Mahşer gününde suçlu 85
Peygamberden gerçek ve doğru
olarak şöyle hikâye edilmiştir:
Tanrı, mahşer günü bir kuluna
der ki:
Ey kulum, gel de amel
defterini oku.
Ömrün boyunca neler yaptın
bakalım?
Kul, baştanbaşa defterini
okur.
Fakat defterde suçtan başka
bir şey göremez.
Defterinde karanlıktan,
kötülükten başka bir şey görmeyince der ki: Yarabbi!
Suçlarla geçen şu ömrümün yüzünden, anlıyorum cehenneme gitmedeyim.
Tanrı bir de der, çevir defteri, ardını oku.
Kul defterin arka tarafını
çevirir.
Bir de bakar ki sonuna şöyle
yazılmış.
*Nihayet pişman olup tövbe
etmiş, bütün dertlerine derman bulmuştur.
Her kötülüğe karşılık sırları
bilen Tanrı, ona on iyilik vermiş, on mükâfat ihsan etmiş.
Kötülüğe pişman oldu mu
Tanrı, kula on iyilik yazar.
Kul, bunu görünce sevinir. Ne mutlu azat olan, kurtulan kula!
Tanrıya der ki:
Yarabbi, amel defterini yazan
melekler, doğru yazmamışlar.Benim suçum, bunlardan çok fazla.
O iki uyanık melek,
yaptıklarımı tam yazmamışlar benim.
Söyle yarabbi, benim
suçlarımı yazarken yoksa biri yazıyor, öbürü siliyor muydu ki?
Ömrümün başından beri o kadar
kötülükler yaptım.
Şimdi sen tutuyor, her
kötülüğüme karşılık on iyilik veriyorsun.
Suçlu bir kulum ama
bağışlamanla suçlarımdan faydalandım, kar ettim.
Peygamber, bu sözleri söyler,
Tanrının bu işini anlatırken güldü de dişleri göründü.
Sonra dedi ki:
Ey tertemiz tanrı! Bir avuç toprağın yaptığı ne edepsizlik, terbiyesizlik bu!
Bir de pak ruhun bir sırrı
var ki korkarım, onu duysan yok olur gidersin.
Bu şaşılacak sır nedir?
Kim bilir ki?
Kim bilir ki bu şaşılacak
sırrın sebebi nedir.
Önünde bunca zahmetler, bunca
zorluklar var.
Bütün bunlar, bir hiç
olduğundan, bir hiçten ibaret bulunduğundan meydana gelmedi ya.
*Bunlar, belki kendine
gelirsin, belki kendini tanır, anlarsın diye meydana geldi.
Sen, onun sevgilisin de onun
için böyle yaptı; seni kendi gözünden de gizledi, halkın gözünden de.
Binlerce sebep perdesi
meydana çıkardı da hepsinin ardına da bir karyola koydu.
Sen, perde ardında karyolada
sevgiliyle yabancılardan ayrı uyuyabilirsin. Ne mutlu sana!
Sevgiliyi baştan ayağa kadar
görmeye imkân yok.
Mademki bu böyle, makamını
görmek elbette daha iyi,
Çünkü sevgili apaçık
görünmez, cilvelenmez.
Yüceliği yüzünden gizli kalması
gerekir.
*
İnfitar suresi (10-12)
Mealen: ’’ Şunu iyi bilin ki üzerinizde bekçiler,
değerli yazıcılar vardır. Onlar, yapmakta olduklarınızı bilirler’’
Kâtiben melekleri olduğunu
bildiğimiz iki melek vardır.
Meleğin biri memur
durumundadır.
Yaptıklarını aklında tutar.
Amir meleğin yaz demesiyle yazar.
Diğer melek Amir
durumundadır.
Senin niyetine ve yaptığını
değerlendirir.
Yanlış yaptığında pişman
olmanı, hatanı düzeltmen için bir müddet bekler. İyilik yaptıysan ne maksatla
yaptığın, sınırları geçip geçmediğini değerlendirmek için bekler.
Niyetin tamam ve yaptığın
tamam olunca memur meleğe:
Şu maksatla, şunu yaptı
diyerek amel defterine yaz diye talimat vererek yazdırır.
Allah hükmüyse hiç yazdırmaz.
Halk arasında biri iyiliği,
diğeri kötülüğü yazar diye bilinir.
Bu doğru değildir.
Aklınca düşünürsen iyilik ve
kötülük niyet ve sonuç itibariyle değerlendirilir. Bu değerlendirmeyi Amir durumundaki melek yapar.
*
Tövbe:Yapılan veya yapılmakta olan yanlışın farkına vararak pişman olmak halidir.
Hemen içtenlikle tövbe
etmelisin.
Pişman olmak gerekir.
Allah’a affetmesi ve
bağışlaması için yalvarmak gerekir.
Bu duanda sadık olman
gerekir.
Yalvarış kesin elde ediş
değildir.
İşlediği günahı ebediyen terk
etmesi kararında olması gerekir.
Tövbe ümidine sığınarak gel,
suç ve günah işlemek cesaretinde bulunma.
Tövbe, herkesin gönlüne yol
bulamaz.
Kötü işlerin uğursuzluğu
tövbenin kalbine yol bulmasına engel olur.
Pişmanlık ateşi içini sardığı
zaman hemen abdest alarak vakit namazını kıl.
Namaz bittikten sonra secdeye
kapanarak açıkça yaptığını kendi kulağın duyacağı şekilde söyle.
Affedilmek için yalvar.
Sözlerin bittiği zaman Allah
diye zikret.
Secdede içine bir ferahlık
gelene kadar kal.
Secdeden çıktıktan sonra kul
hakkı varsa hemen karşıla.
Borcun varsa ver, yoksa
kendisine giderek ödemek için zaman iste. Kalp kırdın ise o kişiyi bul, yanlışlığını
yüzüne söyleyerek af dile.
Tövben kabul edildi ise, o
yanlışlığa hevesin ve zevkin kalmaz.
Hevesin ve zevkin devam
ediyorsa bu suçun affedilmemiş demektir. Yeni fırsat arama yolundasın demektir.
*
RAVLİ