4 Aralık 2011 Pazar

ŞEMS VE SULTAN VELED

Mevlana Şems Hazretleri Konya’nın uluları arasında Sultan Veled Hazretlerinin hizmetlerini, iltifatlarını Mevlana’ya anlatıyor ve memnuniyet gösterip:

“ Ben, Bahaeddin’e şöyle dedim, o da öyle dedi ve bana cevap verdi.
Şimdi benim Tanrı vergisi olan iki halim vardır:
Biri başım,
Öteki sırrımdır.

Başımı tam bir samimiyetle Mevlana’nın yoluna feda ettim.
Sırrımı da Bahaeddin’e verdim.

Mevlana Hazretleri bu hale şahit olsun.
Zira eğer Mevlana Bahaeddin’in Nuh kadar ömrü olsaydı ve hepsini ibadet ve riyazete harcasaydı, yine de bu yolculukta benden ona ulaşan sır kadar, sırra müyesser (Kolaylıkla) olamazdı.

Sizden de nasiplere nail olacağı ve bir pirin olgunluğuna ulaşacağı, büyük bir şeyh olacağı umulur, inşallah “ buyurdu.

                                       ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                      ***
Neler öğrendik:
1.    Şems Hazretlerinin Sultan Veled hazretlerinin hizmetini ve terbiyeli davranışlarını beğendiğini öğrendik.
2.    Şems Hazretlerinin bin yıl ibadet ve nefsi kırmak için açlıkla elde edilemeyecek Tanrı vergisi olan sırlarından bir kısmını yolculuk esnasında Sultan Veled Hazretlerine bağışladığını öğrendik.
3.     Şems Hazretlerinin başını Mevlana Hazretlerinin yoluna feda ettiğini öğrendik.


HİZMET ODAKLI DÜŞÜNMEK VE UYGULAMAK

Hizmet etmek kişinin koşula bağlı olmadan kendisinin iyi yapacağım ve iyi sonuç alacağım, ancak hemen sonuç beklemeyeceğim diyerek aldığı kararla yapmaya başladığı davranış, duyuş, anlayış ve değişik sonuçları hoş karşılayıp kabul etmesidir.

Kişi ayrımı yapmadan, beklenti oluşturulmadan, sadece Tanrıdan karşılık beklemek suretiyle olur.
Yani ticari durumdan soyutlandırılmış olmalıdır.

Sınırları kendin korsun.
Güç, kuvvet, vermekten hoşlanma durumun doyum verecek hale gelene kadar artırılır.

Erteleme yetkisini elinde bulundurursun.
Ancak ret ediş yoktur.
Anlamasan da faydasını ileride anlarım diye kendine zaman kazandırabilirsin.

Yaşayan her varlığın kendine göre yaptırım kuvveti vardır.
Yaptırım kuvveti olmayanın da sahibi vardır.
Sahip kuvvet koruyudur ve çok etkilidir.

Gücünü ortaya çıkarmayandan çekinmelisin ve korkmalısın.
Gizlenen bu etkinin ani şoku daha yıkıcı olur.
Yani ayırım yapmamalıyız.

Güçsüz, aciz, fakir, yoksul, hakir, hasta, gurbetçi, olanların sahibi Tanrıdır.
Dikkat et sen aslında onların sahibi karşı karşıyasın demektir.

Yaren; sen elinden gelen hizmeti ayrım yapmadan ver. Değerlendirmesini kendin asla yapma. 
Kendin değerlendirme yaparsan ya öfkelenir kızarsın ya da beklentin karşılanmadığı için küser moralini bozarsın.

Yaren karşılıksız hizmetin alıcısı tanrıdır.
Sevgi ile bağlanıp yaratılanlara hizmet et bırak da o satın alsın.
En iyi müşteri odur.

Mükâfatlandırma ve cezalandırma zaman içine yayılacağından dikkatsiz ve takipsizsen yani birbiri ile ilişki kuramıyorsan anlamak için çaba sarf etme.
Anlaman da gerekmez.
Ama şunu bilmelisin ki karşılığı muhakkak vardır.

Hizmet eden sevilir, saygınlaşır.

Allah’a sevgi ile bağlanarak yarattıklarına hizmet edersen Allah’ın sevdiği insan olursun ki Allah sevdikten sonra herkes sever.

Sıradan bir insan yerine sayılı ve sevilen, saygı duyulan, beğenilen bir insan olursun.
Çünkü seni Tanrı beğenmiştir.

Defalarca yaparsan sevinç içinde olursun.

Allah için ne yaptın?
Derlerse Allah için yapacağın bir şey yok.
Yaptığın her şey bil ki kendin içindir.

 RAVLİ

Popüler Yayınlar