7 Aralık 2011 Çarşamba

ŞEYH SELAHADDİN VE SON VAAZ

Bir gün şehrin büyükleri, tam bir niyaz ile Mevlana Hazretlerinden vaaz etmesini rica ettiler.

O da âleme şamil olan (İçine alan, kaplayan, çevreleyen) kereminden (Büyüklüğünden) ve hilminin (Yavaşlık, yumuşaklık, hoşgörü olmak) büyüklüğünden bu ricayı kabul etti.

Vaaz ederken birçokları kendilerinden geçti ve halis âşıklar can verdiler.

O gün şeyh Selahattin de bu mecliste hazırdı.
Hadden aşırı heyecanlar gösterdi ve sema ederek çıkıp gittiler.
Bundan sonra Mevlana bir daha minbere çıkmadı.

Derler ki, Mevlana Şems-i Tebrizi ile buluştuktan ve onunla arkadaşlığa başladıktan sonra öğretimi ve vaaz etmeyi tamamıyla terk etmişti.

Vaaz ettiği o gün, candan dostların ricası ve Şeyh Selahaddin’in işareti üzerine bir kere daha vaaz etmiş ve buna son vermişti.

                                       ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                      ***
Neler öğrendik:
1.    Mevlana Hazretlerinin Şeyh Selahaddin’in ricasını geri çevirmediğini öğrendik.
2.    Mevlana Hazretlerinin camide vaaz ettiği zamanlar camide çok kişinin o manevi heyecanı taşıyamayarak can verdiklerini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Mevlana Hazretlerinin vaazına gökteki melekler, cinler ve göremediğimiz varlıklar o kadar çok ve yoğun toplanmasından ve rahmet topluluktadır hükmünden Tanrı isminin nurlarının orada kendisini göstermesinden oluşan maneviyat ve varlık yoğunluğuna her insan dayanamaz.

Kendinden geçiş; manevi sarhoşluğun tesirinin en yüksek boyutudur ki sen ne yaptığını bilirsin, görürsün ama vücuduna ve düşüncelerine söz geçiremezsin.

O durumda senin ve başka birinin engel olması mümkün değildir.
O hararet bir şekilde doyuma ulaştıktan sonra kendiliğinden geçer.

Bu hale oluşan atmosfer ve senin isteğinle ve Allah adını zikretmekle girersin.

Vücudun, aklın, nefsin, ruhun bir aradadır ama canın Tanrı katına çekilmiştir.
Bazı âşıklar canını verirler ve vücuduna canı geri dönmez.
Dünyada görevi olanlara isteseler de can geri vücuduna gönderilir.

Her şeyin doğrusunu Allah bilir.
Böyle olduğunu sanıyorum.
                                       *
RAVLİ

Popüler Yayınlar