Birisi
güzel yüzlü, munis(cana yakın, sevimli) olursa: iffetsiz (pis, namussuz),
takvasız (Allah’tan korkmayan), şuh meşrep (açık huylu, şen, neşeli), açık (kurallara
bağlı olmayan), yüzsüz (utanmaz) derler.
Birisi
zengin ise, arkadan konuşup ’öyle kendini beğenmiştir ki firavun odur’ derler.
Birisi
fakir ve ihtiyaçtan sıkıntıda ise, bedbaht, uğursuz, kara günlü’ derler.
Bir
fakir sıkıntı çekiyorsa, uğursuzluğundan, beceriksizliğindendir derler.
İyi
yaşayan bir zengin felakete uğrarsa, onu ganimet bilip, malına güvenip kendini
beğenen idiydi derler.
Her
saadetin arkasından felaket geleceğini düşünmüyordu.
Oh!
Çok şükür,
Allah ne güzel yaptı, layığını verdi’ derler.
Bir
fakirin işi yoluna girer; hali vakti iyileşirse ’ Bu alçak felek alçaklara
meyleder, o gibilerini besler’ derler.
Elinde
bir iş görseler:
’ Ne
kadar hari (Kimseden çekinmeyen), ne kadar dünya perest adamdır.Durmadan çalışıyor’ derler.
İş
tutmayıp boş duracak olsan:
Dilenci huylu, pişmiş yiyen, hazıra konan, lüpçü(yutan)’
derler.
Güzel
sözler söyleyerek konuşacak olsan:
’Hezeyanla
(saçma konuşma, sayıklama) dolu davul, susacak olsan hamamdaki nakış’ derler.
Tahammül
edenlere:
Çaresiz
korkudan bir şey yapamıyor’ derler.
Birisi
korkunç olur, kahramanca hareket ederse, onu görünce kaçışır:
’ Ne
deli adam’ derler.
E
Ecel
gelince kargı zırhı deler; fakat eceli gelmeyen kimsenin kargı geçmez.Ecelden kimse canını kurtaramaz.
Ecel
birinin kanına el batırmak istediği zaman, ilk evvel kaza onun ince gören
gözünü bağlar.
Emin
olduğun kimsenin sık aralıkla hesabına bak, onu kendi haline bırakma, çünkü yüz
kişide bir tane emin bulamazsın.
Ektiğini
biçersin.
Diken
ekersen gül biçemezsin.
Kötü
tohumdan iyi meyve olmaz.
Ebedi
kalan şey, işin karşılığı ile iyi adındır.
Evliya,
Allah’tan ancak Allah’ı ister.
Ekşi
yüzlünün balı acı olur.
Ekşi
yüzlü insanın elinden soğuk şeker şerbeti içme, git dereden su iç.
Ekmeğini
yemek haramdır, kaşlarını çatmış kimsenin.
İnsanın
kim olduğunu insanlar ne bilirler?
Mektup
içinde ne olduğunu, ancak onu yazan bilir.
Evi
mamur (şenlikli), yatak arkadaşı onun candan seviyorsa, Cenab-ı Hak ona rahmet
nazarıyla bakmıştır.
Kimsedir
ki, gönlünün eğlencesi olan Kadın namuslu, hem de güzel ise, kocası onun yüzüne
baktıkça kendisini cennette bilsin.
Dünyanın
en mutlu o hanımı ona uygun olur.
Kadın
dindar ise, tatlı dilli ise, artık onun güzelliğini, çirkinliğini aramak
fazladır.
Ahlakı
güzel olan kadın, güzel olmasa da önemi yoktur.
Çünkü
güzel ahlakı kusurlarını örter.
Çirkin
fakat ahlakı güzel olan kadın, peri yüzlü fakat ahlakı çirkin kadından daha
makbuldür.
İyi
huylu kadın odur ki, kocasının elinden sirkeyi helva gibi yer.
Kötü
huylu kadın odur ki, helvayı yerken suratı sirke satar.
Kocasının
iyiliğini isteyen kadın gönül eğlencesidir.
Huysuz
kadınlara gelince, bizi o gibi kadınlardan Allah korusun.
Huysuz
kadına eş olan erkek, karga ile kafese konmuş papağana benzer ki, ya başını al kaç
yahut otur, zahmete, meşakkate (sıkıntı, güçlük, zorluk) katlan.
Ayakkabı
darsa yalınayak gezmek daha iyi olduğu gibi yaramaz kadın ile oturup kavga
etmeden ise, yolculuğa çıkmak daha iyidir.
Evde
kaşlarını çatmış bir kadın görmektense, zindana girmek daha iyidir. Evinde
kadını çirkin olan adama sefer etmek bayram sayılır.
Bir
evden kadının sesi yüksek çıkarsa, o evde hayır yoktur; mutluluk bekleme.
Kadını
çarşıya pazara bırakma!
Söz
dinlemezse döv!
Sözünü
yürütemezsen karı gibi evde otur; o erkek gibi gezsin, yürüsün.
Kadın
erinin sözünü dinlemezse, eri er değildir, kadındır.
Ona
kadının ipek donunu giydir, hanım olsun.
Aldığın
kadın cahil, hain (güveni kötüye kullanan) çıkarsa, karı değil başına bela
almış sayılırsın.
Hangi
erin hanımının eli, gönlü doğru ise; Cenab-ı hak o adama çok lütuf buyurmuştur.
Kadın
yabancı erkeğin yüzüne bakıp gülecek olursa kocasına :’Artık, sakın erkeğim! Deme’
diye söyle.
Yabancılara
karşı kadının gözleri kör olmalıdır.
Evden
çıkınca doğru mezara gitmelidir.
Kadın
kaşlarına rastık çekecek olursa, o kadına söyleyin kocasının yüzüne allık
sürsün.
Baktın
ki kadın evde durmuyor, senin o evde durman akıl işi değildir. Uygunsuz kadının
elinden timsahın ağzına kaç!
Namuslu
ile ölmek, namussuz yaşamadan çok iyidir.
Hanımına
yabancılara yüz açtırma!
Sözünü
dinlemezse, o erkek, sen kadın olmuş olursun.
Kadın
güzel ise, güzel huylu ise, devlettir, mutluluktur.Öylesine sıkı tut.
Çirkin ise
kötü huylu ise bırak gitsin.
Erler
gibi sakallanmadıkça, erler yanında oturmak hoş değildir.(Ruhen ve fizikken
hazır olmadıkça o toplum içine gidilmemelidir.)
F
Faydalı
sözü, beğenen bulunmazsa bile söyle. Bugün beğenmeyen yârin eyvah, o hak sözü dinlemedim diye feryat edecektir.
Fark
etmediğin için yolunda olan kuyuya düşersen, kendini atmış olursun.
Fena
huyun peşinden ayrılmayan düşmanındır.
Fenalığı
gücünün yettiğine yaparsın, bir gün senden daha kuvvetlisi gelir ve başına bela
olur..
Fenalığın
dost gözünde iyi görünür.
Gidişini,
hal ve hareketini düşmandan dinlersen doğru değerlendirebilirsin.
Fakire
öpücük değil, yiyecek lazımdır.
İkram
diye boş hareket yapma.
Fayda
olmayacak ibadet; kendisini ibadet için sıkandır.
Fare
gibi olma: o birisinin ekmeğini, peynirini yer; sonra kapana düşer; kapanın
iğnesini okunu yer.
Fikirleri
kötü insanların dillerini bağlamak mümkün değildir.
Görev vereceğin kişilerin eskiden birbiriyle sıkı fıkı arkadaş veya birbirine uyanlar olmasın.
Çünkü
birisi hırsızlık yaptığı zaman diğeri hırsızlığı gizler.
Gelen
gider.
Gafil
(İhmal eden, ilerisini iyi düşünmeyen, dikkatsiz, geleceğe yönelik hazırlık
yapmayan, dalgın, tembel) kimseleri kendi haline bırak, yarın pişman olurlar.
Çünkü tandır (fırın) kızgın iken ekmeğini pişirememişlerdir.
Gönül her gece başka birisinin koynunda yatana güzel de olsa bile verilmez.
Gönlü
yaralı olanların hatırlarını sor, onlara bak.
Gönlü
ölmüş bir vücut ölürse hiç üzülme.
Diri
gönül hiç bir zaman yok olup kaybolmaz
Gönül
sahipleri velilere rastlayıp dua almak için, herkesin arkasından koşarlar.
Gönül
almak için birçok yükleri götürür.
Mademki
temiz, mübarek veliler cahiller ile karışmıştırlar; o halde, bir veliye rast gelebilmek
için, onun neşeli bir zamanında ondan faydalanmak için her cahilin yükünü
isteyerek çekmek, ona katlanmak gerekir.
Gönlü
incinen kimsenin sözü sert olur.
Gönlünü
kapan güzelin güzel yüzü değil, o güzelliği ona nakşeden nakkaştır.(Allah).
Gençler
değerli ve talihli olmak için ihtiyarların görüşlerinden yararlanırlar.
Görüşü;
uzağı gören insan ise gönlüne kin tohumu ekmez, öğüdünü dinle.
Hak söz
söyleyen ne rüşvet kabul eder ne de dalkavukluk eder.
Hastanın
sahibi sağlamdır deme, sıhhattedir deme!
Çünkü o
da, kederinden, o hasta gibi kıvranmaktadır.
Güneşin
ışığı karşısında diğer ışıklar görünmez olur.
Gösterişsiz
dışı olan iyi huylu kimse, adı iyi fakat içi harap kimseden daha iyidir.
Gıybet
(arkasından konuşma, çekiştirme, dedikodu) yanında yaparak bir kişiyi kötülükle
anma!
Beni
kendi hakkında fena zanna düşürme.
Çünkü
seni fena bilirim.
Yaptığınla
onun derecesinden bir şey eksilmez.
Fakat
eksilen senin derecen olur.
Gıybetçi,
biçimsiz, maymun, sinsidir.
Kendi
defterini karartır bir şey kazanamazlar.
Ne zulmü
beğen ne de gıybetini.
Güldürecek
tuhaf ve güzel söz, hikâye, şaka haram
değildir.
Gıybet
haramdır.
Yüze
başka arkadan başka söylersen, bilmiş ol ki, her şeyi bilen Cenab-ı Hak bu
yaptığını bilir, yüzüne karşı söylemekten sıkındığın halde Cenab-ı haktan
sıkılmaz mısın?
Bu
yönden düşün de, kendinden utan.
Bir
arkadaş kaybolunca ona karşı iki vazifen vardır.
Onun
malını haksız yere yememek, arkasından kötü konuşmamak.
Gıybet
edebileceğin üç durum vardır:
Halkın
sakınması için idarecilerin sözlerini, işlerini, nakletmek.
Utanmaz
insanların kötülüklerini nakletmek.
Yalancıların
ve hırsızların kötü işlerine ait ne bilirsen söylemek normaldir.
Gammazlar
( birine iftira ederek zarar veren bozguncu) cehalet ve kafasızlık yüzünden iki
dostun arasına nifak sokarlar.
Sonra
iki dost işi anlar, barışırlar, gammaz da ara yerde rezil olur, kalır.
H
Her
siyah harfin altında perde altındaki güzel, bulut içindeki ay gibi nice manalar
var.
Hakikati
bilen, manayı anlayan insanlar, dilencilerden bir şey beklemez; onlara el
uzatmazlar.
Hayattan nasibin kalmamışsa panzehir zehir olur.
Haksızlık eden kimse söz ile başa çıkamazsa, hemen suratını asar, savaşa başlar.
Hatalarından
Tevbe etmelisin, arkandan ayrılmayacak olan bedduaları kaldırmalısın, sonra
iyilerden dua istemelisin.
Hediye
keskin dişi kesmez eder.
Hastalıktan
korkma!
Hey
akıllı kişi!
Çünkü
doktorun sana bir acı ilaç gönderecektir.
Dostun
elinden gelen her şeyi ye!
Hasta
doktordan daha mı iyi bilir?
Hakka
karşı iyi, halka karşı kötü olan kimse, ibadetinden faydalanan olamaz.
Hırçınlıkla
işini zorlama, çünkü hırçınların daima talihleri kötü olur.
Tatlı
dilinle her şeyi halledersin.
Halktan
çekilip kendi işi gücüyle meşgul olan kimse, kendisine karşı fenalık
düşünenlerin dillerini esasen kesmiştir.
Sen iyi
gidişli ol ki, fenalık düşünenler senin kusurunu bulup söylemeye imkân
bulmasınlar.
Halk
seni isterlerse hiçe saysınlar, sen Hakka ibadetten yüz çevirme.
Allah
senden razı olunca, bir takım temiz olmayan insanlar razı olmazlarsa ne ehemmiyeti
vardır?
Halkın
fenalığını düşünen insanlar, Cenab-ı Haktan habersizdirler.
Çünkü
onların halk ile uğraşmadan Cenab-ı hakkı düşünmeye vakitleri yoktur.
Hile ile
cennete girilmez.
Çünkü
yüzündeki perde yarın açılacaktır.İş verecek olursan paranın, servetin kıymetini bilene insana ver.
İş görmeden ücret istenilmek adet değildir.
İş
büyükse küçüklere verme.
Çünkü örsü
yumruk ile kırmak mümkün değildir.
Halkı
okşamak, askeri idare etmek kolay değildir.
İnsan;
iyiliğini gördüğü insanlara, doğru yolu göstermek mecburiyetindedir.İnsan ya âlim olmalı, ya âlimi dinlemeli.
İnsanlar katında aziz olman için sen kendini hiçe saymalısın.
İnsan
olduğu gibi görünmelidir.
Olduğundan
az görünen sonunda mahcup olmaz.
İnsan
derecesinden fazla görünmesi fenadır.
İnsan az
yemeğe alıştıkça yavaş, yavaş melekler kadar iyi huylu ve masum olur.
İnsan
için en güzel şey kendi halinde olup kimse ile alış verişi olmamak, kimsenin
iyisiyle kötüsüyle alakadar bulunmamaktır.
İnsan
olmak isterse her kim, ilk evvel nefs köpeğini susturmak lazımdır.
İbadet
halka hizmetten başka bir şey değildir.
İnsanın
içi gıda yeri, zikir yeri, nefes yeridir.
Sen
sanıyorsun ki, insanın içi yalnız ekmek içindir.
İnsana
kendi hırkası daha güzeldir.
İnsana hüner,
iyilik yapma huyu, din, olgunluk lazımdır.
Makam,
mal kâh gelir, kâh gider.
İnsanın
kendi kollarının çalışmasıyla yiyeceği arpa ekmeği, ziyafet sofrasındakilerden
daha iyidir.
İnsanlardan
kurtulamazsın.
İster
aslan (avını kendi avlayan) ol, ister tilki (artık yiyen) ol, ne mertlik ile ne
hile ile insanlardan kurtulamazsın.
İbadet
samimiyetle bağlanmakla yani katışıksız olursa iyidir.
Değilse
içsiz kabuğa benzer.
İbadetin
zemininde köke benzeyen samimiyetle bağlılık yoksa bu kapıda senden daha mahrum
kimse yoktur.
İyi huy
cennetten çıkmıştır.
İyi
huylu kadın odur ki, kocasının elinden sirkeyi helva gibi yer.
Kötü
huylu kadın odur ki, helvayı yerken suratı sirke satar.
İyi işli
kimseye kötülük uğramaz.
İyi adam
kötüleri de okşar.
Çünkü
köpek bile, ekmeğini yediği takdirde seni muhafaza eder.
İyi
huylu insan susamışlara su temin etmek için, kötü adam da halkı o kuyuya
yuvarlamak için kuyu kazar.
İyi
huylu ise ve imkânları varsa, her zaman Mesut ve bahtiyardır.
İyiliğe
karşı iyilikte bulunmak, fazla bağış, şükür, Cenab-I Hakka mahsustur.
İyilik
eden, bir gönül her durakta bin rekât namaz kılmaktan daha üstündür.
İyilik
yapan, on iki ay oruç tutan kimseden daha iyidir.
İyilik
eden ile ibadet eden parlaktır.
Su da parlaktır,
ayna da parlaktır.
Fakat bunlardaki
parlaklığı ayırt etmek lazımdır.
İyi bir
kimseye yaptığın iyilik kaybolmaz.
Bir
köpeğe yapılan iyilik, Allah katında kaybolmayınca, iyi bir kimseye yaptığın
iyilik asla kaybolmaz.
İyilerden
kendini sayarsan kötüsün!
Allah
adamında benlik olmaz.
İncitme;
tane taşıyan karıncayı bile incitme!
Çünkü
onun da canı var.
Tatlı
can ise hoştur.
İncitecek
kadar iktidara malik olmadığın için Cenab-ı Hakka şükret.
İstekli
isen çok sabırlı, çok tahammüllü olmak lazımdır.
İsteği
fazla olan nefsine boyun eğme!
Onun her
saat başka bir yönü vardır.
İstediğim
olmadı diye üzülme!
Geceler
gündüzlere gebedir.
İlim ile
akıl ile kendini dolu zannetme.
İçin boş
gel ki, ilim dolu gidesin.
Vereceği
şerefe yer verme.
Çünkü bu
suyun altında çamur vardır.
İç yüzün
kötü alçaksa, dıştan gözüken şerefin ne hükmü vardır.
İnkâr
eden açıkça bilinir, inandım diyen şüphelidir.
Devamı ŞEYH SADİ ÖĞÜTLER yaz Googleden oku.