28 Aralık 2011 Çarşamba

HÜSAMEDDİN ÇELEBİ VE EMİNLİKLE HİZMETİ

Zamanın büyüklerinin, Mevlana Şems-i Tebrizi’yi ziyaret etmek ve onun sohbetinin saadetine nail olmak istedikleri vakit, dileklerini Mevlana Şems-i Tebrizi’ye bildirmesi için önce Hüsameddin Çelebi Hazretlerine gidip yalvarmaları ve onu şefaatçi (aracı) tutmaları lazım gelirdi.

Mevlana da en güzel bir tarzda, bu cemaatin arzusunu bildirir ve şefaatte bulunurdu.
Şemsi Tebrizi de bir müddet için yanına girmelerine müsaade eder ve:

“ Eğer …. Emir veya vezir gerçekten bizimle görüşmek arzusunda samimi ise ve bunun için çalışıp didiniyorsa on bin veya yirmi bin direm versin “ derdi.

Bir gün sultanın naibi (Vekili) olan Emideddin Mikail bir an Mevlana Şemseddin-i Tebrizi’nin sohbetinde bulunmak istedi.

Hüsameddin Çelebi onun bu isteğini Şems Hazretlerine arz etti.
Mevlana:
“ Kırk bin direm versin, ondan sonra içeri gelsin “ dedi.

Emineddin yalvarıp yakardı.
Nihayet otuz bine razı etti.

Şems’in huzuruna girince Şems Hazretleri ona o kadar hakikatler anlattı ki kalemle anlatılamaz.

Emineddin Mikail secdeler ederek sarhoş gibi yanından çıktıktan sonra, bunun şükranesi olmak üzere müritlere on bin direm daha dağıttı.

Mevlana Şemseddin Hazretleri:
“ Bizim Çelebi Hüsameddin’imiz, bu paraları ihtiyaç ve münacat sahiplerine derecelerine göre dağıtıversin.

Hüdavendiğarım bütün çocuklarına ve torunlarına versin.
Selahaddin’in çoluğuna, çocuğuna da verdikten sonra arta kalanı elinde bulundursun, dostlar için saklasın “ diye emir verdi.

Çelebi Hazretleri, gençliğinden ihtiyarlığına kadar sağ oldukça ihlâs kemerini can beline bağladı.(Doğrulukla candan hizmet etmek)
O hanedan (Kökten asil) için o kadar çalıştı ki, anlatılamaz.

Mevlana’nın kendisine olan inayeti dolayısıyla hepsinin hizmetine koştu ve bütün dünyanın efendilerinin efendisi oldu.

                                        ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ Şark İslam Klasikleri 29
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                      ***
Neler öğrendik:
1.    Hüsameddin Hazretlerinin herkesin emini, işini yoluna koyanı, gözeteni olduğunu öğrendik.

İşte böyle yaren,

Herkesin güvenini kazanmış, hizmet odaklı düşünüp yaşamış büyüğümüz sonra da Mevlana Hazretlerinin sohbet arkadaşı, sırdaşı, vekili, şeyhi olmuştur.

Tanrı velisi olduğu halde hiçbir zaman hizmet beklemeden hizmet etmeyi düşünmüş ve yaşamının sonuna kadar bu prensipten ayrılmamıştır.

Peşinen verilen bir lütuf olmadığı halde o çalışmalarıyla herkesin güvenini kazanmış, hayır dualarını almış, veli olmuş, Mevlana Hazretlerinin ve çevresinin saygısını kazanmıştır.

İşte; temiz, kendini seçeneklerini işe karıştırmadan, hakkaniyetle, tam bir doğrulukla, sevgi ile gönülden gelen dostluk ile Mevlana Hazretlerine bağlandığını ve Tanrı yolunda olanlara hizmet etmeyi kendine görev edindiğini öğrendik, anladık.
                                                 *
RAVLİ

Popüler Yayınlar