15 Aralık 2012 Cumartesi

PİŞMAN OLUP YAPILAN TÖVBENİN GETİRİSİ


Mahşer gününde suçlu 85

Peygamberden gerçek ve doğru olarak şöyle hikâye edilmiştir:
Tanrı, mahşer günü bir kuluna der ki:

Ey kulum, gel de amel defterini oku.
Ömrün boyunca neler yaptın bakalım?

Kul, baştanbaşa defterini okur.
Fakat defterde suçtan başka bir şey göremez.

Defterinde karanlıktan, kötülükten başka bir şey görmeyince der ki: Yarabbi!

Suçlarla geçen şu ömrümün yüzünden, anlıyorum cehenneme gitmedeyim.
Tanrı bir de der, çevir defteri, ardını oku.

Kul defterin arka tarafını çevirir.
Bir de bakar ki sonuna şöyle yazılmış.

*Nihayet pişman olup tövbe etmiş, bütün dertlerine derman bulmuştur.
Her kötülüğe karşılık sırları bilen Tanrı, ona on iyilik vermiş, on mükâfat ihsan etmiş.

Kötülüğe pişman oldu mu Tanrı, kula on iyilik yazar.
Kul, bunu görünce sevinir.
Ne mutlu azat olan, kurtulan kula!

Tanrıya der ki:
Yarabbi, amel defterini yazan melekler, doğru yazmamışlar.
Benim suçum, bunlardan çok fazla.

O iki uyanık melek, yaptıklarımı tam yazmamışlar benim.
Söyle yarabbi, benim suçlarımı yazarken yoksa biri yazıyor, öbürü siliyor muydu ki?

Ömrümün başından beri o kadar kötülükler yaptım.
Şimdi sen tutuyor, her kötülüğüme karşılık on iyilik veriyorsun.

Suçlu bir kulum ama bağışlamanla suçlarımdan faydalandım, kar ettim.
Peygamber, bu sözleri söyler, Tanrının bu işini anlatırken güldü de dişleri göründü.

Sonra dedi ki:
Ey tertemiz tanrı!
Bir avuç toprağın yaptığı ne edepsizlik, terbiyesizlik bu!

Bir de pak ruhun bir sırrı var ki korkarım, onu duysan yok olur gidersin.
Bu şaşılacak sır nedir?

Kim bilir ki?
Kim bilir ki bu şaşılacak sırrın sebebi nedir.

Önünde bunca zahmetler, bunca zorluklar var.
Bütün bunlar, bir hiç olduğundan, bir hiçten ibaret bulunduğundan meydana gelmedi ya.

*Bunlar, belki kendine gelirsin, belki kendini tanır, anlarsın diye meydana geldi.

Sen, onun sevgilisin de onun için böyle yaptı; seni kendi gözünden de gizledi, halkın gözünden de.

Binlerce sebep perdesi meydana çıkardı da hepsinin ardına da bir karyola koydu.

Sen, perde ardında karyolada sevgiliyle yabancılardan ayrı uyuyabilirsin. Ne mutlu sana!

Sevgiliyi baştan ayağa kadar görmeye imkân yok.
Mademki bu böyle, makamını görmek elbette daha iyi,

Çünkü sevgili apaçık görünmez, cilvelenmez.
Yüceliği yüzünden gizli kalması gerekir.

                                     ***
İLAHİNAME. FERİDÜDDİN-İ ATTAR M.E.B. YAY. 392

                                           *
İnfitar suresi (10-12) Mealen: ’’ Şunu iyi bilin ki üzerinizde bekçiler, değerli yazıcılar vardır. Onlar, yapmakta olduklarınızı bilirler’’

Kâtiben melekleri olduğunu bildiğimiz iki melek vardır.
Meleğin biri memur durumundadır.

Yaptıklarını aklında tutar.
Amir meleğin yaz demesiyle yazar.
Diğer melek Amir durumundadır.

Senin niyetine ve yaptığını değerlendirir.
Yanlış yaptığında pişman olmanı, hatanı düzeltmen için bir müddet bekler. İyilik yaptıysan ne maksatla yaptığın, sınırları geçip geçmediğini değerlendirmek için bekler.

Niyetin tamam ve yaptığın tamam olunca memur meleğe:
Şu maksatla, şunu yaptı diyerek amel defterine yaz diye talimat vererek yazdırır.

Allah hükmüyse hiç yazdırmaz.
Halk arasında biri iyiliği, diğeri kötülüğü yazar diye bilinir.

Bu doğru değildir.
Aklınca düşünürsen iyilik ve kötülük niyet ve sonuç itibariyle değerlendirilir.
Bu değerlendirmeyi Amir durumundaki melek yapar.

                                          *
Tövbe:
Yapılan veya yapılmakta olan yanlışın farkına vararak pişman olmak halidir.

Hemen içtenlikle tövbe etmelisin.
Pişman olmak gerekir.

Allah’a affetmesi ve bağışlaması için yalvarmak gerekir.
Bu duanda sadık olman gerekir.

Yalvarış kesin elde ediş değildir.
İşlediği günahı ebediyen terk etmesi kararında olması gerekir.

Tövbe ümidine sığınarak gel, suç ve günah işlemek cesaretinde bulunma.
Tövbe, herkesin gönlüne yol bulamaz.

Kötü işlerin uğursuzluğu tövbenin kalbine yol bulmasına engel olur.
Pişmanlık ateşi içini sardığı zaman hemen abdest alarak vakit namazını kıl.

Namaz bittikten sonra secdeye kapanarak açıkça yaptığını kendi kulağın duyacağı şekilde söyle.

Affedilmek için yalvar.
Sözlerin bittiği zaman Allah diye zikret.

Secdede içine bir ferahlık gelene kadar kal.
Secdeden çıktıktan sonra kul hakkı varsa hemen karşıla.

Borcun varsa ver, yoksa kendisine giderek ödemek için zaman iste. Kalp kırdın ise o kişiyi bul, yanlışlığını yüzüne söyleyerek af dile.

Tövben kabul edildi ise, o yanlışlığa hevesin ve zevkin kalmaz.

Hevesin ve zevkin devam ediyorsa bu suçun affedilmemiş demektir. Yeni fırsat arama yolundasın demektir.

                                        *
  RAVLİ

Popüler Yayınlar