Müderrislerin sultanı olan
Malatyalı Mevlana Şemseddin (Tanrı rahmet etsin)
nakletti ki:
Aksaray şehrinde bir vaiz
minberin üzerinde Mevlana Hazretlerinin bir beytini şerh ediyor (açıklama) ve coşturuyordu.
Tesadüfen münkir bir danişment
(velilere inanmayan bilgin) itiraz edip onu
tekfir (Birine kâfir denmesi) etti ve
münasebetsiz sözler söyledi.
Bu aydın gönüllü vaiz, er
oğlu er ve Mevlevi idi.
Minberden indi, danişmende
bir yumruk vurup yere serdi.
Danişment hemen öldü.
Vaiz kaçıp büyük bir heyecan
içinde Konya’ya kadar geldi.
Danişmendin akrabaları onu
takip ettiler.
O Mevlana’nın evine sığındı.
Danişmendin akrabaları hadsiz
hesapsız feryat ettiler ve sövüp saydılar.
Mevlana Hazretleri, bir
pusula yazıp Alameddin Kayser’e gönderdi.
Pusulada ölenin diyetini
vererek vaizi bu cemaatten kurtarmasını, zira danişmendin akrabalarının diyet
olarak kırk bin direm istediklerini yazdı.
Pusulayı getiren adam
Alameddin’i kuyumcular arasında buldu.
Alameddin pusulayı okuyunca
derhal atından indi, silahını, alet ve edevatını ve daha başka üzerinde ne
varsa hepsini elli bin direme sattı.
Kırk binini vaizin
düşmanlarına verdi ve geri kalan on binini de şükrane olarak dostlara gönderdi.
Ayrıca vaize de güzel bir
elbise ile rahvan (yürürken ve koşarken süvariyi
zıplatmayan) bir katır bağışladı.
Gürcü Hatun hazretleri
Alameddin’e “ Niçin eve gelmedin de pazarın ortasında soyundun” diye sitemde
bulundu.
Alameddin Kayser “
Mevlana’nın inayetinin (İyiliğinin gecikmesinden)
gecikmesinden ve o rahmetin kaybolmasından korktum.
Çünkü Mevlana Hazretleri hiç
kimseden bir şey istememiştir ve öyle bir lütufla kimseyi şereflendirmemiştir.
Beni hesaba aldığın ve bana
iltifat ettiğin şükranesi olarak bunları yaptım “ dedi.
Gürcü Hatun onun bu
nezaketini ve halini beğendi ve hediye olarak ona yüz bin altın verdirdi.
Hunisi hediyeler vererek de
onu kendi naibi (vekil) yaptı.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B.
YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
1. Evimize sığınanı emanet kabul edip korumamız
gerektiğini öğrendik.
2. Evimize sığınana elimdeki imkânı kullanmamız
gerektiğini öğrendik.
3. Mevlana adının bereketini ve nurunu kaybetmemek için
ricasını hemen yerine getirmemiz gerektiğini öğrendik.
4. Mevlevi olana yardım etmemiz gerektiğini, koruyup
kollamamız gerektiğini öğrendik.
İşte böyle yaren,
Güzel bir insan da yanlış
yapabilir.
Yanlış yaptı diye korumaktan
vazgeçip kaderine terk etmemizin doğru olmadığını öğrenip anladık.
Elimizden gelen yardımı yapıp
onu tekrar kazanmamız gerektiğini öğrendik anladık.
*
RAVLİ