(Mevlana Hazretleri kendini anlatıyor)
3540.
Aşk güneşinin yakışına sabır (Telaş göstermeden
beklemek) gerektir, sabret (Sonucun tamam
olmasını bekle);
Şu
ekşi yol-yordamına bak da iki-üç günceğiz dayanıver gitsin.
Kimi
ekşi (Uygunsuz, yakışıksız) görürsen bil ki
ateşten kaçmıştır o;
Gölgede
kalan koruk baştan ayağa dek ekşidir.
Gönülden
vaat etmişsin (Bu işi yerine getirmek için söz
vermişsin), vaadine vefa et (Sözüne bağlı kal);
Davaya
kalkışınca aslanlaşma (Yargılanmana ve hakkında verilen
karara diklenmeye kalkma);
İş
geldi-çattı mı suratını ekşitme (İtiraz etme, kabul et).
Mustafa’ya
(Peygambere) bak, bir ancağız suratını ekşitti
de Tanrı, yüzünü ekşitti diye darıldı adeta (Abese
suresi 1-2).
Sus,
iftira etme (Suçu başkasının üstüne atma), o
ekşi yüzlü (Küskünlük ve hoşnutsuzluk anlatan yüz)
değildir amma bilen kişiler, bazı-bazı, mahsustan (İsteyerek,
özellikle) yüzlerini ekşitirler.
O,
şekerden yaratılmıştır, gönlü de şekerlerle dopdoludur;
Fakat
çocukları terbiye ederken lala, yüzünü ekşitir.
Hocam
sevgilinin huyunu yanlış anlamışsın sen;
İşinin
sonucu Hakkın-da gevşek bir zanna (Sanıya), kötü
bir şüpheye (İyi niyet ve amaçlarını kötüye yorarak
işkillenmeye) kapılmışsın sen.
Gül
yüzlülerin hevesine düşmüş;
Beyhude
(Yararsız, anlamsız, boş) işlere kapılmışsın;
Hey
gidi hey!
Ne
olurdu bir de narçiçeğine benzeyen (Parlak kırmızı)
kendi yüzünü görseydin.
Korkudan
topallayasın da yolundan kalasın, yürüyüşünden olasın diye yol kesenler,
yaşayışa ölüm adını taktılar.
Kulak
ver de kulağına bir küpe takayım (Unutmaman gereken, hayat
boyu işine yarayan bir sırrı hediye edeyim);
Çünkü
o halkayı taktım da lafa-söze doydum ben.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Öğreten kişinin öğreneni
temizlemesi, yeni bilgi ve huyları yerleştirmek için fazlalıkları yok etmesi
için uyguladıklarına kızmamak, sonuç alınana kadar dayanmak gerektiğini
öğrendik.
2.
Uygunluk
oluşturduktan sonra olgunluk seviyesine ulaşmanın kolay olmadığını, öğreticinin
metotlarına telaş göstermeden, karşı gelip diklenmeden boyun eğmek gerektiğini
öğrendik.
3.
Öğreticinin
yüzünün hoşnutsuzluk ifade etmesinin öğrenciye yanlışını belirtmesi anlamında
olduğunu öğrendik.
4.
Korkunun insanı
yolundan alıkoyduğunu, yürüyüşüne engel olduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Mevlana
Hazretlerinin değerini hiç kaybetmeyen, doğru yolu gösteren, yanlışı apaçık
belli eden sır sözlerini hiç unutmamamız gerektiğini, kulağımıza küpe yapmamız
gerektiğimizi öğrendik, anladık.
*
RAVLİ