12 Aralık 2012 Çarşamba

SEBEP KİMDENDİR

Bir Hıristiyan la Şeyh Beyazid 46

Hıristiyan dinine bağlanıp hizmet eden bir Hıristiyan papaz bir gün, Beyazid’in huzuruna geldi.
Müslüman oldu.

Şüpheden kurtuldu.
O anda Hıristiyanlığa hizmetten kendini kurtardı.

Şeyh bu durumu görünce bir hayli ağladı.
Birisi Şeyhim dedi:

Neden ağlamaya koyuldun?

Şeyh dedi ki:
Bana bu yüzden ağlama geldi.
Yetmiş yıldan sonra bu iş oluyor.

Ya dedi:
Papazın bıraktığı bu hizmeti ya bana bağlarlarsa ne yaparım diye ağlıyorum dedi.

Yanlış hizmetten kurtulmak hata değil, bağlanmak, neden doğru ve yerinde bir iş olmasın?

Bu işin hakikatini anlamak için, bu işin sırrı ortaya çıksın diye çok düşünülmüştür.

Hizmet kapısındaki canın bir kıymeti olsaydı insan ölmez, hayvan kesilip öldürülmezdi.

*Başını göklere kadar yükseltsen yahut kuyuya girip orasını yurt edinsen, başını kırsan yahut başkaldıran olsan, hiç ama hiç faydası yok.

**Ne sonunu değiştirir senin, ne önünü.**

*** Sen ister başın özgür olsun, ister başını yücelt.

Yalvarışsızlığıma, değişebilir olmama karşı bir pul bile etmez.

                                         ***
İLAHİNAME.2 FERİDÜDDİN-İ ATTAR M.E. B. YAY. 392
                                           *

Yaren: Allah’ın öyle işleri vardır ki akıl erdiremeyiz.
Çünkü ölçüyü bilmiyoruz.
Anlamamız ölçüye göredir.

Yanlış bir hayat sürenin hayatının son kısmında, iyi bir iş yapar, Allah beğenir, tövbe nasip eder temizler, iyi kulları arasına alır.

Doğru bir hayat sürenin hayatının son kısmında öyle bir hata yapar ki, Allah’ın öfkesine hedef olur, kötü kulları arasına alır.

Netice olarak sonumuzun ve başkalarının sonunun ne olacağını bilmiyoruz.
Mevcut aklımızla ihtiyatlı olarak yanlış yapanı bile ayıplamadan, kendi ayıplarımızın affını isteyeceğiz.

Kendimizden emin olmayarak Allah’ın şefkatinden, bağışlamasından ümit kesmeden doğru yaşamaya çalışacağız. 

Allah hakkımız da ne hükmedeceğini bilmediğimiz için, Allah’a sevgi ile bağlanacağız.

Verdiği hükümler bize acı dahi gelse ŞİKÂYETÇİ OLMAYACAĞIZ, ŞÜKREDEN OLACAĞIZ.

                                           *
                             Beyazıt-ı Bistami.

Bilgililerin sultanı, gerçeği araştıranların delili, karanlıkta kalanların ay’ı (anlayamayanlara ışık tutarak yolunu bulmasını sağlayan), temiz ruh sırlarına sahip, gizlenenleri bilen idi.

İsmi şerifleri: Tayfur Bin İsa Bin Âdem bin Siruşan’dır.

Hanefi mezhebinden ehlisünnet ve cemaat dini inanışa sahipti. Evliyaların büyüklerindendi.

Yol önderi, hakikat ustası, şeriatın kanunlarına vakıf idi.

Cafer-i Sadık (Allah ondan razı olsun) Hazretlerinin ruhaniyetinden bolca kültür almıştır.

(Allah’ın sevgili kuluna gönülden sevgi ve saygı ile bağlanırsan yararlanırsın).

Bistam şehrinde doğmuş. Miladi 874 yılında ölmüştür.

Otuz yıl Şam ve civarında gezerek perhiz ederek nefsi ile mücadele etmiştir.
Fevkalade bilgili ve iyiliksever olduğu gibi şiir söyleme kudretine sahipti.

Mana bakımdan sözlerinden birazcık:

Kendin, kendini ara.
(İçine dön)

Kendini temizlemeden Hak yoluna giremezsin.
Yol gösterenin ve yolunu aydınlatanın sözünden başka hiçbir şeye dikkatini verme, değer verme.

Güzel ve güzellik Allah’a aittir.
Dünya ve ahrette göreceğin güzellikler, Allah’ın nurunun orada gözükmesi ile olur.

Emredileni olduğu gibi yap.
Kendinden katış veya eksiltme yapma.

Şekle, vücuda bakıp büyük, küçük tanımı yapmak yanıltır, yanlıştır.
Dinin hükümlerine, sünnetin yapılmasına saygı gösteren büyüktür.

Dünyaya ait isteklerden kurtulursan, olgunluğa ulaşırsın.
Hazır olmadan istekli olmak, mahveder.

Hazır olmadan bir basamak yukarı çıkmaya izin yoktur.
Büyük veya küçük demek için karşılaştırmak gerekir.

Tek olan için bu tanımı kullanamazsın.
Ben ve ben merkezli, açık veya gizli düşüncen varsa, dileklerine erişemezsin.

Önemli ve geçerli olan senin kabul edişin değildir.
Allah’ın kabul etmesi önemlidir.

Başına gelen Allah’tandır.
Sebep arayacaksan Allah’tan ara.

Günahlarını bu dünyada yakmazsan, öbür dünyada günahların seni yakar.
La ilahe illallah diyenin dört özelliği varsa cennetin anahtarı verilir.

Yalan söylemeyeceksin.
Başkasının arkasından konuşmayacaksın.

Kötülük ve haksızlık düşünmeyeceksin.
Haram edilen ve şüphelilerden uzak duracaksın.

İki yüzlülük yapmayacaksın.
Kendine göre dini adetler koymayacaksın.

İnananların sonunu düşünen karanlıkta yol gösteren yıldız olur.
Sohbet et, yardım al, benliğe kapılma.

Layık olmadan kutsal yere girme.
Kul rızası: Allah’ın emrettiğini yapmak, yasaklarından sakınmaktır.

Başka birini değerlendirirken onun gibi olarak değerlendirebilirsin, onun gibi olamıyorsan değerlendirmende çok yanılgı olabilir.

YOLUNU KUR’AN VE SÜNNETLE KORUMALISIN.
(Yararlanılan eser: Ariflerin Menkıbeleri. Murat arık Yüksel. Demir kitap evi yay. No:37 )

                                        *
Önemli uyarı:

***Tasavvufa girmeden önce Kur’an ve hadis ezberlemek, gereği gibi anlayıp bilmek gerekir. 

                                         *
RAVLİ

Popüler Yayınlar