14 Aralık 2012 Cuma

ECELDEN KAÇAMAZSIN

Bir adamla Azrail ve Süleyman peygamber 35
Duydum ki. Can yakıcı Azrail, bir gün Süleyman peygamberin sayvanına (Gölgelik yer) girdi.

Huzurunda bir gencin oturmakta olduğunu gördü.
Ona bir göz attı.

Görünce şaşıra kaldı.  
Gençte onun korkusundan perişan bir hale geldi.

Derhal Süleyman’a:
Aman dedi, buluta buyur da beni hemencecik, buradan uzak bir yere götürsün.

Ölüm korkusundan bittim adeta.
Süleyman, onu fars’tan ta Hindistan’a götürmesini buluta emretti.

Bu işin üstünden bir gün geçince Azrail tekrar Süleyman’ın yanına geldi.

Süleyman dedi ki:
Ey kılıçsız kan döken!
Neden o gence şiddetle baktın?

Azrail şöyle cevap verdi:
O sırada Allah tapısından bu çeşit bir buyruk gelmişti.

Onu üç günlük bir yerde, Ta Hindistan’da bul, ansızın canını al demişti.
Onu burada görünce şaşırdım.
Buradan derhal üç günlük yola nasıl gider dedim.

Bulut, onu Hindistan’a götürünce ben de vardım orada canını aldım.

                                               *

Bu hikâye, sana daima bir hasbıhaldir (Görüşme, dertleşme); ezeli hükümden kurtulmanın imkânı olmadığını anlatır.

Mukadder olmayan şeye tedbirin ne faydası olabilir ki?
Ezel, takdire göre sen bir noktanın içindesin.

İyi bak da bu işte şaşı olma.
Onun işi, senin işine benzemez.

Bir gül açtırsa sana diken kesilir.
İkilikte kalan, müşrike (Allah’a inanmayan) benzer.

Benim belâm (zarar ve sıkıntıya yol açan olay veya kişi), benlikten, senlikten ibarettir.

İkilik (ben-sen) ortadan adamakıllı kalktı mı birlik kendini gösterir.
Dilek birleşir.

İstersen her kirpiğinden yüzlerce kan ırmağı akıt, gözlerini bağladılarsa nasıl açabilirsin?

Ey sayrı (Hasta)!
Ellerini bağlamışlarsa bağlı elle ne yapabilirsin ki?
Akıllılar, din derdine uğramışlardır.

Sense büyücülüğe kapılmışsın.
Alemin bütün cüzileri dert ehlidir, savaş meydanında başlarıyla oynarlar.

Sen bir an olsun din derdine uğradın mı?
Ne gezer!
İşsizlik, güçsüzlük sevdasından başka bir şey yok sende.

Din derdinin bir parçasını bilseydin hayat isteğini bile terk ederdin.
Fakat ciğerine bir kılıç yememişsin ki.

Ne derdi bilirsin, ne açlık çekmeden anlarsın.

                                      ***
İLAHİNAME FERİDÜDDİN-İ ATTAR M.EB. YAY.392                                                                                             

                                     ***
İşte böyle yaren,

Her Âlemin farklı işletim şekli vardır.
Dışarıdan gözlemlerinle bir fikir edinsen bile sanı olmaktan ileri gitmez.

O âleme girip birliktelik sağlar, oranın işleyişini kendine dert edersen ancak anlayabilirsin.

Az bilgi ile fikir söylemen kabul görmez.
Çünkü dünya işlerinde kullandığın aklın parça (cüzi) akıldır ve yeteri bilgin olsa bile dış tesirlere açık olduğundan doğru yoruma ulaşamaz.

 Gönlün, bütün aklı(Külli) kullandığından dış tesirlere açık olmadığından, daha uygunluk sağlar.

Kafan karışmasın.
Gönlün ve aklın aynı görüşte olduğu zaman kararlarında sana uygunluk, kabul edilebilirlik, sakinlik sağlar.

Böylece beğenilen olursun. 

Bu uyum ve uygunluğu, din esaslarını samimiyetle kabul edip, sevip, bağlanarak, kendini parçası haline getirirsen, duyuş, düşünüş ve hareketlerinde uygunluk ve uyumluluk sağlarsın.

Diğer bir anlatımla birlik (Tevhit) oluşturursan doğru, akla uygun yargılar vermeyi sağlayan yetenek ve aklıselim sahibi olursun.  

                                           *
Sözlerin önemini yeteri kadar anlamayan, olay başına geldikten sonra acılar yoluyla anlar.

Kelimeler yoluyla konuyu bir sonuca bağlayıncaya kadar uğraşmalısın.
Uğraşmazsan anlayamazsın ve yeterli önlem de alamazsın.

                                             *
Hakkında evvelden verilmiş kaza, kader hükmü değişmez.

Ancak iyi işler yaparsan, fakirlere, gariplere, yolculara, hastalara, dervişlere Allah rızasını gözeterek yardım edersen, Allah’ın takdiri ile değişebilir veya hafifletilebilir.

(Örnek: Trafik kazası kaderinde varsa, en hafif biçimi olarak, rüyanda yaşatılırsın)

 İyilik yaparsın ama amacın halk iyi desin olursa böyle bir beklentin olmasın.

HER ŞEYİN EN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR.

                                        *
RAVLİ
 

Popüler Yayınlar