16 Aralık 2012 Pazar

KORKU

Gazali ile mülhit (Dinsiz)   96

Bazı kişiler Gazali’ye bir dinsiz seni öldürecek dediler.
Korkup evine kapandı, dur bakalım iş nereye varacak dedi.

Evinde bir hayli müddet oturdu.
Nihayet canı sıkıldı, evden tamamıyla bezdi.

Birisini Bu-Şehdi’ye gönderip ona ‘’ Ey Hak yolunda üstat tanınan!
Dinsizlerin korkusundan evimde kapalı kaldım.
Akıllıydım delirdim adeta.

Ne buyurursan onu yapacağım.
Belki bu derde derman bulurum’’ dedirtti.

Bu-Şehdi, bu haberi duyunca coştu, haberi getirene şöyle söyledi.

İmam hocaya söyle:
Ey yoldan çıkmış, sapıtmış adam!
Sen hakkın ne sırdaşısın ne veziri.

Tanrı evvelce yaratıp meydana getirirken sana hiç sormadı, sana hiç danışmadı.
Öldüreceği vakit de senden bir şeycik sormaz.

Gönlün rahat olsun, ne zamana kadar ıstırap çekeceksin?
Seni, sensiz olarak meydana getirdi.

Yine de seni sensiz olarak alıp götürecek.
Bu çeşit bir haber duyunca Gazali’nin gönlü rahatlaştı, tuzaktan kurtuldu, dışarıya çıktı.

Mademki Tanrı saltanatına erişmeye imkân yok, iş senin dilediğin gibi olmayacak;
Ne diye istersin ki?

                                        ***
İLAHİNAME. FERİDÜDDİN-İ ATTAR M.E.B. YAY. 392

                                         *
Yaren,

Bütün korkuların kaynağı ölüm korkusudur.
Allah korkusu tam yerleşmeyenlerde görülür.

Gerçek tehlike karşısında Nisa suresi 101-102 den anladığımıza göre ibadetini kısa kılarak ve tedbir alarak Allah’a sığınmalıdır.
 
                              KORKU  (FOBİ)

Ölüm korkusu geneldir, hemen herkes ölümden korkar.
Ama ortada hiçbir neden yokken duyulan korkular da vardır ki bunlar hastalıksaldır.

Bireysel korunma içgüdüsünün savunmasal biçiminin kaynağı, korku dediğimiz heyecandır.

Korku hastalığına tutulanların iradeleri güçsüzdür, düşüncelerinin saçma olduğunu bilirler ama kapılmaktan kendilerini alıkoyamazlar.

Zorlu düşünceler zorlu eylem haline gelir, o zaman hasta nasıl onu düşünmekten kendini alıkoyamamışsa şimdi de onu uygulamaktan kendini alıkoyamaz.

Bir acıya ya da kötülüğe uğrama olasılığından doğan ve aşırılığa varmayan korkular doğaldır.
                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                          
Korkular:

Rüzgâr korkusu, uyuz korkusu, yüksek korkusu, meydan korkusu, ağrı korkusu, büyük abdest korkusu, şimşek korkusu, araba korkusu, iğne korkusu, gök gürültüsü korkusu, kapalı yer korkusu, meyil korkusu, kalp hastalığı korkusu, biçim değiştirme korkusu, cilt hastalığı korkusu,  salgın hastalıklar korkusu, kadın korkusu, yaşlılık korkusu, yazı korkusu, imza atma korkusu, kan korkusu, söz söyleme korkusu, mikrop korkusu, maden korkusu, kir korkusu, hastalık korkusu, gece korkusu, ev korkusu, kalabalık korkusu, diş hastalığı korkusu, yangın korkusu, verem korkusu, ışık korkusu, dere korkusu, pislik korkusu, tren korkusu, sperm akması korkusu, deniz korkusu, uzay korkusu, titreme korkusu, ölüm korkusu, zehirlenme korkusu, kıl korkusu, idrar korkusu, hayvan korkusu, Vb.

Bir nedeni olmadan duyulan korkuya KAYGI diyoruz.
Kaygı yukarıda belirttiğimiz bir korkuya bağlanır. (Bağlanmış kaygı)

Geçekten korkutucu bir nedeni olan korkular normaldir.

Korkuda ne olur:
İrade mekanizması felce uğrar.

Kederde olduğundan çok güçten düşülür, titrenir, ses cırtlak çıkar ya da ses yok olur, büyük korkularda mıhlanmış gibi tüm devimler durur, canlı kıpırdayamaz.

Süt, adet ve her türlü salgılar kesilir.

Ağız kurur, dil damağa yapışır, ürperti gelir, soğuk ter dökülür, tüyler dimdik olur, solunum durur, boğaz sıkılıyormuş gibi daralır, bağırsak ve böbrek sağlıları etkilenir.

Damarlar sıkılır, yürek şiddetle çarpar, ölü gibi sararılır, titrenir, sonu ölüme varacak felç olur.

Korkunun en hafif biçimi KURUNTU (VESVESE) dir.

En şiddetli biçimi DEHŞET’ tir.

Korku uzaklaştırır.
Ve kaçırtır.

Kaçmak olanaksızsa tiksinme olur buda mide bulandırır, kusturur.
Korkusuzluk; hayal etme gücü olmayanlarda olur.

Korku, gelecekte olacak bir kötülüğün düşüncesinden değil, duygusundandır.

Yani düşünsel(fikri) değil, duygusal (hissi) dir.

*Korku hastalığına tutulanları bu hastalığıyla birlikte yaşamasını öğretmekten başka yapılacak bir şey yoktur.

Ruhbilim Sözlüğü, Orhan HANÇERLİOĞLU, remzi Kitapevi.alıntı.

                                           *
Parası olan pazardan, imanı olan mezardan korkmaz.
Kork, Allahtan korkmayandan.

Korkaklar, alçaklar, kadın tabiatlılar kalleştir ve aynı yapıdadır. Atasözü.

                                            *
RAVLİ

 
KU

Popüler Yayınlar