Bir derviş Mevlana
Hazretlerine hikâye etti ki:
Filan çok şarap içiyor fakat
hiç sarhoş olmuyor.
Mevlana “ Belki yakasından
aşağı döküyor, çünkü şarabın hassası sarhoş etmektir.
Sarhoş etmediğine göre sirke
olmalıdır.
Şeriat ve tarikat
taklitçileri de böyledir.
Tanrı’nın sözünü okur,
geveler ve onu hiç hazmetmezler, okuduklarından ve gevelediklerinden bir zevk
almazlar, hiçbir şey de tutmazlar.
Tanrı’yı bilmek,
Tanrı’yı anmaktan daha iyidir.
Kuran’da ibadet edenden maksat
Tanrı’yı biliyorlar demektir;
İstenilen de budur” buyurdu.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B.
YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
1. Yaptığımız işi tam layıkıyla yapmamız gerektiğini
öğrendik.
İşin özünü alamayanların,
içine sindiremeyenlerin taklitçi olduklarını öğrendik.
2.Taklitçilerin edindiği bilgiyi kendi
kimyasına katmak için değil de başkalarından beğeni sözlerini duymak için
söylediğini ve davrandığını öğrendik.
3.Yapılan bir işten zevk almazsak
taklitçi durumundan ileri gidemeyeceğimizi öğrendik.
Tanrı’yı bilmemiz gerekiyor,
biliyormuş gibi yapmaktan fayda gelmeyeceğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
Yaşadığımız topumda
istemediğin kadar taklitçi ile her an karşılaşırız.
Bunları az bir zaman
dinlediğin ve gözlediğin zaman anlarsın.
Kendilerinin ne kadar bilgili
olduklarını ileri sürerler.
Çelişkilerden kendince anlam
çıkarırlar.
Allah rızası yerine Allah
adının üstünden kendisinin çıkarı için gevezelendiğini görürsün.
Kelimenin veya cümlenin özünü
sindirmediği için söylediği sözün bütünlük içinde ne anlama geldiğini
bilmediğinden lafı gezdirerek zihnini ilgisizlik alanına çeker.
Diğer biri de özü
sindiremediği için hikâyeler arasında lafı gezdirir dolaştırır, sesini
yükseltir alçaltır, his alanına girer çıkar ama sonuçta bize ne anlatmaya
çalıştı dediğimiz zaman çok az bir şey olarak eski bilgimizi hatırlatmaktan
öteye geçemediğini görürüz.
Medya hocası da dediğimiz bu
kişiler halkı özden uzaklaştırmakta ve duymak istenileni dini kılıfa
sokmaktadırlar.
Yaren,
Tanrı’yı bilmek için
Tanrı’nın kitabı Kuran ve hadislerle velilerin ve Mevlana Hazretlerinin
sözlerini öncelikle doğru kabul edip bu yoldan sapmadan gitmeni önemle
öneririm.
*
RAVLİ