23 Aralık 2011 Cuma

HÜSAMEDDİN ÇELEBİ VE MEZHEB VE MEVLEVİLİK

Halife Hüsameddin Çelebi Hazretleri, Urmiyeli                                 ve Şafii idi.
Bir gün Mevlana’nın huzuruna gelerek baş koyduktan sonra:

“ Hüdavendigar’ımız Hanefi olduğu için ben de bu günden sonra İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin mezhebine girmek istiyorum” dedi.  

Mevlana:
“ Hayır, hayır, uygun olan, kendi mezhebinde kalman ve onu gözetmendir.

Fakat bizim yolumuzda yürü ve halkı bizim aşk caddemize doğru yönelt “ buyurdu.

    
                                        ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ Şark İslam Klasikleri 29
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                      ***
Neler öğrendik:
1.    Sözlükte “ Gidilecek yol, gidilecek yer, görüş, doktrin, akım, gitmek ve takip etmek “ gibi anlama geldiğini öğrendik.
2.    Hükmünü Kur’an ve sünnetten alan, buna gücü yetmeyenler ise, bir imama veya müçtehide (Ayet ve hadislerden hüküm çıkaran din adamına uymaya) mezhep denildiğini öğrendik.
3.    Doğrunun sadece bir tane olduğunu, bütün din adamlarının bu doğruya ulaşmak, o doğruyu bulmak için gayret sarf ettiklerini öğrendik.
4.    Vicdanen doğru olduğuna inanarak mezhebin usullerini takip etmek gerektiğini öğrendik.

MEVLEVİLİK
Kamil manada âlim, sufi ve şairlik özelliklerine sahip olan Mevlana, Mevlevi silsilenamesinde tarikatın piri olarak sayılır.

Mevlana’nın dini-tasavvufi düşüncesinin kaynağı Kur’an ve sünnettir.

“ Canım tenimde oldukça Kuran’ın kölesiyim ben.
Seçilmiş Muhammed’in yolunun toprağıyım”

Beytiyle bu gerçeği dile getiren Mevlana:
 “ Pergel gibiyim;
Bir ayağımla şeriat üstünde sağlamca durduğum halde öbür ayağımla yetmiş iki milleti dolaşıyorum” diyerek bir Müslüman’ın bütün insanlığı kucaklayabilecek büyüklüğü göstermesi gerektiğini ifade eder.

Mevleviliğe göre tasavvufi eğitimin amacı insanın kendine gelmesini, kendisini bulmasını sağlamaktır:

( İnsan günlük uğraşlar, estirilen hava, heveslerine, hayelleri, korkuları ile kendinden (Özünden) uzaklaştıran çekicilikten kurtulup tekrar kendini yeniden tanıması ve keşfetmesi.)

Gerçeğe ulaşmak için insan fıtratına (Yaradılış, tabiat, mizaç, huy) aykırı yöntemlere başvurmaktan kaçınmaktır:

(Tanrı’nın vermiş olduğu imkân ve yetenekler dışına çıkamaması, bu sınırın içinde kalarak, doğru olanı yaparak gerçeğe ulaşmak.)

Esasen gerçeğe ulaşmanın yolu asıl yolu aşk (Tanrı aşkı) ve cezbedir.

Cezbe: İnsan özelliklerinden sıyrılarak ilahi özelliklere ulaşması ve görerek her şeyin bir olduğu gerçeğine ulaşmasıdır.
Yani ruhun hareketlenmesi ve heyecanı demektir.

Zikir ve çile gerçeğe ulaşmanın tek yolu alarak görmemelisin.
Zikir bir sözü tekrar etmek değildir, zikir düşünceni hareketlendirmekle olur ve yarar sağlar.

Mevlevilikte yolun esası aşk, marifet ve hizmettir.
Diğer davranışlar bu yolda olanı hazırlamak içindir.
                                     *
İşte böyle yaren,

Kendi kafamıza göre davranmayacağız ve kendimizi kendimiz tanımlamacağız.

Mevlana Hazretlerin öğrettiği gibi şeriat (Din kuralları) ve onun yorumu olan mezhepten hiç ayrılmamamız gerektiğini öğrendik.

Tanrı aşkının önemini ve faydasını anlayarak, aşk yolunda, aşk caddesinde yaşama sevinci ile Mevlana Hazretlerinin ve dostlarının yolunda ilerleyeceğiz.
                                *
RAVLİ

Popüler Yayınlar