16 Aralık 2011 Cuma

ŞEYH SELAHADDİN VE ÇOCUKLARINA MEVLANA HAZRETLERİNİN ÇOK DEĞER VERMESİ

Sultan Veled ve Kirake hazretlerinin (eşi) arasında biraz kırgınlık olmuştu.

Mevlana Hazretleri hemen merhamet buyurup Kirake’den (Tanrı ondan razı olsun) özür dilemek için kendi mübarek eliyle şu mektubu yazıp Cemaleddin-i Kameri ile gönderdi.

ŞİİR:

“ Benim ruhum, senin ruhunla karışıp birleşmiştir.
Senin ruhunu inciten her olay beni de incitiyor “

Celali celil olan Tanrı’yı şahit tutar ve Yüce Tanrı’nın temiz olan zatına yemin ederim ki, o muhlis çocuğun incitip duyduğu             keder ve endişeden bizim keder ve endişemiz on misli fazla olur.

Sizin haklarınız hakikat nurlarının doğuşunun ve şeyhlerin sultanının (Selahaddin’in) (Tanrı onun ruhunu kutlasın) hakları, ihsanları ve efendilikleri, bu duacının boynuna öyle bir borçtur ki, bu hiçbir teşekkür ve hizmetle eda edilemez.

Ona teşekkür, yine Yüce Tanrı’nın hazinesinden istenebilir.

Sen çocuğunun bu babadan hiçbir şeyi gizlemeyeceğini, kimden incinirse bana bildireceğini umarım.

Ben de inşallah imkân nispetinde yardım etmeyi kendime minnet bilir ve hiç kusur etmem.

Eğer aziz oğlum Bahaeddin, sizi incitirse, Tanrı’ya tekrar-tekrar yemin ederim ki, gönlümü ondan çeker, onun selamını almam, benim cenazeme gelmesini istemem.

Bunun gibi ondan başka kim böyle yaparsa onu da aynı muamele yaparım.
Fakat iç gam yememeni ve kederlenmemeni istiyorum.

Çünkü celali celil (Büyük ve ulu) olan Tanrı ve onun kulları sizin yardımcınızdır.

Sizin hakkınızda her kim fena söylerse (Bil ki) deniz köpeğin ağzıyla pislenmez ve şeker dengi bir sineğin konmasıyla kıymetten düşmez.

Ve yakinen bilirim ki, eğer bu gibi kimseler “ Biz mazlumuz” diyerek yüz bin türlü yemin etseler, yine bence onlar zalimdirler.

Sizi sevmeyen ve duacınız olmayanları mazlum tanımam ve onların yemin ve özürlerini kabul etmem.

Vallahi, billahi, tallahi sana fena söyleyenin hiçbir özrünü, yeminini, hilesini, ağlamasını kabul etmem.

Mazlum sizsiniz
Onun için size hürmet ederler, sizi hanım ve efendi zade diye çağırırlar.

İster yüzünüze karşı, ister arkanızdan riyasız (İkiyüzlü olmadan) olarak ayıplanacaklarını düşünmeden kendilerinin mücrim olduklarını üzerlerine alsalar da yine onlar zalim, siz mazlumsunuz.

Çünkü sizin ve o sultanın (Şeyh Selahaddin) hakkı onların yaptıklarının yüz mislidir.
Tanrı’ya yemin ederim ki, böyledir.

Tanrı bana öyle bir gönül parlaklığı vermiştir ki, eğer ben nezaketim icabı cemaate zorla gülsem,

Onlar can ve gönülden Hak ile Hakkın kulları ile doğru olmadıkça,
Hilelerini suya atmadıkça,
Amellerini (Düşünce ve eylem) değiştirmedikçe,
Tanrı kullarının ayağının toprağı ve kölesi olmadıkça,
Yüzlerine karşı ve arkada samimiyet beslemedikçe,
Gönlüm onlara ısınmaz.

Bu babanın (Kendisinin) itikadı şudur:
İnşallah bu halde ölür ve bu halde mezara giderim.
Allah aşkına!
Allah aşkına!

Bu babadan hiçbir şey saklamayınız ve durumu bir-bir söyleyin de imkân nispetinde (Olanak ölçüsünde) Tanrı’nın yardımı ile size yardım edeyim.

Siz Tanrı emanının nüshası ( Tanrı’nın verdiği eminlik, korkusuzluk, yardım istemek için ortam, şikâyetin ve ricanın değerlendirilerek yapılması için imkân ve verilen zamanın yazılı belgesi) ve

Bu dünyada o sultanın eseri olduğunuz için, o sultanın temiz ruhu sizin bereketiniz ve sebebinizle o âlemden bu âleme binlerce yardımda bulunuyor.

Yeryüzü sizin bu feyzinizden hali kalmasın (Yeryüzü sizde olan, artan, bolluk ve berekette soyulmuş, kovulmuş, kayıtsız kalmasın).

Sizin ve çocuklarınızın gönlü kıyamete kadar gam keder görmesin.

Ey âlemlerin Rabbi olan Tanrı!
Âmin.
                                     ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                     ***
Neler öğrendik:
1.    Mevlana Hazretlerinin sevdikleri arasında kırgınlıkların büyümesinden endişe duyduğunu ve engel olmak için kendisi araya girdiğini, oğlu yerine özür dilediğini öğrendik.
2.    Mevlana Hazretlerinin ruhsal bütünlüğe çok önem verdiğini öğrendik.
3.    Şeyh Selahaddin’in yaptıklarından dolayı hakkı olduğunu, çok kıymetli olduğunu, teşekkür veya hizmetle onun hakkı ödenemeyeceğini öğrendik.
4.     Kirake hazretlerinin kim kalbini kırarsa Mevlana Hazretlerinin kalbini kırma hükmünde olduğunu, o kişiyi gönlünden çıkaracağını öğrendik.
5.    Tanrı’nın büyüklüğünden ve ululuğundan dolayı sevdiği kullarının kalbini kıranları dışladığını, kendi haline bıraktığını öğrendik.
6.    Gönlü kırık olanın bolluk ve bereket vermekten küstüğünü öğrendik.

İşte böyle yaren,

İnsan ilişkilerinde önce benliğin görünmez duvarı karşına çıkar ve çok gayretle korunur.

Bütün ilişkilerde farkında isen bunu düşünür ve aşarsın.

Farkında değilsen kafan karışır pasifleşir içine kapanırsın veya kızar şikayetçi olarak öfke nöbetine tutulursun.

Bu duvarı ancak yükseldiğin zaman görürsün ve aşarsın.

Tanrı yolunda olanların bir şekilde birbirine kırılmalar olabileceğini, bir büyüğün müdahale edip birlik ruhunun bozulmaması, dağılmaması için Tanrısal değerlerden hareketle işi tatlıya bağlamasının görevi ve sorumluluğu olduğunu öğrendik, anladık.
                              *
RAVLİ

Popüler Yayınlar