(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini
anlatıyor)
3470.
Çünkü sen, bu soğuk yolcukta (Dünya hayatı süresinde)
kupkuru mal-mülk edindin;
Kuru-yaş
(Akıcı olmayan, duygudan yoksun, kötü karşılık görmen)
yüzünden dudakların kurudu, gözlerin yaşardı.
Benim
burcumsa o yandadır, kurudan da uzaktır, yaştan da;
Pek
de acayip bir incidir (Şekli değişmeyen mücevherdir),
adamakıllı coşkunluklarla (Gereğinden çok, iyice, bir
güzel, bir temiz bir düşünceyle, bir
duyguyla dolarak yücelme, ruhun kendini aşıp yücelmesi, heyecan duyması ile),
fitnelerle (Kargaşalarla karışıklarla) dopdoludur.
Bunca
örtünün ardında (Toplumun çokça üstüne ağırlık
oluşturan örtüleri örtüp seni hareketsiz bırakan alışkınlıklarından) yenini-yakanı
yırtmışsın (Bu alışkanlık oluşturmuş toplum baskılardan
kendine bir kurtuluş yolu açmışsın) sen, perdenin ardında ayağını-başını
kaybetmişsin sen.
Tebriz’e
o Taraz mumunun (Kazakistan’da meşhur bir yer) bulunduğu yere, o başı yüce, kadri ulu Tanrı
Şems’ine (Güneşine) git de bezen (Süslen), güzelleş.
A
ruhanilerin (Din ile ilgilenenlerin) sakisi (Din ile ilgilenen insan ruhuna Allah sevgisi, Allah nuru
saçan), kalk-kalk, can oldum ben;
Kalk
da halk, kıyametin debdebesini (Görkemini)
görsün.
Dün
gece sevgili çağırdı beni, başıma buyruk yürüttü (Kişiye
özel emir verdi), bedenimde kan kalmadı;
Üzümün
gönül kanını dök bana.
Cana-gönüle
düşmanım ben, cansız-gönülsüz yaşıyorum ben;
İçim-özüm,
padişaha av olmuş gitmiş, görünüşte kaçıyorum ben.
A
gam (Üzüntü), a düşünce, git;
Burada
şarap (Zevkle kendinden geçiş )var, küp dibine (Zevk-neşe boyumu aşmış, içinde boğulmuşum) oturmuşum;
Aslan
kükredi mi sen var, at gibi kan kaşan (Kan işe).
Her
soluk, sana karşı Circis (İsa aleyhisselamın dini
üzerine gelen, İsa dinini tebliğ eden, kral Dadiyan’a tebliği yapması
karşılığında bedelini canıyla ödeyen nebi) gibi şehit olayım gitsin;
Baş
komak (Koymak) bizden, keskin kılıcı vurup
durmak senden.
Çok
susuzum ben;
Kumdan
da susuzum;
Testiyi-kabı
bırak;
Can
sakisi (İnsanın canına, ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah
nuru saçan kişi) de bir işe yaramaz ciğeriyle tutmuş, bizimle savaşa (Ayrılık savaşına) girişmiş.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretlerinin dünyada mal-mülk peşinde olmadığını, değeri ve şekli değişmeyen
değerlerlerin peşinde olduğunu öğrendik.
2.
Şems’i Tebrizi
Hazretlerinin dinin-sırların güneşi olduğunu, bu güneşten yararlananların
süslenip güzel insan olacaklarını Mevlana Hazretlerinden öğrendik.
3.
Mevlana
Hazretlerinin öğretisinde üzüntüye yer olmadığını, insanın başına ne gelirse
gelsin zevk ve neşeden ayrı düşülmeyeceğini öğrendik.
4.
Şems Hazretlerine
kendisini tamamen teslim eden Mevlana Hazretlerinin yeniden kimlik ve kişilik
oluşmasını istediğini öğrendik
*
İşte
böyle yaren;
Mevlana
Hazretlerinin Şems Hazretlerinden uzak yaşayamayacağını, susuzun su araması
gibi Şems Hazretlerini aradığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ