O ders okutan müderris şeyh,
bir gün Bağdat’ta vazetmede,
Tevekkül hakkında tertemiz
sözler söylemede, yücelik bakımından yaşam döngüsünün üstünde açıklamalarda
bulunmaktaydı.
*Halka tevekkül hususunda
diyordu ki:
Gönlünüzü sağlam tutun. Aşağı olacağız, hor hakir düşeceğiz diye korkmayın.
Ben çölde neşeli bir halde gidiyordum.
Tanrıya dayanmıştım, hür bir
halde yol almadaydım.
Yanımda mala, mülke ait ancak
bir dirhem (gümüş para) vardı.
Onu yanıma almıştım, koynumda
bir dirhem vardı yalnız.
Seferim bitti, gönlümü gayb âlemine
bağlamış olduğumdan hala da o bir dirhem koynumda durup durmada.
Kâbe’ye gittim, neşeli bir
halde geri geldim.
O bir dirheme ihtiyacım bile
olmadı.
Bu sırada bir genç, şiddetle
yerinden kalkıp ona dedi ki:
Şu bir sözü doğruca dinle.
O bir dirhemi koynuna
yerleştirdiğin zaman gayb âlemine candan dayanışın nerdeydi?
Bu bir dirhem, seni yüzlerce şüpheye soktu, o zaman nerdeydi sendeki bu tevekkül.
O anda iman sahibi değimliydin yoksa?
İman sahibiysen neden
Tanrıdan emin olmadın ki?
Şeyh, onun bu sözünü duyunca
minber üstünde başını yere eğdi, titremeye başladı.
İnsaf et, bu delil, apaçık
bir delil dedi, ne diyeyim?
Bu genç, haklı dedi.
*
Bu tapıya dirhem şöyle
dursun, bir kıl bile sığmaz.Onun perişan aşığı nice kanlar yuttu.
Şimdi ne oldu?
Ağlayıp sızlanarak onun
yolunda öldürüldü gitti.
Onu topraklara bulanmış,
kanına boyanmış bir halde bırak.
Şimdi onun yüz allığı, böyle
olmak gerek.
Ne şaşılacak şey şu dervişin
yaptığı iş!
Yüzünü, kendi kanıyla boyamada.
Ne hayret edilecek iş!
Ölmedikçe giyecek bir gömlek
bile bulamıyor.
***
İLAHİNAME. FERİDÜDDİN-İ ATTAR
M.E.B. YAY. 392
*
Tevekkül:
Dayanmak, güvenmek, vekil
tutmak anlamınadır.
Allah’a tevekkül:
Allah’a güvenmek, dayanmak,
teslim olmak, işlerini Allah’a havale etmek demektir.
Allah’ın yardıma geleceğine
inanmak.
Çalışanın emeğinin boşa
çıkarmayacağına, karşılığını tam vereceğine inanmak.
Duaları kabul edeceğini
inanmak.
Adil olduğuna ve haksızlık
etmeyeceğine inanmak ve güvenmek.
Çalışma, sabır ve
tevekkül birliktedir.
Çalışmadan, sebeplere
sarılmadan, işi Allah’a havale etmek tevekkül değildir.
Yaren, besmele çekip elinden
geldiğince bilgin ve aklınla çalışacaksın, sonucuna razı olacaksın.
İstediğin senin hakkında
hayırlı-hayırsız olduğunu bilemeyeceğin için gönül rahatlığı ile sonucu kabul
edeceksin.
*
Hikâyede anlatılan tam
teslimiyet. İleri safhalarda bahsedeceğimiz konular içindedir.
Temel ve taşıyıcı duvarlar tamam olmadan çatı
konamayacağı için bilgi veremiyorum.
Şimdilik akıl ve gönül bağını
anlatılarak gönlün önemini ve gücünü anlamaya çalışıyoruz.
Çünkü tam anlamazsak, şüphe
duyarız.
Şüphe duyulduğu zaman geri
çekiliş ve kaçış olur.
Güvende ve emin olduğumuz
zaman tam yararlanırız.
*
Allah’a inanarak bağlanıp,
saygılı hareket edip, çılgınca sevmek gerekir. Allah, bunlara değer verir.
Allah’ın için kıymetli olan
budur.
Paraya bağlılığın, saygılı
hareket etmen, çılgınca sevmen, ilahi âlemde kabul edilmez.
Allah rızkını(ihtiyaçlarını)
çalışmanın içine koymuştur.
Çalışmak sadece para kazanmak
değildir.
Kafan karışmasın bu durumlar ileride
açılacak.
*
RAVLİ