6 Aralık 2011 Salı

ŞEMS İÇİN DÖRDÜNCÜ MEKTUP

Arkadaşların kâtiplerinden nakledilmiştir ki:

Mevlana Şems Hazretleri ilk defa, Şam’a seyahat edip orada kaldığı zaman Mevlana Hazretleri birkaç defa acayip mektuplar gönderip iştiyakını (Özlemini) arz ve tam bir lütufla onu dönmeye davet etti.
Şems Hazretleri için yazıp gönderdiği manzum mektubu sunuyoruz:
Dördüncü mektubun sureti şudur:

“ Ezelden beri diri, bilgiç, kadir (Kudretli, kuvvetli) ve kayyum (Var olan, yok olmayacak) olan Tanrı’ya yemin ederim ki onun nuru, aşkının mumlarını parlattı da yüz binlerce sırlara malum oldu “

“ Bir hükmü ile dünya, âşık, aşk, hâkim ve mahkûmla doldu “

“ Şems-i Tebrizi’nin tılsımları içinde onun acayip şeylerinin hazinesi saklıdır “

“Sen sefer edeliden beri,
Mum gibi tatlılıktan mahrum olduk “

“ Hepimiz bütün gece mum gibi onun ateşiyle,
Balından mahrum olarak yanıyoruz “

“ Onun cemalinden firakı (Sevişenlerin ayrılığı) içinde,
Vücudumuz virane, canımız da baykuş gibidir “

“ O dizgini bu tarafa çevir.
Dirliğin filine hortum yap “

“ Sen bulunmadan sema haramdır.
Eğlence şeytan gibi taşlanmıştır “

“ O şerefli mektup ulaşıncaya kadar,
Sensiz hiçbir gazel söylenmedi “

“ Nihayet senin mektubunu dinlemek zevkiyle beş altı gazel nazmedildi “

“ Bizim gecemiz, senden aydın bir gündüz olsun.
Sen, Şam’ın Erminastan’ın ve Rum’un övüncüsün “

                                       ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                      ***
Neler öğrendik:
1.    Şems Hazretlerinin aklın açıklama getiremediği söz ve davranışlarının içinde sır hazinesini sakladığını öğrendik.
2.    Şems Hazretlerinin Tanrı aşkını nurunun insanları uyandırdığını, âşıkların aşk ateşini tutuşturup aydınlık vermesi için parlattığını öğrendik.
3.     Şems hazretlerinden ayrı düşenin tatlılıktan mahrum kalacağını öğrendik.
4.    Şems hazretlerinden ayrı düşenin gıdadan mahrum olarak yaşayacağını öğrendik.
5.    Şems Hazretlerinden ayrı düşenin karanlıklara bir şey görme ümidiyle baktığını öğrendik.

İşte böyle yaren,

Mum: Yanmaya hazır, şekil almış, ancak bir ateşle tutuşturup yanması ile ışık veren eşyadır.
(Hak yolcusunun şeriat terbiyesini alarak kendini hazırlamasına mum tabiri kullanılır)

Parlatma: Mum bir ateş tarafından baş kısmı yakılmasıyla ışık vermesine denir.
(Tanrı aşkıyla kendini hazırlamış açıklara bir Tanrı erinin nuru ile parlatıldıktan sonra etrafını aydınlık vermeye başlar.)

Yaren,
Bilinmeyen bilinen üzerinden anlatılarak aklın anlaması sağlanır.

Tanınmamış bir kişi tanınmış birinin sözlerini anlatarak maksadına ulaşır.

O Halde şunu iyi bilmeliyiz ki bir büyük tarafından nur alarak içimizdeki potansiyeli hareketlendirerek kullanılabilen ve fayda sağlayan duruma getiririz.

Bunda izlediğin yol belli ve bilinir olmalı ve bu yolda bir büyüğümüzün senin mumunu yakması gereklidir.

Yaşayan bulabilirsen böyle bir büyük eteğine yapış.
Yaşayan bulamıyorsan ahrete gitmiş bilenen bir nur kuvvetine sahip büyüğümüzden yardım istemelisin.

Böyle bir kişiye ulaşmış fakat güvenin tamam olmamış ise geçmiş şeyhlerden yardım iste.

Örnek: Hazreti şeyh Muhyi’ d-din-i Ekber veya
Abdü’l-Kadiri’l Geylani veya
Abdu’llah-ı Bülyani veya
Beyazid-i Bestami veya
Cüneyd-i Bağdadi veya
Hasan Basri veya
Zü’n-nun-ı Mısri veya
Ömer İbni’l Fariz veya
Sadre’d-dinil-Konevi veya
Celaled’d-dini’l-Rumi veya
Hazret- Bahae’ddin-i Nakşibendi
Gibi sultanların ruh-i şeriflerinden doğrulma ve alışma istemek iyidir.

Böyle yaparsan isteğine çabuk kavuşursun.
Bu yolda ihlâsla (Doğru ve temiz) çalışırsan, Ulu Allah isterse sonuca ulaşırsın. http://sultandivani.azbuz.com/blog/yazi/oku/5000000013654431/ARIF-YOLU Okumalısın.

Kendisini bile kurtaramayacak kişiye, aşağı tabakanın nurlu diyerek övdükleri, büyük olarak gösterdiklerinden sakınmalısın.
(Cambaza bak diye seni soyup soğana çevirirler)
                                     *
RAVLİ

Popüler Yayınlar