18 Aralık 2017 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 4. CİLT 3540 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri kendini anlatıyor)
                              
3540. Aşk güneşinin yakışına sabır (Telaş göstermeden beklemek) gerektir, sabret (Sonucun tamam olmasını bekle);
Şu ekşi yol-yordamına bak da iki-üç günceğiz dayanıver gitsin.

Kimi ekşi (Uygunsuz, yakışıksız) görürsen bil ki ateşten kaçmıştır o;
Gölgede kalan koruk baştan ayağa dek ekşidir.

Gönülden vaat etmişsin (Bu işi yerine getirmek için söz vermişsin), vaadine vefa et (Sözüne bağlı kal);

Davaya kalkışınca aslanlaşma (Yargılanmana ve hakkında verilen karara diklenmeye kalkma);
İş geldi-çattı mı suratını ekşitme (İtiraz etme, kabul et).

Mustafa’ya (Peygambere) bak, bir ancağız suratını ekşitti de Tanrı, yüzünü ekşitti diye darıldı adeta (Abese suresi 1-2).

Sus, iftira etme (Suçu başkasının üstüne atma), o ekşi yüzlü (Küskünlük ve hoşnutsuzluk anlatan yüz) değildir amma bilen kişiler, bazı-bazı, mahsustan (İsteyerek, özellikle) yüzlerini ekşitirler.

O, şekerden yaratılmıştır, gönlü de şekerlerle dopdoludur;
Fakat çocukları terbiye ederken lala, yüzünü ekşitir.

Hocam sevgilinin huyunu yanlış anlamışsın sen;
İşinin sonucu Hakkın-da gevşek bir zanna (Sanıya), kötü bir şüpheye (İyi niyet ve amaçlarını kötüye yorarak işkillenmeye) kapılmışsın sen.

Gül yüzlülerin hevesine düşmüş;
Beyhude (Yararsız, anlamsız, boş) işlere kapılmışsın;
Hey gidi hey!
Ne olurdu bir de narçiçeğine benzeyen (Parlak kırmızı) kendi yüzünü görseydin.

Korkudan topallayasın da yolundan kalasın, yürüyüşünden olasın diye yol kesenler, yaşayışa ölüm adını taktılar.

Kulak ver de kulağına bir küpe takayım (Unutmaman gereken, hayat boyu işine yarayan bir sırrı hediye edeyim);
Çünkü o halkayı taktım da lafa-söze doydum ben.
                            ***   
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                            ***
Neler öğrendik;
1.    Öğreten kişinin öğreneni temizlemesi, yeni bilgi ve huyları yerleştirmek için fazlalıkları yok etmesi için uyguladıklarına kızmamak, sonuç alınana kadar dayanmak gerektiğini öğrendik.
2.    Uygunluk oluşturduktan sonra olgunluk seviyesine ulaşmanın kolay olmadığını, öğreticinin metotlarına telaş göstermeden, karşı gelip diklenmeden boyun eğmek gerektiğini öğrendik.
3.    Öğreticinin yüzünün hoşnutsuzluk ifade etmesinin öğrenciye yanlışını belirtmesi anlamında olduğunu öğrendik.
4.    Korkunun insanı yolundan alıkoyduğunu, yürüyüşüne engel olduğunu öğrendik.
                       *
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretlerinin değerini hiç kaybetmeyen, doğru yolu gösteren, yanlışı apaçık belli eden sır sözlerini hiç unutmamamız gerektiğini, kulağımıza küpe yapmamız gerektiğimizi öğrendik, anladık.
                         *

RAV

Popüler Yayınlar