Kurdun başını, koyunlara zarar vermeden önce kesmek gerektir.
Kötü
görenler (kötülük arayanlar penceresinden bakanlar), kötülük beğenenler
arasında bulunma.
Kötülere
iyilik edilirse, kötülüğü artar.
Kötüler
iyiliğe layık değilseler de, iyiler sayesinde onlar da yaşarlar.
Olgun ve
büyük insanlar akıllarının ahlakından kötülere de iyilik ederler.
Kötülük düşünen insan ufacık bir tutamak bulunca büyüklerin kalplerini ateşe verirler.(Küçük bir yanlışı hemen felaket gibi sunarlar)
Ufak bir
ateş yakmak ve sonra onunla büyük odunları tutuşturmak mümkündür.
Kişi kendisini
kendi düşünmesi gerekir:
Sen
kendini düşün, kazandığın mülkün sana yetiyorsa öldükten sonra kalanları
düşünme.
Sen
öldükten sonra yerine birisi gelir.
Bu gelen
kim olursa olsun, akıllı olsun, akılsız olsun, ne olursa olsun, kendisini
kendisi düşünsün.
Kendini düşünür her işi olan.
Kötülük edenin yoluna iyilik gelmez.
Kötülüğe
kötülükle karşılık kolaydır.
Mert
isen, kötülük edene iyilik yap.
Kuyu iki
maksat için kazılır.
İyi
huylu insan susamışlara su temin etmek için, kötü adam da halkı o kuyuya
yuvarlamak için kazar.
Kötü
tohumdan iyi meyve olmaz.
Kötü
damarlıdan iyilik gelmez.
Kavga
ederken karşındakini şerefsiz duruma düşürecek sözler söyleme.
Bildiğin
fenalıklarını açıklama.
Kendi
gizli fenalıklarını aklına getir.
Kadın
yapılı, kadın kılıklı ahlaksız çocuk, ahlaksız ederse kendinedir.
O bile kötülük
eden insanlardan daha hayırlıdır.
Kınayışını
yüzüne söyleyen senin dostundur.
Kin
(gizli düşmanlık) tutan kimseyle dostluk hatadır.
Kendini
herkesten üstün tutma huyun, büyüklenme, kendini beğenmiş olma.
Kalem
kullananları, kılıç çalanları iyi tut; onlara saygı göster, gözet, ağırla,
hürmet et.
Çalgıcı takımına meyletme, onlar kadın gibidirler.
Hayır gelmez.
Kapına
bir garip gelirse, eli boş gönderme.
Kapıya
gelen dilenciyi kovma.
Kuvvetsiz
çok kimseyi görebilirsin, fakat bir başkası senden kuvvetlidir.
Kocan
güzel ise, tahammül et, kahrını çek!
İnsan
bir şeyi, ona benzer bir başkasını bulamayacaksa terk etmemelidir.
Yazıktır.
Böyle
bir kocadan serkeşlik edip ayrılan, onun ayrılığına dayanamaz, canından olur.
Korkaklar
dosta değil kendi şahıslarına âşıktır.
Kirli
isen temiz yere uğrama, çünkü temiz yer temiz kalmalıdır.
Kime
çalışıyorsan ücreti ondan bekle.
Kalbini
saflaştırmaya bak!
Karnınla
uğraşma!
Onu
ancak toprak doyurur.
Kıymetli
bir cevher isen, gam yeme.
Seni
zaman katiyen zayi etmez.
Kıskanıp
çekemeyenler, suya düşen ateş koruna benzerler.
Ateş
koru su içinde söner kömür olur.
Kendin
ile başa çıkamadığını gören düşman, senin gibi düşmana kimse önem vermez.
Kadın
namuslu, hem de güzel ise, kocası onun yüzüne baktıkça kendisini cennette
bilsin.
Dünyanın
en mutlu o hanımı ona uygun olur.
Kadın
dindar ise, tatlı dilli ise, artık onun güzelliğini, çirkinliğini aramak
fazladır.
Ahlakı
güzel olan kadın, güzel olmasa da önemi yoktur.
Çünkü
güzel ahlakı kusurlarını örter.
Çirkin
fakat ahlakı güzel olan kadın, peri yüzlü fakat ahlakı çirkin kadından daha
makbuldür.
İyi
huylu kadın odur ki, kocasının elinden sirkeyi helva gibi yer.
Kötü
huylu kadın odur ki, helvayı yerken suratı sirke satar.
Kocasının
iyiliğini isteyen kadın gönül eğlencesidir.
Huysuz
kadınlara gelince, bizi o gibi kadınlardan Allah korusun. Huysuz kadına eş olan erkek, karga ile kafese konmuş papağana benzer ki, ya başını al kaç yahut otur, zahmete, meşakkate (sıkıntı, güçlük, zorluk)
Katlan.
Ayakkabı
darsa yalınayak gezmek daha iyi olduğu gibi yaramaz kadın ile oturup kavga
etmeden ise, sefer etmek daha iyidir.
Evde
kaşlarını çatmış bir kadın görmektense, zindana girmek daha iyidir. Evinde
kadını çirkin olan adama sefer etmek bayram sayılır.
Bir evden
kadının sesi yüksek çıkarsa, o evde hayır yoktur; mutluluk bekleme.
Kadını
çarşıya pazara bırakma!
Söz dinlemezse döv!
Sözünü
yürütemezsen karı gibi evde otur; o erkek gibi gezsin, yürüsün.
Kadın
erinin sözünü dinlemezse, eri er değildir, kadındır.
Ona
kadının ipek donunu giydir, hanım olsun.
Aldığın
kadın cahil, hain (güveni kötüye kullanan) çıkarsa, karı değil başına bela
almış sayılırsın.
Hangi
erin hanımının eli, gönlü doğru ise; Cenab-ı hak o adama çok lütuf buyurmuştur.
Kadın
yabancı erkeğin yüzüne bakıp gülecek olursa kocasına :’Artık, sakın erkeğim! Deme’
diye söyle.
Yabancılara
karşı kadının gözleri kör olmalıdır.
Evden
çıkınca doğru mezara gitmelidir.
Kadın
kaşlarına rastık çekecek olursa, o kadına söyleyin kocasının yüzüne allık sürsün.
Baktın
ki kadın evde durmuyor, senin o evde durman akıl işi değildir. Uygunsuz kadının
elinden timsahın ağzına kaç!
Namus
ile ölmek, namussuz yaşamadan çok iyidir.
Hanımına
yabancılara yüz açtırma!
Sözünü
dinlemezse, o erkek, sen kadın olmuş olursun.
Kadın
güzel ise, güzel huylu ise, devlettir, mutluluktur.Öylesine sıkı tut.
Çirkin
ise kötü huylu ise bırak gitsin.
Kadın
bir gonca güldür; onu tatlı söz güldürür, açar.
Kadına
ulaşamayan, erkek çocuklara musallat olur.
M
Mala,
mülke tapan Karun bilmedi ki, selamet hazinesi vazgeçme köşesinde olduğunu.
Miras;
senden geriye kalandır, senin değildir.
Aklı
başında olanlar Dünya’yı kendi için toplar.
Yaşarken
hem yer hem bağışlar.
Met (Yüzüne karşı övgü) edenler
dostun değildir.
Yolunu
şaşırmış kimseye iyi gidiyorsun demek haksızlık, eziyet, cefadır.
Mühür
katı taşa vurulursa çıkmaz.
Maksadının
ne olduğunu senden başkası bilirse, öyle görmeye, görüşe, bilgiye ağlamak
gerekir.
Mana
kimde varsa; ilim, cömertlik, Allah korkusu vardır.
Manayı
bırakmamış, davayı bırakmışı cennette bulursun.
Manasız
olan; sevdiğinin varlığı ile var olmayıp, ayrıca varlığım var demendir.
Mana âlemine girmek isteyen, yüksek olan Güneşe kıymet veren insandır.
Mana âleminin
yükseklerinde ruhunu dolaştırana, melekler dahi onun yüksekliği âlemine
varamazlar.
Melek
sıfatlılar bir sözü nasihat olarak kabul ederler.
Malı
karınca gibi topladın, mezarda kurtlar seni yemeden evvel sen ye.
N
Nasihat;
kişisel menfaatinden (benlikten) arındırılıp tarafsız olursa, derdi gidermede
ilaç olur.Nasihat olarak bir sözü kabul eden Melek sıfatlıdır.
Öteki o sözde kusur aramaktan nasihat tarafına bakmaz, o şeytan sıfatlıdır.
Namazı
halkın önünde uzun uzadıya sofu görünmek için kılıyorsan, kıldığın o namaz
cehennemin anahtarı olur.
Namaza
durduğun vakit yalvararak Hakka yönelmiyorsan, arkasını kıbleye dönerek namaz
kılan kimseye benzersin.
Bir ağaç
kök tutmuş ise, onu besle ki, meyve versin.
O
Öfke
kendini gösterip hücum edince ortada ne insaf kalır, ne Allah korkusu kalır, ne
din kalır.
Öfkenin
dehşetinden cinler, melekler bile ürküp kaçarlar.
Öğrenmek
fikrinde isen hiç bir şey bilmiyorum demelisin.
Övgüyü
yakın olanların yapıyor, başkaları da sövüyorsa o kazançtan fayda bekleme.
Övgü
sözlere güvenip de tehlikeli işlere girme.
Övgüye
karşı sağır ol, kendi kusurlarını kendi kulağınla dinle.
Övme
kendini, seni başkası övsün.
Eğer
kendini översen başkalarından övgü bekleme.
Ölüm
geldiği zaman herkes eşit olur.
Öleceksin;
iyisi odur ki, nazlı sevdiğin öldürsün.
Onun
elinde gülerek can ver.
Öldükten
sonra karından, çocuğundan şevkat (sevgi, acıma) bekleme!
Öksüz
çocuğu himaye et, yardım et.
Aman
ağlatma, çünkü o ağlarken arşı ala titrer.
Elinden
geldiği kadar acı, severek koru, gözet ki zahmete duçar olduğun zaman herkes
sana acısın.
Öğüdün
fayda vermeyecek kimseye öğüt verme.
Fırsat
bul, daima senden iyisini ara.
Çünkü
kendin gibisi ile zaman kaybedersin.
Özün
bulunduğun yere göre değişmez.
Oruçlu
kimse sofraya hasret çeker.
P
Para
ver, iyiye de kötüye de ver.
Verdiğin
kimse iyi ise hayır kazanmış olursun, kötü ise kötülüğünü defetmiş olursun.
Paran
yok, elin boş ise, güzel yüzlülerin etrafında hiç dolaşma, onların bakışında
senin hiç kıymetin yoktur.
Para
toplamakla yükseleceğini zannetme!
Duran su
fena kokar.
Peygamberin
yaptığından fazlasını yapmaya kalkışma!
Derecesiz
beyazlık isteme.
Çok
beyazlık da, siyahlık da istenmez.
R
Rezil
(utanacak duruma sokmak) etme kimseyi.
Edersen
zaman seni dillere destan eder.
S
Sevgiyle
gönlünü o derece doldur ki, oraya kin (gizli düşmanlık) sığmasın.Sevdiklerime düşmansan, beni sevdiğine inanamam.
Sevdiğini
iddia ediyorsan elimi öpmeyi bırak ta git benim sevdiklerimi sev.
Sevdiğin
güzel yüzlü, güzel huylu olunca varsın babası cahillikle davransın.
Onun
sevgisi senin canında kaynaşmıştır.
Şikâyet;
başkasının ismi verilerek sana ediliyorsa aslında bu şikâyet senden sanadır.
O terbiyesiz
olan sensindir.
Sırası
gelince söz söylememek de kusur sayılır.
Şükret!
Büyüklüğü, şerefi, onuru, büyük olan Hak’ta bil, Çünkü şükretmeyenin nimeti
elinden gider.
Bu
mülke, bu mala şükredersen, kaybolmayan mala, mülke erişirsin.
Sayın ve
sevgili olmak istiyorsan akıllı insanların nasihatlerini tut.
Savaştan
kaçmak isteyeni eğer düşmanı öldürmemişse, sen öldür.
Savaş
gününde kadın gibi savaştan baş çeviren kimseden, ahlaksız çocuklar bile daha
iyidirler.
Sırrını
herkese açma!
Bir
sofrada yemek yiyen iki dosttan birisinin diğeri aleyhinde casusluk ettiğini
çok gördüm.
Şükür.
Sen kimsenin eline bakmadığın halde birçok insanlar senin eline bakıyorlar diye
Cenab-ı Hakka şükret.
Sadaka
belayı def eder.
Soysuz
(ahlakı bozuk, iç yönünden kendi özelliğini yitirmiş) kimse, dini dünyaya
satma!
İsa’nın
incilini verip de eşeğe arpa alma.
Sevgilin
ekşi yüzlü ise acı hayat geçirirsin.
Onun verdiği
ateşi daha tatlı bir içkinin serinliği ile söndür.
Fakat
çok güzel bir sevgili eline geçerse, ehemmiyetsiz geçimsizliklerinden dolayı
onu bırakmaya kalkışma.
Sevgiliyi,
onsuz yaşayabilecek isen bırak; fakat onsuz yaşayamayacak isen bırakma.
Her türlü
nazına, cefasına katlan.
Sevgilinden
başka bir şey alıkoyuyorsa, o şey sevdiğin olmuştur.
Söz âlemde
doludur; Fakat ne çare ki, her kulak açık değildir.
Söz,
gönül kuyusuna atılmış bağlı bir devdir.
Bu deve
yol verirsen bir daha yakalayıp bağlayamazsın.
Sözün
ortaya düştüğü zaman bela çıkaracaksa söyleme.
Sözü
bilerek söyle, yoksa sus.
Sözün
cevabına dayanamayacaksan söyleme.
Söz
yumuşak olursa, insanların ateşine karşı soğuk su yerine geçer. Söz taşıyan
kavga ateşini söndürmemek için odun taşıyan oduncuya benzer.
Söz
doğru, haklı, temeli olan, sağlam olmalıdır.
Değilse
sağır olmak iyidir.
Söze
meydan açılmayınca sakın söyleme!
Meydanı
görmedikçe topu sakla!
Sözü
bilen kimse, dilini içine çek!
Çünkü
yarın dilsizlere sorgu sual yok.
Sözünü çok
söyleyenin kulağı tıkalı olur.
Durmadan söyleyecek olursan, kimse sözünün
zevkine varamaz.
Söz
düşünüldükten sonra söylenmelidir.
Kumaş
ölçüldükten sonra kesilir.
Söz
insanın zatında bir Olgunluktur.
Öyleyse
söz ile kendini küçültme.
Az
söyleyen asla mahcup olmaz.
Âlim
gibi bir söyle, fakat pir söyle.
Akıllı
isen bir ok at, fakat hedefe isabet ettir.
Hatayı,
sevabı düşünerek söz söyleyenler, hazır cevap olan saçmacılardan daha iyidir.
Başkasının
arkasından konuşma, bir dinleyen muhakkak olur.
Duyulduğu
zaman yüzün sararacağı sözü gizlice niye söylüyorsun.
Ölçüden
dışarı çıkma.
Ölçüden
eksik ne söyle, ne de ayak at.
Sözünü
birinin arkasından söylediğin zaman, doğru söylesen de sen kötüsün.
Sözü
düşmanından alıp getirenler, düşmandan daha fazla düşmanındır.
Söz
taşıyan kavga ateşini söndürmemek için odun taşıyan oduncuya benzer.
Düşmanın
sözünü ancak düşmana yar olan kimse alır; dosta götürür.
Susmak
akıllı için ağırbaşlılıktır, cahil için cahilliğini gizleyen perdedir.
Söyleyen
insandır, hayvanlar söylemez, saçma söyleyen insanlar, hayvanlardan daha
aşağıdadırlar.
Söylemez
ağzını kapalı tutarsan, başın belaya girmez.
Söylediğin
zaman delilini getirmelisin.
Sen bir
şey söylemedikçe kimsenin seninle alış verişi olmaz.
Ses,
güzel saz, sarhoşluk, aşk ile dünyada doludur.
Fakat
kör olanlar aynada ne görebilir.
Ses
güzelse develer bile neşelenir, insan neşelenmiyorsa eşektir.
Sert
davranış dostu bile düşman eder.
Sert
söyleme teklif ederken, büyük insanlara, onun sertliğini görünce sen yumuşa.
Sert ve
acı davranış daima hırçınlık ile karşılanır.
Sır
saklamaya mahsus kapalı hisar (Kale) gönlünün içidir.
Bak
dikkat et, hisarın kapısı açık kalmasın.
Sırrın, hakikatin
inci gibi olan kıymetini bilenler, ağızlarını ancak inci saçmak için açarlar.
Sırrını
kimseye söyleme, kimseye emanet etme.
Şükrane
(Tanrının verdiği nimetleri bilme) olarak, kendini güçlü, kuvvetli, sıhhatte
gördüğün zaman; zayıfların yükünü çek.
Şerefsiz
olan kimse, başkasının şerefine önem vermez.
Saygı
hürmet, kendisinden olacak.
Şeytan
sıfatlı olanlar bir sözü nasihat olarak kabul etmez, o sözde kusur arama
tarafına bakarlar.
Tecrübe
etmeden iş yapan insanların, birçok kederlere uğraması zaruridir.
Tutulan kimse,
tutkun olduğunun hiçbir eziyetinden incinmez.
Tahammül
(Zor ya da kötü şeylere dayanabilme gücü) insana önce zehir gibi görünür.
Fakat
kişiliğine yerleşince bal olur.
Topraktan
insan yaratan Huda, insanlığın, soyluluğun ve insaniyetin mükâfatını elbette
verir.
Tuzağı
görmedikten sonra taneyi görmekten ne çıkar.
U
Ümitsizliğe
kim düşerse utanma, namus değerlerini düşünmez.Uykuyu köylü ve eşi o kadar tatlı uyurlar ki; padişah saltanat sarayında öyle uyuyamaz.
Uğursuz
(kötülük getirdiğine inanılan) kimsenin savaşından düşmanları emin bulunur,
fakat Müslümanlar dilinden kurtulamazlar.
Uygunsuz
kadının elinden timsahın ağzına kaç!
Namus
ile ölmek, namussuz yaşamadan çok iyidir.
V
Vicdanlı
(İnsanın içindeki iyi ve kötüyü ayırt eden duygu) insanlar, başkalarını
kederlendirerek elde edilen zevke rağbet etmezler.
Veliler
cahillerin arasına karışmışlardır.
Halkın
nazarında fakir, hakir, itibarsız, adeta toprak seviyesine inmiş insanlardır,
onlar senden itibar beklemezler.
Onlara
Cenab-ı Hakkın itibar buyurması kâfidir.
Sen
birine kötü zanda bulunabilirsin, fakat ne bilirsin, belki asıl veli odur.
Veliler
deriye yani dış görünüşe önem vermediler.
Her kim
dış görünüşe gönül verirse o ahmaktır, içsiz kabuk gibidir.
Veliler
edepsizlerin kahrına katlanan insanlardır.
Varlığın
seni hizmet etmekten ala koymasın.
Vahşiden
insanlık gelmez.
Onu
terbiye etmek için gayret çekilen emek boşa gider.
Vücudun
iyi, kötü ile dolu bir şehirdir.
Sen o
şehrin sultanısın, akıl da onun bilgiyle uygulayıcısıdır.
Bu şehirde başkaldıran alçaklar vardır ki,
onlar büyüklük taslama, aşırı sevgi, kızgınlık ve öfkedir.
Bu
şehirde verilene razı olan Allah’tan korkan iyi adlı hür insanlar vardır.
Bu
şehirde reklamlara heveslenen yol kesici yankesiciler vardır.
Y
Yaptığın
incitmeler, can yakmalar, eziyetler iki özür sözü ile gönülden nasıl çıkar.
Yakınlık
istersen Cenab-ı Hakka ihtiyaç peşinde koşarken Hakk’ı unutma.
Yabancılardan
sakınmak çok iyidir; çünkü dost gibi görünüp düşmanlık edebilirler.
Yumuşaklıkla
sertlik birlikte olmalıdır.
Yumuşaklıkla
düşmanın derisini yüzmek mümkündür.
Başarı,
tatlı dildedir.
Acı ve
sert davranış daima hırçınlık ile karşılanır.
Yumuşak
söz, insanların ateşine karşı soğuk su yerine geçer.
Yetimlerin
ağlamasından, dertli gönlün ahından çekin.
Yük
altında ezilenlere kimsenin içi yanmaz
Yükü
hafif olan insanlar rahat yürürler.
Yol
bilen yaya, yol bilmeyen atlıdan daha önce hedefe varır.
Yolunda
şöyle bir kuyu vardır diyen adam senin iyiliğini isteyendir.
Yolun;
iyi işler olmalı, kendini daima kusurlu (eksik, noksan, hata, yersiz davranan)
görmeli öz güvenim var diye yanlışını doğru kabul etme, Allah’a sığınarak seni
düzeltmesi için gizlice yalvar.
Yola
getirilmek; kimisini para ile kimisinin kulağı çekmek ile olur.
Herkes
bağış almaya layık değildir.
Yol
almak istiyorsan üstündeki yükleri çıkarmalısın.
Yolun;
Allah’tan başkasına gidiyorsa yarın seccadeni cehenneme sererler.
Yüzüne
karşı huzurunda söylenen ağır sözlere öfkelenme, böyle sözleri icap ettirecek
işler yapma.
Bil ki
başkaları arkandan söylüyorlar.
Yolunu
şaşırmış kimseye iyi gidiyorsun demek haksızlık, eziyet, cefadır.
Yaşamın
öyle olsun ki öldüğün zaman güzel bulup takdir edilmelisin, beğenilip
alkışlanmalısın, iyilikle anılmalısın, mezarına lanet savurmasınlar.
Yaşlılar
çok iş tecrübe etmiştirler.
Gençler
çalışmakla ihtiyarlar akıl ve tedbir ile başarıya ulaşırlar.
Yakmak
bir dakikada olur fakat insanlığa sığmaz.
Bir
harman, bir senede vücuda gelir.
Yükü
herkes kendi gücüne, kuvvetine göre götürür.
Çekirge
ayağı, karıncaya yüktür.
Yiyeceğini,
iyi kimselerle beraber ye!
Çünkü
iyiler arkadaşsız yemek yemezler.
Yakışan
şeyi yaparsın.
Herkes
kendisine yakışan şeyi yapar.
Yükselen
ateş olduğu için (Büyüklendiği) ondan şeytan yaratıldı.
Toprak
alçak gönüllülük gösterdiği için, insan yaratıldı. Damla kendini aşağı gördüğü için, sedef onu bağlarına bastı, naz ile besledi.
Felek o damlayı öyle yükseltti ki; padişahların taçlarına layık inci oldu.
Damla
kendisini alçal gördüğü için yücelik buldu, yokluk kapısını çaldığı için var
oldu.
Yiğitliğini
mümkün ise halka gösterme.
Fakat
gösterince ona iki yüzlülük karıştırma.
Yemek
çok yemek ahmaklık getirir.
İnsanın
içi yalnız yemek için değildir.
Karnın
hiç doymaz.
Bağırsağın
boş olması daha iyidir.
Ruhun
zayıflıktan ölürken, taşıyan vücudunu beslemek yanlıştır.
Yanlış
olarak sel yolunda ev yapma!
Böyle
yerde yapılan bina daima yıkıla gelmiştir.
Z
Zaman
geçmedikçe bir kimsenin ne olduğunu anlamak imkânsızdır.Zamanın iyi yahut kötü geçmesini hoş gör.
Çünkü
zaman bizsiz de pek çok dönecektir.
Zaman
yanlış yapanı mağlup edecektir.
Zararına
iş gören kimse ahmaktır.
Zarurete
(sıkıntı ve yoksulluğa mecbur kalma) katlanamazsan, genişlik vaktinde hesaplı
hareket et.
Zalime (haksızlık
eden) zulüm (eziyet) adaletin ta kendisidir.
Zuhal (Satürn)yıldızı
gibi yüksek olup; gam, kaygı, ahmaklık, cahillik, pintilik, yalan ve fenalık
verici olma.
Zengin
kimse mal ile iyilik, büyüklük kazanamaz.
Eşeğe
atlas çuval vursalar yine eşektir.
Zor ile zekânın
bileğini bükmek mümkün değildir.
Kimse
seçme hakkına sahip değildir ki, ben zengin olacağım deyip zengin olayım.
Zor ile
kimse mutlu olamaz.
Zenci
hamamda yıkanmakla ak olmaz.
*
RAVLİ