Allah vergisi ise asilere verilmez.
Nasıl ki hıfz yani saklama,
saklamayı terk etmektedir, dedi.
Allah vergisinden isteyin! Buyrulmuştur.
Bu vergide artış vardır.
Yani bilgi yönünden bütün
artışlara razı olma.
Sofiden hangi fazlalığı
istiyorum.
Ariflikte fazlalık, her önüne
gelen şeyde fazlalık, hemen fazlalık, derler ki:
Âlemde ne varsa
Âdem’de de vardır.
Bu yedi felek insanda
hangisidir?
Bu yıldızlar, güneş, ay
insanın neresinde?Ben Kadı Şemseddin'den şu sebepten ayrıldım, bana istediğimi öğretmedi.
Ben Allah'a karşı mahcup
düşemem o seni nasıl yarattı ise öyle korur.
Kul vardır ki şeytana uymaz,
ona bu işten dolayı bir utanç gelmez. O zaman şeytan da bu adam kiminle uğraşıyor diye gülmez.
Falan kimse iblis ile şöyle yaptı; ne adamdır o, ne adamdır ki şeytan ile daima savaştadır diyerek, bu adamla öğünürler.
İşte bu nefsin inanç ve güven
mertebesinde bulunması yani mutmainine bağıdır:
C bağı, emmâre, yani emredici
(istekli) nefis, H bağı da emmâre (kınayıcı) bağıdır.
Sen böyle diyorsun ama o ne
diyor? Yahut o böyle söylüyor, sen ne söylüyorsun?
Âlemin eskiliğinden,
başlangıcı olmamasından sana ne?
Sen kendi kıdemini (Eskiliğini)
bil ki kadim (Devamlı) misin, yoksa hadis (Söylenen söz) mi?
Sana verilen bu kadar ömrü
kendi halini araştırmaya sarf et.
Âlemin eskiliği yeniliği
bahsinde ne ömür harcıyorsun?
Allah'ı tanıma bahsi
derindir.
Ey ahmak derin sensin! Derin olan bir şey varsa, o sensin!
Sen nasıl bir dostsun ki,
damarlarının içine kadar girmiş olan sevgilinin sırrını el ayası gibi açık
bilemiyorsun!
Sen nasıl Allah kulusun ki,
onun sırlarını ve iç yüzünü bilmiyorsun! Seninle
konuştuğum bu sözleri senin şeyhinle konuşmadım.
Onu kahır içinde bıraktım
gittim.
Ama o ben, şeyhim, diyor.
(M.286)
Mevlâna da başka
bir şey söylüyor.
Eyvallah, şeyhimizsin,
gözümüzsün!
Diyerek ondan ayrılıyor ki,
bir daha onları çağırdığımız zaman gelmesinler.Gerçek yürekli Yusuf sağ olsaydı, senin dizginlerini taşırdı.
Hadislerin yorumunu nasıl
bilmiyorsun?
Biliyorsun ama bilmezlikten
geliyorsun.
Yolda uğrular (Yönelmeler,
kalmalar) var, o tarafta ışık yok, senin için korkuyorum dedi.
Şu halde beni nasıl
tanıyorsun?
Öyle bir ormana daldım ki,
oraya aslanlar bile giremez.
Rüzgâr ağaçlara vuruyor, bir
ses çınlıyordu.
Bir delikanlı gitti, sonra
geldi ve bana yazık olur sana, dedi.
Ona hiç aldırmadım ve
bakmadım bile.
Beni korkutsun diye bir kaç
kere seslendi, yine aldırmadım.
Elinde öyle bir baltası vardı
ki, taşa vursa parçalardı.
Bundan sonra bir kere daha,
yazık sana, dedi.
Önce tekrar ona doğru
yürüdüm.
Elimde henüz hiç bir silâhım
yoktu. Arka üstü yere düştü.
Eliyle işaret ediyordu.
Git diyordu. Benim seninle işim yok.
O olgun sofî müridine diyordu
ki:
Zikrederken ta göbekten
getir.
Hayır dedim zikri göbekten değil canın içinden getirmeli.
Bu sözüm onu şaşırttı.
Her kime yüzümü dönersem,
yüzü nü bütün cihandan çevirir.
Ona yüzümüzü gösterelim ama
delil yüzü göstermeyelim.
Nasıl ki gerçek müminin nişanı nedir? diye soranlara Hazreti
Peygamber, şu aldatıcı dünyadan hoşlanmamasıdır,
buyurmuştur. Bizde cevher var.
Her kimin yüzünü o tarafa
çevirirsek bütün dostlarına ve sevgililerine yabancı olur.
Başka bir incelik daha var
ki, bu ne nebilik, ne de resullük ve marifet makamına benzer.
Ben ne diyeyim!
Allah'ın gizli velileri
derler ki:
Biz niçin kendimizi
açıklayalım, ne söyleyelim.
Biz kimiz ki? Dedi ki:
Başını Hazreti Muhammed'in
(S.A.) yakasından çıkar ki, sana uyalım, emrine boyun eğelim!
Yoksa şimdi uymanın ne yeri
var?
***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.
Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.ATAÇ yayınları Tasavvuf 6
***
1. Ahlakı bozuk insanlara Allah’ın kendine özel bilgileri
vermediğini öğrendik.
2. Arifte hemen fazlalık olduğunu, sofinin fazlalıktan
kaçınmış olduğunu öğrendik.
3. Allah’ın sırlarını ve içyüzünü bilmemiz gerektiğini
öğrendik.
4. Yeni bir şey öğrenmek için ve bu öğrenileni verimli
işlemek için eski bilgileri terk etmek gerektiğini öğrendik.
5. Öncelikle ahlakımızı düzeltmek suretiyle Allah’ın
vereceklerine ortam hazırlamamız gerektiğini öğrendik.
6. Cahilde olan C harfi zorlayıcı (İsteklerini elde etmek
için), H harfinin kınayıcı (Şikâyetçi) özelliği olduğunu öğrendik.
7. Şeytanla uğraşacağımıza Allah’ın sırlarıyla uğraşarak
tanımak için zamanımızı değerlendirmemiz gerektiğini öğrendik.
8. Şeytanın etken olduğunu ancak Allah’ın bu kuluma
yaklaşma emrine uyduğunu, böylece Allah’ın koruyuculuğuna sığınmamız
gerektiğini öğrendik.
9. Mana âlemini tanımakla bütün âlemin içimizde olduğunu,
tanıyabileceğimizi, anlayabileceğimizi anladık.
10.
Derinlere inmek
yeterli olmadığını, oradan inceler çıkarmak gerektiğini öğrendik.
11.
İncinin eritilip
şekil değiştirmeyen, özelliği bozulmayan mücevher olduğunu öğrendik.
12.
Tanrı erlerinin korkmadığını öğrendik.
Peygamberimizin sözlerini önemseyerek ne bize işaret
ettiklerini anlamaya ve yaşama geçirmemiz gerektiğini öğrendik.
Mevlana Hazretlerinin çok özel biri olduğunu öğrendik,
anladık.
Uğraşımızın aldatıcı dünyadan hoşlanmayı kesmekle mümin
olabileceğimizi öğrendik anladık.
Şems Hazretlerine yüzünü dönenlerin eski sevip
hoşlandığı her ne varsa uzaklaştığını, çekim gücünün çok kuvvetli ve etken
olduğunu öğrendik.
Allah’ın sırlarını ve içyüzünü bilmemiz gerektiğini
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ