Deyr-i Eflatun (manastırının) başpapazı, bütün papazların ileri
gelenlerindendi.
Bu adam yaşlı ve engin
bilgili idi.
İstanbul, Frenk, Sis, Canik
ve daha başka vilayetlerden kendi dinlerinin ilmini öğrenmek için gelir, ondan
(din) ahkâmı öğrenirlerdi.
İşte bu papazlar hikâye etti
ki:
Mevlana bir gün bir dağın
eteğinde bulunan bu Deyr-i Eflatun manastırına gelmişti.
O mağarada bir soğuk su
çıkıyordu.
Mevlana mağaranın dibine
kadar gitti, ben de mağaranın dışında durdum.
Ne olacak diye bakıyordum.
Mevlana yedi gün yedi gece o
soğuk su içerisine oturdu.
Ondan sonra kendinden geçmiş
bir halde dışarı çıkıp yola koyuldu.
Gerçekten o mübarek vücudunda
bir değişiklik olmamıştı.
Bu rahip yeminler ederek “
İsa’nın sıfatı hakkında okuduğum, İbrahim ve Musa’nın kitaplarında mütalaa
ettiğim ve geçmiş tarihlerde peygamberlerin azameti hakkında gör düğüm ve
okuduğum şeylerin hepsi Mevlana’da fazlasıyla vardı.” Dedi.
Nitekim kendi sırları
hakkında buyurmuştur. Şiir:
“ Ey aşk yolunda mahvolan!
Sen cansın ve başka bir
şeysin.
Sen malik (sahip) olduğun
şeysin ve başka bir şeysin “
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B.
YAYINLARI 489
***
Hazreti Mevlana aşk yolunda
eğitim yapılırken havuz sistemini tavsiye eder.
Bi sisteme göre öğrenirsin
ama ezberlemezsin, hatırında tutmaya uğraşmazsın.
Yani öğrenirsin hafızana
atarsın, başka bir şey öğrenirsin hafızana atarsın.
Şöyle ki: Havuza limon dökersin,
elma suyu dökersin, acı bir şey dökersin, Vb. şeyler dökersin.
Havuzdan ağzına bir damla
değirdiğin zaman o havuzdaki tüm tatları damağında bulursun diye önermiştir.
Diğer bir anlatımla kavramlar
üzerinden öğrenimdir.
Okursun bir şey anlamazsın,
okumaya devam edersin yine bir şey anlamazsın.
Bu durum bir zaman sonra
birden “faş” olur (Şimşek çakması gibi birden her şeyin
olduğu gibi görünmesi), yani eskiden okuyup da anlamadıkların her ne
varsa birden anlarsın.
*
Hazreti Mevlana’nın havuzunda
tüm peygamberlerin ve velilerin tadını ve etkisini bulursun.
Papaz hazretleri de Hazreti
Mevlana’da bunu görmüş ve ifade etmiştir.
Öğrendiklerimiz,
aktarılanlar, anlayabildiklerimiz bu kadar ama Mevlana Hazretleri bu kadar
değil.
*
İşte böyle yaren,
Tanrının övdüğü, sevdiği
ismini öğrettiği veya gizlediği bütün güzel insanların mirasçısı olarak Hazreti
Mevlana’yı seçtiğini anlıyoruz.
Yolumuz yanlış bir yol
değildir.
Bu yoldan gidenler
kaybetmezler.
Bu yolu kötüleyenler
mahvolurlar.
Bilmeyenlere nasibi yokmuş
deriz.
*
Âlemlere rahmet üzere
gönderdiği Hazreti Muhammed Mustafa’nın yolunu takip eden bir yoldan
gittiğimizin bilincinde olmalıyız.
*
Aşk yolunda mahvolursak can
olacağımızı, daha üstün başka bir şey olacağımızı müjdeliyor.
Sahip olduğumuz her ne ise o
şey olacağımızı hatta daha üstün olabileceğimizi müjdeliyor.
Ancak aşk ile her neye sahip
olursan o olacağımızı, onun bir parçası olacağımızı, onun yetki ve gücünü
kullanabileceğimizi müjdeliyor, işaret ediyor.
*
Nurun verdiği harareti ancak
soğuk mağarada ve suda bir hafta kalarak sakinleşebildiğini öğrendik.
*
RAVLİ