Mevlana Hazretleri ahret âlemine göçünce, Çelebi Hüsameddin Hazretleri Mevlana’nın postuna oturdu.
Mana hareminin içli dışlı olanlardan bir ulu kişi yani Kirake Hatun (Tanrı ondan razı olsun), Sultan Veled Hazretlerine itiraz edip ona:
“ Babanın yerine sen halifelik yap, çünkü o tahta ve öyle bir talihe sen layıksın;
Niçin yerine Hüsameddin Çelebi’ye bırakıp ondan feragat ediyorsun “ dedi.
Sultan Veled:
“ Çelebi’nin mübarek cismini arı kovanı gibi gayb âlemindeki ruhların bir uğrağı olduğunu, ilahi nurları çevrelediğini ve daima yeşil giyenlerin eksik kalmadığını görüp ondan üstün bir mevkie çıkmaktan, onun yerine kast edip istemekten ve onu halifelikten men etmekten utanıyor, o halifeliğin, sonunda sana üzüntü vereceğinden korkuyorum.
Çünkü babam, onu seçip kendi halifesi yapmıştır.
Onu övmek için binlerce sırlarla dolu beyitler söyledi.
Onlardan biri şudur:
“ Ey Sultan Hüsameddin Hasan!
Sen sevgiliye de ki:
Ben canımı senin kılıcın için marifet kını yapmadayım.”
Başka bir gazelde de yine buyurmuşlardır:
“ Ey Hakkın ışığı faziletli Hüsameddin!
Sen damarla, nabızla ve ilaç havanı olmayan gönül doktorusun “
Ben de onu mukteda (Örnek alma, önde tutma, kendisine uyulan) yapmış ve Hakkın halifesi olarak biliyorum.
Onun mübarek vücudu hayatta oldukça, babamın işaretini gözetir, onun kulluğunu yapar, onu aziz tutarım.” Buyurdu.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
İşte böyle yaren,
Mevlevilerde soy takibine göre şeyhlik yapılmadığını, kim en uygun ve olgunsa işaret edilerek posta oturduğunu, diğerlerin de tam bir doğrulukla kulluk yaptıklarını, hizmet ettiklerini öğrendik.
*
RAVLİ
