Bir yerde ekmekçi vardı.
Şibli’nin Macerası duymuştu.
Ününü çok işitmiş, fakat terütaze
yüzünü görememişti.
Ona iştiyaklar –Özlem- çekerek
bir hayli ömür sürmüş, ona daima âşık olmuştu.
Şibli, bir gün sabah uzak bir
yoldan acele ile geldi.
O ekmekçiden haberi vardı, dükkânının
yanından geçerken bir parçacık ekmek aldı.
Ekmekçi, koşup Şibli’nin
elinden ekmeğini kaptı.
Ekmekçi:
A yoksul, ben sana bedava
ekmek vermem dedi.
Ekmeği vermedi. Şibli’de oradan geçip gitti.
Ekmekçiye biri haber verdi:
Yahu, dedi, o Şibli’ydi.
Hani ona âşıktın sen.
Neden bir parçacık ekmeği
ondan esirgiyor, geri alıyorsun. Dedi.
Ekmekçi koşarak Şibli’ye
yetişti.
Binlerce özür dileyerek elini
öpmeye başladı. Gönlünü almak, hareketini affettirmek için ne gerekirse yaptı.
Şibli onu yola gelmiş
görünce:
Bu yaptığının tamamen
affedilmesini istiyorsan şimdi git. Yârin bizi ve bizimle bir topluluğu davet et. Dedi.
Hâsılı, ekmekçi bir yüce
köşkü, bezedi, düzüp koştu.
Öyle mükemmel bir ziyafet
hazırladı ki ziyafet hazırladı ki tam yüz altın harcadı.
Her hususta o derece tekellüfte
-Bir işi gösterişli bir biçimde yapmaya çalışma,
özenme, gösteriş- bulundu ki kimsecikler, onun yaptığını yapamadı.
Her çeşit halktan birçoğuna
Şibli bize gelecek buyurun diye haber gönderdi.
Bir hayli adam çağırdı.
Hepsi sofra başına oturdu.
Şibli de gelmişti.
Davetliler arasında coşkun ve
hal ehli bir aziz vardı.
O sırada Şibli’ye sordu:
Ben ne güzel tanırım, ne
çirkin.
Sen bana cennetlik kim,
cehennemlik kim?Onu söyle, dedi.
Şibli o ahiye cevap verip
dedi ki:
Eğer cehennemlik birini
görmek istersen bize ziyafet çekene bak.Şöhretimize kapılarak ziyafet verdi, davet yaptı da, Allah için bir ekmek bile vermedi.
Ama bize tam yüz dinar sarf
etti.
Şibli için yüzlerce özür
getirmede, zahmetler çekmede.
Fakat Tanrı için kıyamete
kadar bir dilim ekmek bile vermemede.
Nobranlık – Gönül kırma-
etmeden bir lokma ekmek verseydi cehennemlik olmaz, cennetlik olurdu.
Şimdicik cehennemlik görmek
istiyorsan işte bak!
Bütün suyunu, ekmeğini karart
gitsin!
Sen de cehennemlik olmak
istersen böyle yap, böyle hareket et, de sana cömert adam desinler!
Tanrı’ya ihlâsla tapıyorsan
çalış da riyadan (İki yüzlülükten) kurtul!
Bir köpekten kaçınabilirsin
de Tanrı için kötülüklerden kaçınamazsın ha!İşte sana kâfirin ta kendisi!
***
İLAHİNAME FERİDÜDDİN-İ ATTAR
M.EB. YAY.392
*
Yaptığın güzel işleri,
özverili iyilikleri Allah’ın sevgisini ve beğenisini kazanmak amaçlı yapıyorsan
beğenilen olursun, karşılığını Allah için yaptığın için ondan alırsın.
Yaptığın güzel işleri,
özverili iyilikleri halkın sevgisini ve beğenisini kazanmak amaçlı yapıyorsan
halk tarafından beğenilen olursun, karşılığını cömert diye hitap edilerek
alırsın.
(Ayrıca
Allah’tan bir şey bekleme)
AYNI ŞEYİ YAPARSIN AMA KİME
YÖNELİK YAPTIYSAN ÖDÜLÜNÜ ONDAN ALIRSIN.
*
ŞİBLİ
Şibli: Adı Cafer bin
Yunus’tur. Bağdat’ta 88 yıl ömür sürmüştür.
Maliki mezhebine bağlıydı.
Cüned’i Bağdadi hazretlerine bağlı idi.
Birçok ilim öğrendi.
Cüneyd hazretleri ona:
Eski bilgileri atıp, nefsinle
uğraşı denizine gir ki cevheri elde edesin dedi.
Şibli:
Pekiyi bu hususta ne yapmak
lazımdır? Dedi
Cüneyt:
Git çıra sat! Buyurdu.
Şibli bir sene çıra sattı.
Cüneyt hazretlerinin huzuruna
geldi.
Cüneyd:
Düşüncelerinde dünya sevgisi
var. Bir sene de Nihavend’de dilencilik yap diye emir buyurdu.
Bir sene dilencilikle
geçtikten sonra Cüneyd hazretlerinin huzuruna geldi.
Cüneyd:
Şimdi Dervişlere ve dergâha
hizmet etmek şartıyla, bizim sohbetimize layık oldun. Buyurdu.
Cüneyd hazretleri bir gün:
Ey Şibli nefsinin değeri
nedir. Diye sordu.
Şibli:
Şimdi kendimi yaratıkların en
aşağısı biliyorum. Dedi
Cüneyd hazretleri:
İşte şimdi kendini kurtardın.
Dedi.
(Büyüklenmeyi, gururu, kibri
yani ben ve ben merkezli ruh hastalığından kendini kurtardın)
Allah istemediklerini ellerindeki
mal ve paraya güvendirerek tek başına bırakır.
Eğlenceye, heveslerine uyan
kişiler isteklerinin yerine gelmesi için Allah derler.
Nefsine, helalden başka bir
şey verme.
Baş gözünü Allah’ın haram ettiklerine karşı
kapat.
Gönül gözünü Allah’tan başkasına kapat.
Bir beyti:
Aşkın bu gün bana
namazı unutturduGeceyi gündüzden ayırt edemez oldum
Bütün yiyip içtiğim
ey can….seni anıştır
Gönlümün tek şifası
yüzünü görmektir.
Henüz hayatta iken Şibli öldü
diye birçok kimse cenaze için toplanmışlar.
Şibli:
Şaşılacak şey doğrusu, ölüler
dirilerin cenazesine geliyor. Buyurdu. (Gönlünü öldürmüşlere ölü denir)
*
RAVLİ