğümüzsün ve öyle bir Hüdavendiğarın yadigârısın.

Bizim padişahın vasiyeti veçhile taht ve halifelik senindir.” Buyurdu.

Onlar ne zaman birbiri ile buluşsalardı, Sultan Veled, Hüsameddin Çelebi’ye olan itikat ve birliğinden daima onun, önünde baş koyar ve elini öperdi.

Sultan Veled’in, babasının halifelerine gösterdiği tevazu (Alçak gönüllülük) ve kulluk (Sevgiyle bağlanarak hizmet etmek) hiçbir şeyh oğlunda görülmemiştir.

Nitekim Sultan Veled, Şam’dan Konya’ya kadar Şems-i Tebrizi               ‘nin üzengisi yanında yaya olarak yürüdü ve:
“ Padişah at üstünde, kul at üstünde!
Bu nasıl olur? Dedi.

Ve o üstat binici sultan, kayın babası Şeyh Selahaddin’e karşı o kadar tevazu gösterir ve kendini o kadar küçültürdü ki tarif olunamaz. 

Seyyid Burhaneddin-i Muhakkik’i can ve kalbinin kıblesi yapmış, ona çok hizmetlerde bulunmuş ve hadden aşırı gönlünü almıştır.

Sultan Veled tam on bir yıl Çelebi Hüsameddin Hazretlerini (Tanrı onların ruhlarını kutlasın) babasının kayim-makam (Hizmet makamı) olarak tanıdı ve Şevkatli bir baba, irşat edici bir halife olarak bildi.

Tam bir samimiyet ve doğrulukla ona kulluk ve müritlik etti.

Tam yetmiş yıl, aralıksız, fasih bir dil ve güzel bir ifade ile babasının sözlerini açıkladı.

Sırları açıklamada ve hadisleri tefsir etmede olağanüstü bir başarı gösterdi.
Bütün Rum ülkelerini, değerli halifeleriyle doldurdu ve gerçekten Sıddık hazretlerinin (Ebu Bekir) hanedanının sırlarını yaydı.

Sevgili oğlu, abdal ve evtadın sultanı gözle görmüş gibi iyi ve sağlam bilgi sahiplerinin gözlerinin sevinci,

İrfan denizinin incisi velilerin halefi Çelebi Celaleddin Emir Arif’i,

Çelebinin (Hüsameddin’in) has müridi yaptı ve aralarına inat ve kıskançlık yüzünden cüret gösteren ve döneklik edenler nihayet Tanrı’nın işkencesine uğradı, kovuldu ve ruhları yüzüstü bırakılmış oldu.

Bunlar hakkında:
“ Körlüğü hidayete tercih ettiler “ sözü söylendi.
Bundan Tanrı’ya sığınırız.
                                         *
Bir gün Mevlana, kalın bir kalemle mübarek medresenin duvarına:
“ Bahaeddin’imiz, iyi talihlidir.
Hoş yaşadı ve hoş ölecektir “ diye yazmıştı.

                                        ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ Şark İslam Klasikleri 29
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                      ***
Neler öğrendik:
1.    Hüsameddin Çelebi Hazretleri’nin kendisine verilen şeyhlik görevini Sultan Veled hazretlerine takdim ettiğini, onun rızasını ve gönlünü aldığını öğrendik.
2.     Görünen yerde değil de gönülde taht kurmanın önemli ve değerli olduğunu öğrendik.
3.    Şeyhlik makamını hizmet makamı değil de saltanat makamı sananların körlüğe yol aldığını öğrendik.
4.    Hak yoluna, doğru yola gitmek için hizmet etmek gerektiğini, hizmet odaklı düşünmek gerektiğini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Neyin önemli olduğunu, daimi ve kalıcı olduğunu, ebedi olduğunu bilir, seçer ve o yolda hizmet odaklı yaşarsak, karışıklardan kıskançlıklardan uzak ve hoş yaşayabileceğimizi, kendi talihimizi iyi talihe ve hoş yaşayışla ödüllendirebileceğimizi Sultan Veled Hazretlerin davranışlarından öğrendik, anladık.
                                             *
RAVLİ

Popüler Yayınlar