15 Aralık 2012 Cumartesi

BÜYÜKLER AFFEDİCİDİR

Leys-i Busence’ye ait hikâye.   93

Leys-i Busence, dışarı çıkmış, çarşıda gidiyordu.
Sitemkâr bir Türk, kafasına bir sile aşk etti.

Birisi a Türk dedi, bu silleyi niye vurdun?
Bilmiyor musun o kim?

O filan adam, Güneş gibi nurdan ibaret.
Padişaha onunla buluşup görüşmek, düğünden, bayramdan daha hoş gelmede.

Türk, onun şöhretini duymuştu.
Makam ve derecesini de işitince,

Yaptığına pişman oldu.
Suçlular gibi özürler dileyerek pirin huzuruna geldi.

Yaptığım suç yüzünden belim kırıldı.
Bilmedim, yanlış harekette bulundum, sarhoştum dedi.

Pir ona.
Aldırma bu işe a çavuş diye cevap verdi.     
Bunu senden görseydim kötü bir işti ama geldiği yerden geldi.
Orada yanlış olamaz.

*Her şeyi Haktan gör ama bir an bile kulluktan (Doğruluk ve özveri ile bağlanarak hizmet etmek) ayrılma.

*Kovulmuş musun, makbul mü?
Ezeli hükme göre kutlu musun, değil misin?
Bilmezsin ki.

*Yalnız şunu bilirsin ki can, bedende oldukça Tanrı buyruğunu tutmak gerek

Bunu bilirsin sen, onu bilemezsin.
Bir zanna kapılıp gitmek doğru olamaz.

Tanrı büyüktür, kerem sahibidir.
Sana da daima kulluk etmek icap eder.

                                  ***                                      
İLAHİNAME. FERİDÜDDİN-İ ATTAR M.E.B. YAY. 392
                                               *

Kerem:
Sözlükte ‘’iyi, cömert, iyilik, cömertlik, af, bağış’’ anlamına gelen karşılıksız yardım demektir.

Allah bazı kulları hakkında keremiyle, bazı kulları hakkında da intikamıyla muamelede buyurur.

Emir ve irade onundur, ona hesap soracak, niçin böyle ettin diyecek bir kudret yoktur.

Allah kerimdir, muktedirken af eder, vaat edince sözünü yerine getirir.
Allah iyilik edenlere mükâfat vaat etmiştir, bu vaat kullar için senet olmuştur.

Allahın bu vaadini yerine getirecek iyiler mutlaka mükâfatını bulacaklardır.
Bir de tehdit manasına gelen vardır.

Allah kullarının kötülük yapıp ta bu suça karşılık ceza görmelerine razı olmadığı için kendilerini azap ile tehdit etmiştir.

Günah yüküyle huzuruna gelen kulların hepsi de azap ile mahkûm olmak icap ederse de, o dilediğini cezalandırır, dilediğini keremiyle af eder.

Demek ki Bazı kulları hakkında, cezayı uygulamaması onun bağışlama ve keremidir.

Bazı kullarına beklenenden daha fazla verir.
Çok zor olmayan ibadetlere, zor ibadet sevabı verir. (mübarek günler)

Kendine sığınan düşkünleri, kimsesizleri ret etmez.
Huzuruna çıkmak için vasıtalar aranmasına izin vermez.

Yarın hesap gününde bazı kullarını inceden inceye hesaba çektiği halde, bazılarını da hafifçe imtihandan geçiriverir.

Bunların hepsinde ancak Allah’ın bildiği hikmetler vardır.

                                             *
Allahın kerim isminden nur ve çokluk alan mutlu kullar.
İyilik yapanlar çok rahatsız edilir, katlanmak büyüklüktür.

İş bitiren, iyilik seven rahatsız edilir.
Çünkü uzaktan, yakından dilek sahipleri etrafına üşüşür.

Bilinmelidir ki bu Allahın büyük bir iltifatıdır, teşekkür etmek lazımdır.
Çünkü Allah kulunu bu hizmetine kabul etmekle onun şerefini artırmıştır.

Beceriksizlik yapılmamalıdır.
Bir de katiyen gurura sapmamalı, bu tehlikelidir.

Düşünülmelidir ki, Allah bu şerefi hiç vermeseydi veya vermişken geri alsaydı kul bu imkânları nerde bulacaktı.

Allahın lütuf ve keremine karşı kişinin ümitsizliğe düşmesi doğru değildir. (Küfür üzerine ölmedikçe)

Çünkü ümitsizlik alçak, aşağılık, cimri olanlara karşı duyulur.
Allah çok şeref sahibidir.

Alçak, aşağılık, cimri olanların düşmanıdır.
Merhametlinin merhametlisidir.

Alıntı:
Esma-ül Hüsna şerhi Ali Osman TATLISU (Beyoğlu müftüsü) Eskişehir 1950 güzeliş Matbaası.

                                                 *
RAVLİ

 

Popüler Yayınlar