Sofinin biri, bir yere
giderken yol başındaki bir köpeğe ansızın sopasıyla vurdu.
Köpeğin eline şiddetle
vurduğundan köpek bağırıp sızlamaya başladı.
Coşa köpüre Ebu-Said’in
huzuruna vardı, gönlünden kin coşarak yerlere döşendi.
Ona elini gösterip kalktı, o
gafil sofiden kısas (Suça aynı karşılık verilmesi)
istedi.
Şeyh sofiye dedi ki:
Ey vefasız er!
Bu ağzı var dili yok (Konuşamayan) hayvana kim bu cefayı eder ki?
Bak elini kırdın.Yerlere döşendi, aciz bir hale geldi, elden oldu.
Sofi, ey pir dedi, kusur
bende değil, köpekte.
Elbiseme süründü.
Artık o elbise ile namaz
kılamam.
Laf olsun diye rastgele
değil, bu yüzden benden bir sopa yedi.
Köpek orada duruyor, feryat
edip dolanıyordu.
O eşsiz şeyh, köpeğe sen
hatırını hoş tut, aldırma dedi.
Ne dilersen hükmet, onun
cezasını ben vereyim.
Yalnız bu cezayı kıyamete
bırakma.
Dilersen ona ben ceza
vereyim, sana yaptığına karşılık burada onu cezalandırayım.
Yalnız senin kızgınlığını
istemem, hoşnut olmanı dilerim.
Köpek, o vakit dedi ki:
Ey eşi bulunmayan şeyh!
Onun elbisesini sofi elbisesi
gördüm de bana bir zarar vermez diye emin oldum.
Ne bilirdim, beni böyle her
boğumumdan yakıp yandıracakmış meğerse.
Ağır elbiseler giyinmiş
birisini görseydim ondan çekinir, yanına bile yaklaşmazdım.
Fakat selamet ehlinin
elbisesini görünce emin oldum, başıma gelecekleri bilmedim.
Ona ceza vereceksen şimdicik
ver.
Ondan erlerin elbisesini soy.
Da herkes onun şerrinden kurtulsun.
Çünkü bu ziyanı rintlerden (Sarhoşlardan, ayyaşlardan) bile görmedim ben.
Ondan selamet ehli hırkasını soy,
bu ceza ona kıyamete kadar dek yeter ona.
Kendini köpekten üstün biliyorsan iyice bil ki bu
bilgin, köpekliğindendir.
Seni böyle hor hakir bir
halde toprağa attılar mı şüphe yok ki daha ziyade baş aşağı gidersin.
Sende bu dik başlılık varken şüphe yok ki daha fazla aşağılıksın.
Bir avuç topraktan ibaretken
bu lafın nedir ki?
Burada daha fazla toprak
olan, iyi bil ki orada daha temiz olacaktır.
Erler, kendilerini
toprak ettiler de erlikle canlarını da temizlediler, bedenlerini de.
Bu yolun uluları,
tamamıyla ululuğu bıraktılar da o yüzden yüceldiler.
***
İLAHİNAME FERİDÜDDİN-İ ATTAR
M.E. B. YAY. 392
*
İşte böyle yaren,
Giysilerinle kendini ifade
ediyorsan, o ifadenin gereklerini yapmak zorundasın.
Yapmazsan sahtekâr ve yalancı
olarak kabul edilirsin.
Başkalarını giysileriyle
aldatarak saygınlık kazanmak isteyenleri küçük bir imtihanla gerçek yüzünü
anlarsın.
Her etkili sözün ve
davranışın muhakkak karşılığı vardır.
İyi işler yapan mükâfat
olarak karşılık alır.
Kötü işler yapan ceza alır.
Büyük olmak, halktan saygı
görmek isteyen ve dileyen muhakkak gurur hastalığına yakalanır.
Yaptıkları iyi şeyleri de
kaybederler.
Sen Allah yolunda yoluna
doğrulukla devam et. Ululuk istemekle kazanılmaz.
Yaptıkların iyi işlerden
dolayı Allah yüceltir ve tarafından verilir.
*
RAVLİ ULULUKRAVLİ TEVAZU yaz Googleden okumalısın.
*
RAVLİ